Anahtar Partisi Genel Başkanı Ağıralioğlu'ndan Cumhur İttifakı'na seçim çağrısı: Yol arkadaşınız Öcalan'ı da alın gelin
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin kuruluşunun birinci yıl dönümünde Büyük Ankara Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte konuştu.
Ağıralioğlu, "Öcalan'a yol arkadaşı oldunuz. 2023 seçimlerinde muhalefet için diyordunuz ki 'Bunlar Öcalan'ı serbest bırakacaklar.' Umut hakkından bugün bahsetmesine sebep olduğunuz terörist başına çok ağır hakaretler ediyordunuz. Şimdi 'terörist' de diyemiyorsunuz. Yolun başında milletinize umut olmak için yola çıkmıştınız. Milletinizin kabusu oldunuz. Öcalan'a umut hakkından bahsediyorsunuz. Biz sizi unutma hakkımızı kullanacağız" dedi.
Anahtar Parti Genel Başkanı Ağıralioğlu, "28 Ekim'de parti kurmanın zor olduğu bir iklimde, her parti kurana 'deli' gözüyle bakıldığı bir zeminde, memleket için bir daha denemenin, tekrar yola koyulabilmenin, yeniden mücadele edebilmenin, yeniden Türk milleti için gayretle yola düşebilmenin kararlılığı hissesine düşmüş bir avuç adamın 'bir daha' dediği günün birinci senesindeyiz" diye konuştu.
Ağıralioğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
"Basın, siyasi analist çevrelerinin, siyaset muhitlerinin 'bu zamanda, bu zeminde parti kurmak zordur' dediği; 'bu zamanda, bu zeminde partiyi tutturabilmek pek mümkün değildir' diyebildiği bir zeminde, hissesine hiç tereddüt düşürmemiş bir kadronun diline dökülen; neyi tutacağını bilenlerin partisi tutacak, 'endişe etmeyin' diyenlerin salonunda coşkuyla toplandığı birinci yıldayız. 28 Ekim'de Türk milletinin ümit ufkuna haykırarak demiştim ki: 'Neyi tutacağını bilenlerin partisi millet sinesinde tutacak.' Neyi tutacağımızı biliyorduk yola çıktığımızda. Devleti tutanların, devleti tutacak olanların, vatanı tutacak olanların, Cumhuriyet'i tutacak olanların, emeği, alın terini tutacak olanların, gençlerin umudunu tutacak olanların, çalışanın hakkını, alın terini tutacak olanların, üretenin ürettiğini, satabilenin sattığını, planlayabilenin planladığını öngörülebilirlik olarak bulabileceğini tutanların partisi tutacak demiştim. Biz neyi tutacağını bilen bir hareketiz.
"BU PARTİ TÜRK MİLLETİNİN OLSUN DİYE KURULDU"
Geçen gün büyüyen coşkumuzla buradayız. Yine meydanlardaydık. Bir yılı meydanlarda geçirdik. Basının ne konuşmak zorunda bırakıldığını bildiğimiz iklimde, memleketin meselelerinin siyasi olarak konuşulmasın isteğine malzeme, meze edilen memleket gündemine biz gerçek bir memleket gündemi ve mesuliyetiyle davranıp adım adım, sokak sokak, şehir şehir dolaşıp bir yılı, memleket ufkunda yeni bir iradenin mayalanmasına harcadık. Bu hareket bugün bu salonlarda tutmuş bir hareketin coşkusu olarak gelebilmişse; milletine odaklanmış, milleti için kurulabilmişse, 28 Ekim'de yola çıkarken neyi tutacağını biliyor olmamızın ciddiyetine borçluyuz bunu. Bu parti bir parti ekleyelim hevesini değil; bu anahtar parti 161. parti olarak kurulduğunda, bir parti de bizim olsun hevesinin değil, Türk milletinin olsun diye kuruldu. Anahtar Parti devletimiz için kuruldu. Anahtar Parti milletimiz için kuruldu. Anahtar Parti vatanımız, bayrağımız için kuruldu. Anahtar Parti paramızın itibarı için kuruldu. Üretenin hakkını alamadığı bu dünyada, üretenin hakkı için kuruldu. Alın teri için kuruldu. Çocuklarımızın hayallerine kuruldu. Umuda kuruldu.
"PROMPTER CİHAZINI KALDIRSALAR, GÖRECEK MİLLETİNİ"
Genç işsizliği bellidir. Eğitim problemlerimiz bellidir. Yeteneklerini keşfedemediğimiz çocukların durumu bellidir. Atanmayan öğretmenin derdi de bellidir. Staj, çıraklık mağdurlarının derdi bellidir. Emeklilikte kademe diyenler bellidir. Kamu işçileri bellidir. Emniyet teşkilatımızın yorgunluğu bellidir. Tarım ve hayvancılığın derdi bellidir. Üretimin derdi bellidir. Esnafın, sanayicinin derdi bellidir. Eğitim sistemimizin problemleri bellidir. Her şey bellidir aslında. Buraya ben değil, muhalefetten hangi partinin genel başkanı gelse aynı şeyleri söyleyecektir. İşin daha vahimini söyleyeyim size: Buraya muhalefetten değil, Sayın Cumhurbaşkanı da gelse bizim dediklerimizin aynısını diyecektir. Sadece onun bir problemi var. Milletine prompter cihazından baktığı için görmüyor bizi. Prompter cihazını kaldırsalar, görecek milletini. Camdan konuşuyorlar. Camı seyrederek konuşuyorlar. O yüzden candan konuşanları duymuyorlar. Prompter cihazlarını kaldırsalar milletlerini karşılarında bulacaklar. Dertlerini görecekler. Derman olmak zorunda oldukları her sorunu fark edecekler.
"MİLLETİME, DİNİME, DEVLETİME ADANMIŞ BİR ÖMÜR YAŞADIM"
Ben şimdi kendi adımızla konuşunca bir yıldır konuşuyorum. Basınımız burada. İlk defa bu kadar çok kameraya konuşuyorum. Sitem ettim bir yıl boyunca. Bir yıl boyunca sitemler ettim. Sitemlerin bazıları milletimiz için mahsunluk sebebi oldu. Bazen önümde bir tane kamera buldum, bir tane mikrofon. O bir tane mikrofona şöyle seslenmek zorunda kaldım: 'Çocuklarımızın katillerinin önüne prompter cihazı koyuyorsunuz. Kandil'de evlatlarımızı vura vura yaşlanmış katiller sürüsüne canlı yayın araçları gönderiyorsunuz. Milletimizin evlatlarının önünde bir tane mikrofon gönderiyorsunuz. Ben o bir tane mikrofona konuşurken de mikrofonsuz konuşurken de Türk milletine konuşuyordum. Partime değil. Memleketin geleceğine konuşuyordum. O zaman milletimin kalbine yük oldu söylediklerim. Ben memleketin evladıyım. Kendimi bildim bileli, vatanıma, milletime, dinime, devletime adanmış bir ömür yaşadım.
"MİLLETİN KABUSU OLDUNUZ"
Bu karne 50 artı 1 ile çıktığınız Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin karnesi. Değiştirin kardeşim. Bunu şöyle yapacaksınız: 50 artı 1'ini değiştireceksiniz. Siyasetteki ilkesizlik hattından kurtulacaksınız. Öcalan'a yol arkadaşı olmaktan sizi kurtaracak bir şeyden bahsediyorum. Sizi bugün Öcalan'ın önüne mikrofon koymaya, prompter cihazı koymaya, Kandil ile oturup konuşmaya mecbur eden; Allah'ın sizin marifetinizle bizi imtihan ettiği yüzde 50 artı 1 berbat sistemidir. Şimdi sizi de bizi de bu siyasi sistemde ilkeyle yeniden ayağa kaldıracak olan bir şey teklif ediyorum. Teklifimizin arkasındaki şey şudur: Öcalan'a yol arkadaşı oldunuz. 2023 seçimlerinde muhalefet için diyordunuz ki 'Bunlar Öcalan'ı serbest bırakacaklar.' Umut hakkından bugün bahsetmesine sebep olduğunuz terörist başına çok ağır hakaretler ediyordunuz. Şimdi 'terörist' de diyemiyorsunuz. Yolun başında milletinize umut olmak için yola çıkmıştınız. Milletinizin kabusu oldunuz. Öcalan'a umut hakkından bahsediyorsunuz. Biz sizi unutma hakkımızı kullanacağız. Evlatlarımızın katiline umut oldunuz. Çocuklarımıza kabus oldunuz. Türk milletinin güçlü yarınları için çıktığımız bu yolun her merhalesinde itham edilecek kabahatlerin sahibisiniz siz.
"HEVESLERİNE LÜTFEN TBMM'Yİ ALET ETME"
Sandıkların başında sizi bekliyoruz. Öcalan'ı da alın gelin. Yol arkadaşınız. Alın gelin. Öyle diyorsunuz. 'Kurucu önder' diyorsunuz. Alın gelin. Evlatlarınızın katillerinin önüne mikrofonlar koyuyorsunuz. Numan Bey bu ara kantarın topuzunu kaçırdı. TBMM'nin başkanıdır. Millet iradesinin tecelligahıdır. Bence öyledir, milletimizce de öyledir. Dünyanın en şerefli mekanı TBMM'dir. TBMM Başkanı, hangi makamda oturduğunu asla unutmamalıdır. TBMM, koridorlarında evlatlarının katiline slogan attırılan sonra bununla işlem yaptırılmayıp, Kürtçe şiir okuyup, cumhurbaşkanlığı adaylığı planlanan yer ve makam değildir. Senin önümüzdeki dönem cumhurbaşkanı adayı olma hevesin olabilir. Bu heveslerine lütfen TBMM'yi alet etme."
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar
İbrahim Hacıosmanoğlu Zorbay Küçük ile ilgili o gerçeği açıkladı
Selahattin Demirtaş'tan yeni açıklama geldi
Tuğrul Türkeş'ten MHP'ye üstü kapalı Kuzey Kıbrıs mesajı
İran Türkiye olmayacak!
Osman Kavala'ya tutukluluğunun sekizinci yılında destek mesajları
Saray cephesinden Ali Babacan iddialarına yanıt geldi
Hacettepe Üniversitesi Öğrencilerine Tavsiyeler
Harf İnkılabı 97 yaşında!
'Bir yanda yanarak ölen bir bebek, diğer yanda şatafat'
Yeni Yol Grubu'nda AKP krizi çıktı!