Avukat Onur Şahin yazdı
Avukat Onur Şahin yazdı...

Ekonomik, sosyal, dini, demografik ve etnik fay hatlarına sahip toplumlarda bu fayların kırılmasını engelleyen en önemli unsurlar hukuk ve çağdaş laik ulus devlet bilincidir.
Toplumsal depremler ise hayat şartlarının ağırlaşmasına karşı ortaya çıkan ortak, demokratik tepkilerle engellenir ve yöneticilere hesap sorulur.
TOPLUMSAL AYRIMCILIK VE ULUSAL BÜTÜNLÜK
"Farklılıklarımız zenginliğimizdir" gibi söylemlerle hukuk ve ulusal bilincin zayıflatılması, keyfi, kayırmacı ve zorba ayrımcılıklara zemin hazırlar ve toplumsal yapıyı bozar.
Farklılıkların derinleştirilerek gruplar arası çatışmaya veya iktidar terörüne dönüştürülmesi, uyumu sabote eder ve eşitsizlikleri körükler; bu durum toplum için bir fiyaskodur.
Olması gereken, tüm toplumun ortak paydada buluşacağı çağdaş bir revizyondur. Bu revizyon, servet ve gelir dağılımında adaleti, hukukun üstünlüğünü ve tarihi-kültürel birikimi esas almalıdır. Bu süreçte adalet, dış politika ve milli güvenlik gibi kurumlar bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Yoksulluğa, hukuksuzluğa, güvensizliğe ve adaletsizliğe karşı; refahtan, şeffaflıktan, hakkaniyetten ve eşitlikten yana ortak menfaatlerimizin ve hayallerimizin peşinden gitmeliyiz. Bölünmelerimizin, ötekini düşmanlaştıran ve ulusu ya da devleti tasfiye etmeye yönelik hastalıklı taleplerimizin değil.
BAŞARISIZ İKTİDARLARIN TAKTİĞİ
Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde, başarısız iktidarların ayakta kalabilmek için başvurduğu en yaygın yöntem, imtiyazlar yaratarak toplumu düşman kamplara bölmektir.
Ekonomide, iç ve dış güvenlikte veya mutluluk endeksinde ne kadar başarısız olursanız olun; toplumun genel menfaatine aykırı olarak belirli kesimlere dayanıp toplumun büyük bir bölümünü şeytanlaştırırsanız, düzeninizi devam ettirebilirsiniz. "Evet, ekonomi kötü ve yolsuzluklar var ama diğerleri gelse daha da kötü olur. Onlar dinimize düşman, onlar hain" gibi söylemlerle, iktidardan fayda sağlayanları harekete geçirirseniz, nefretten ve mantık dışılıktan gözü dönmüş bir taban sizi kendi yoksullaşsa bile desteklemeye devam eder. Çünkü bilinçaltında eşitsizliği görürler ve iktidar değişimi durumunda hesap sorulacağını düşünürler. Dahası, on yıllar süren sistematik bir ideolojik telkinle kendilerini kült liderliğindeki bir iktidarla özdeşleştirmişlerdir.
MUHALEFETİN ROLÜ
Silahların eşit olmadığı ve kamusal kurumların tamamen iktidarın baskı aracı haline geldiği bir durumda muhalefetin yapması gerekenler açıktır:
Ortak ve Makul Değerleri Temsil Etmek: Etnik veya dini ayrılıklara dayalı kitlelerden değil, çağdaş, meşru ve ulusal değerlerden güç alarak; işgal altında bile toplumu dönüştürüp ayağa kaldırmış erdemlere sahip çıkmaktır. Ulusçuluk, laiklik ve planlı kalkınma ekonomisi gibi tarihte sınanmış ilkelerden taviz vermeden, baskılara ve manipülasyonlara karşı sadece bu üstün ve kamusal normları işlemelidir.
Doğru Retorik Kullanmak: İktidarın en zayıf ve çürük noktalarını hedef alırken, iktidarı ayakta tutan en yoz kesimin geri ve rezil şartlanmalarına karşı doğru bir üslupla seslenmektir. Bu kesimi de ortak paydalarda gözetmeli, her söylem ve eylemi o kesimin gözünden de değerlendirerek, kazanamasa bile en azından edilgen bir suskunluğa veya gizli bir onaya sevk etmeye çalışmalıdır.
Sonuç olarak, işin sırrı mantıklı ve dürüst insanlara hitap etmektir. Açıkça insanlık suçu işlemiş, toplum düşmanı olduğu suçüstü kanıtlanmış kişiler dışında, farklı veya yanlış düşünen hiçbir kesime karşı ağır kınama veya nefret söylemi kullanılmamalır.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

CHP'nin 21 Eylül'deki kurultayıyla ilgili bomba Kılıçdaroğlu iddiası!

Karakol saldırganı ile ilgili yeni ayrıntılara ulaşıldı

Kayyum krizi sonrası ilk anket! Kayyum darbesi geri tepti

15 Eylül'ün provası mı?

Gazeteler Gürsel Tekin'in polisle CHP binasına girişini nasıl gördü?

Gürsel Tekin’in minibüsünden 'aktrol' çıktı!

Asgari ücretli ve esnafla yapılan anketten Erdoğan'a kötü haber

CHP ve siyasi tarihimiz açısından utanç verici!

Kayyum Tekin’den '30 kişilik liste' dayatması

'Aramızdaki Farkı Bilelim'
