Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8183
Dolar
Arrow
39,8230
İngiliz Sterlini
Arrow
54,3469
Altın
Arrow
4258,0000
BIST
Arrow
10.228

Kemal Sunal: Kahkahaların şairi…

Hilal Özdemir yazdı: Ödül aldığı bir törende konuşmadan da karşısındaki insanları güldürmüştü Kemal Sunal. Sadece dururken bile bizi güldüren büyük ustayı bir kez daha saygıyla anıyorum.

Kemal Sunal: Kahkahaların şairi…

HİLAL ÖZDEMİR

3 Temmuz 2000 tarihinde dokuz yaşındaydım. Mahallede oyun oynarken Kemal Sunal’ın öldüğünü öğrenmiştim. Bir anda oyunu bırakıp, kaldırıma oturup hıçkırarak ağladığımı hatırlıyorum.

Nasıl yani? 

Ben artık Kemal Sunal’ı izlerken kahkahalarla gülemeyecek miydim?

Öyle de oldu. O günden sonra ne zaman Kemal Sunal filmi izlesem, tüylerim ürperir, kalbim sızlar.

Hangi filmini yazsam diye çok düşündüm. Sonunda aşağıdaki üç filmde karar kıldım.

Çöpçüler Kralı, Kibar Feyzo ve Öğretmen…

Çöpçüler Kralı

1977 yapımı olan Çöpçüler Kralı’nın başrollerinde Kemal Sunal, Şener Şen ve Ayşen Gruda yer alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda Zeki Ökten otururken senaryosu ise Umur Bugay’ın kaleminden.

Zabıta Amiri Şakir, görevinin verdiği yetkileri kullanarak esnafın ve ‘çöpçü’lerin üzerinde büyük baskı kurar. Evlerine temizliğe gelen Hacer’e (Ayşen Gruda) aşık olan Şakir’in bir de rakibi vardır: Mahallenin ‘çöpçüsü’ Apti Şakrak…

1980 askeri darbesine giden süreçte çekilen film, dönemin siyasi atmosferini bu üç karakter üzerinden izleyiciye yansıtır. Şakir iktidarın gücünü kullanan yöneticiyi, Apti yönetileni, Hacer ise yoksul kesimi temsil eder.

Şakir, evinin penceresini kürsü gibi kullanıp, mahalle esnafına, özellikle de Apti’ye emirler yağdırır. Bir tek Hacer ile evlenmesine karşı çıkan annesine sözünü geçiremez. O da evde bastırılan otoritesinin gücünü Apti’nin üzerinde gösterir.

Apti: ‘Bundan sonra böyle, çalışmayacam’

Apti, mesleğiyle gurur duyar. Ne de olsa o, ‘belediyenin 2548 yaka numaralı’ temizlik işçisidir. Belediye malı olduğu için elindeki çalı süpürgesini bir an olsun bırakmaz. Emekliliği, sigortası, yılda iki takım elbisesi vardır. Tesadüfen girdiği gazinoda bir anda ünlü olması kısa süreli de olsa hayatını değiştirir. Fakat, bu durum onun asıl mesleğine olan bağlılığını etkilemez. Çünkü, belediyede temizlik işçisi olmak, onun geleceği için garantidir. Yaşadıklarıyla değişen Apti, işçilerin üretimden gelen gücünün farkına varır. Mahalleyi temizlemezse ne amirinin ne de onun üstünde baskı kuranların bir hükmünün kalmayacağını anlar. ‘Bundan sonra böyle, çalışmayacam’ diyerek ilk direnişini göstermiş olur.

Gelelim Hacer’e… Hacer’in tek isteği zabıta amiri ile evlenip yoksulluktan kurtulmaktır. Fakat, ‘devletin koskoca zabıta amiri’ bir hizmetçi ile mi evlenecek…

Film, dönemin siyasi atmosferini başarılı bir şekilde perdeye yansıtıyor. Gazete dağıtan çocuğun verdiği haberlerden ülkede neler olduğunu öğreniyoruz. Uzun ekmek kuyrukları, el altından yağ ve şeker satışı, yaşanan her sorunu gazeteye yazanlar… Bir yanda gecekonduda yaşanan yoksulluk diğer yanda ise apartmanlarda yaşayan insanların hayatları.

Kibar Feyzo

Kibar Feyzo, yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı, senaryosu İhsan Yüce’ye ait olan 1978 yapımı film. Başrollerini Kemal Sunal, Şener Şen, Müjde Ar, İlyas Salman ve Adile Naşit paylaşıyor.

Köylerdeki ağalık sistemine karşı güçlü bir taşlama olan filmde Feyzo’nun hem geleneklere hem de ağaya karşı gelişini izleriz.

Feyzo, askerden döner dönmez soluğu köyün ağası Maho’nun yanında alır. Maho, köyün hem ağası hem de köylünün sahibidir. Sahibidir diyoruz, çünkü köylülerin evlenecekleri kişilerden tutun da tuvaletlerini yapacakları yere kadar tüm kararlar onun onayından geçer. Ağanın sözünün üstüne söz, b.kunun üstüne b.k olmaz! Hal böyle olunca Feyzo’nun yaptıkları giderek göze batmaya başlar.

Köyden her sürgün edildiğinde şehirden yeni öğrendikleriyle gelir. Şehirde işçilerin sendikalı olduğunu, greve çıkarak haklarını aradıklarını ve evlenenlerin başlık parası vermediğini öğrenir. Onun öğrendiği her şey Maho’nun köydeki iktidarını, köylü üzerindeki hâkimiyetini kaybetmesi demektir. Fakat, o da boş durmaz. ‘Bak köyü sataram ha’ diyerek köylüyü tehdit eder.

Gözü açılan köylüler bir araya gelerek Maho ağayı tahtından eder. Sonunda Feyzo, Maho’yu öldürür. Mahkemede Feyzo, ‘sizce kim haklı hakim bey’ diye sorar. Bir ağa gider, öteki gelir. Hem de daha kötüsü!..

Kemal Sunal, Kibar Feyzo filminde izleyiciye başlık parası gibi çağ dışı uygulamaları, köylünün emek verdiği toprakta ağadan daha fazla hakkı olduğunu gösterir. Bunu yaparken de güldürü unsurlarını kullanır.

Öğretmen

Öğretmen, başrolünü Kemal Sunal ve Selma Sonat’ın paylaştığı 1988 yapımı film. Yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı filmin senaristi ise İhsan Yüce. Öğretmen, diğerlerinin aksine komedi değil dram filmidir.

Hüsnü Çelik: ‘Suçumuz iyiyi doğruyu yapıp göze girmek. Şimdi gerçek bir suç işlememiz lazım ki bizi köye tayin etsinler.’

Hacı Mercan Köyü İlkokulu’nda öğretmenlik yapan Hüsnü Çelik (Kemal Sunal), yılın en başarılı öğretmeni seçilir ve ödül olarak İstanbul’a tayin edilir. Fakat bu ödül kısa sürede onun için hayatının en büyük cezasına dönüşür.

İstanbul’da öğretmen maaşıyla yaşamak, köydeki gibi değildir. Ev kiraları yüksek olduğu için evini okuldan uzakta bir semtte tutmak zorunda kalır. Yol masrafları yüksek olduğu için yürüyerek okula gidip gelmeye başlar. Öğretmenler odasında sohbet ettiği meslektaşları için de durum farksızdır. Hepsinin öğretmenlik dışında ek işleri vardır. Hüsnü de geçinebilmek için seyyar satıcılık yapmaya başlar.

Reklamlarda gördüğü kooperatifle anlaşıp ev almak ister. Seyyar satıcılıktan kazandığı parayı peşinata yatıran Hüsnü, gazetede gördüğü haberle yıkılır. Anlaştığı kooperatif dolandırıcı çıkar. O saatten sonra Hüsnü için geri dönüşü olmayan sorunlar başlar. Psikolojisi iyice bozulan Hüsnü, sınıfta seyyar satıcı gibi bağırmaya, yolda yürürken zabıta gördüğü yerde kaçmaya başlar.

Sunal, Öğretmen filmiyle bu defa hüzünlendirir seyirciyi. İnsanların pek çoğunun öğretmenlik mesleğiyle ilgili fikirleri belli: Garantili devlet işi, yılda üç ay tatil...  Fakat, filmde görüyoruz ki öğretmenler İstanbul gibi büyükşehirlerde yüksek fiyatlar nedeniyle geçim sıkıntısı yaşıyor, ek iş yasak olduğu için elindekiyle yetinmek zorunda kalıyor. Günümüzde de atanamayan ve ücretli öğretmenlik yapanları düşündüğümüzde film 1988 yılından günümüze ışık tutuyor.

Kemal Sunal’dan önce yerli filmlerde komedi alanında en öne çıkanlar; İsmail Dümbüllü, Sadri Alışık’ın hayat verdiği Turist Ömer ve Öztürk Serengil’in canlandırdığı karakterlerdi.

Sinemada uzun yıllar komedi filmlerinin açığını kapatan bu yapımlar, daha çok tiyatro ve Hacivat- Karagöz kültüründen etkilenerek konuşma dilindeki hatalar, küfürler ve karakterlerin sakarlıklarını temel alarak izleyiciyi güldürüyordu. Fakat zaman ilerledikçe değişen kültür ve siyasi iklimle beraber sinemadaki güldürü unsurları da değişti. 

İlk kez 1972 yılında Tatlı Dillim filminde yan rolde izlediğimiz Kemal Sunal, asıl çıkışını Hababam Sınıfı filmleriyle yaptı. Filmde ‘İnek Şaban’ olarak karşımıza çıkan Sunal, ‘Şaban’ tiplemeleriyle sinemada artık başrolde yer almaya başladı. Şaban karakteri, kendinden öncekiler gibi yanlış telaffuz ve argo değil Keloğlan masallarında olduğu gibi saflığıyla kendinden üst konumdaki insanları zor durumlara düşürerek güldürdü. Türk Sineması’nın usta yönetmenleri Ertem Eğilmez, Atıf Yılmaz ve Kartal Tibet ile pek çok filme imza attı.

Filmografisinin tamamı düşünüldüğünde Sunal’ın karakterlerinin yönetimle, iktidarla, patronla, ağayla hep bir derdi vardır. O, kötülere saflığı ile karşı durur. Canlandırdığı karakterler halkı temsil eder. Kimi zaman çöpçü, kimi zaman kapıcı, kimi zaman öğretmen, kimi zaman da sahte mafya babası olur. Fakat mesleği ne olursa olsun o hep iyinin yanındadır. 

Filmlerinin nesiller boyunca sevilmesinin ve tekrar tekrar izlenmesinin nedeni de bu. Hayat verdiği karakterler yalnızca filmin çekildiği dönemi değil geniş bir zaman dilimini kapsayarak günümüze de ışık tutuyor. 

Belki burada bahsettiğimiz filmlerde olduğu şekilde değil, ama yine köylerde ve şehirlerde insanlar çeşitli sorunlarla karşı karşıya. Ekip biçtiğini satamayan çiftçilerin sorunları, ücretli öğretmenlik yaparak geçimini sağlamaya çalışan öğretmenlerin dertleri ve zabıta Şakir gibi devletin çeşitli kademelerinde yer alan insanların çalışanlara uyguladığı baskılar devam ediyor... Fakat sorun şu ki, ülkemizde yaşanan bu sorunlar sinemada çok fazla yer bulmuyor. En azından komedi filmlerinde. Birkaç filmi dışarıda bırakırsak komedi filmleri kategorisinde başarılı yapımlar ve karakterler ortaya çıkaramıyoruz. Kemal Sunal’ın filmlerinde zihnimize mıh gibi kazınan replikleri hâlâ ezbere bilip kahkahalar atarken, günümüz yapımlarında bunlara denk gelmiyoruz. Her konuda olduğu gibi komedide de hızlı tüketip unutuyoruz. Aslında bunun nedeni izleyiciyi derinden etkileyen karakterler yaratmak yerine, daha yüzeysel ve argoya ağırlık veren güldürülerin kaleme alınması.

Sinemada komedi kategorisindeki bu geriye gidiş nedeniyle daha fazla sarılıyoruz Kemal Sunal filmlerine. Birçok kuşağı büyüten bu filmler, ülkemizde komedinin nasıl olması gerektiği konusunda yeni nesillere de örnek olması açısından önemli.

Sinemada yeni bir ‘Şaban’ yaratılır mı bilmiyorum, ama o zamana kadar biz yine ilk günkü heyecan ve kahkahalarla Kemal Sunal’ı izleyeceğiz gibi duruyor.

Bu yazı vesilesiyle ben de Çöpçüler Kralı, Kibar Feyzo ve Öğretmen filmlerini yeniden izledim.

Kemal Sunal ve filmleri üzerine bugüne kadar çok yazıldı, yazılmaya da devam edecek.

Ödül aldığı bir törende konuşmadan da karşısındaki insanları güldürmüştü Sunal. Sadece dururken bile bizi güldüren büyük ustayı bir kez daha saygıyla anıyorum.


Haber Kaynağı : 12punto

Wodo Network