Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Buğra Gökce'den iddianamedeki suçlamalara yanıt

İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, İBB davasında kendisine yöneltilen suçlamalara sosyal medya üzerinden yanıt verdi.

Buğra Gökce'den iddianamedeki suçlamalara yanıt

İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, İBB davası kapsamında hazırlanan iddianamede yer alan suçlamalara karşı Silivri'deki Marmara Cezaevi'nden açıklamalarda bulundu. Gökce, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, iddianamenin kendisine yönelik suçlamaları destekleyecek somut bir delil içermediğini belirtti.

Gökce, "Kamu görevinin doğası gereği yapılan işlemlerin 'örgüt faaliyeti' olarak nitelendirilmesi mümkün değildir" diyerek, iddianamede mal varlığında usulsüz bir artış olmadığını ve herhangi bir çıkar ilişkisine girmediğini vurguladı. Ayrıca, MASAK raporları ve diğer mali incelemelerde de şüpheli bir durum tespit edilmediğini ifade etti.

 

İDDİANAMEDEKİ TUTARSIZLIKLAR

Gökce, iddianamede kendisine yöneltilen ihaleye fesat karıştırma suçlamalarının dört tanesinin, görevde olmadığı dönemlere ait olduğunu belirtti. Bu durumun iddianamenin kendi içinde tutarsız olduğunu gösterdiğini savundu. Ayrıca, belediye şirketlerinin ihale almasının hukuka aykırı olmadığını ve bu süreçlerde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını dile getirdi.

Gökce, örgüt üyeliği iddiasının ise soyut yorumlara dayandığını ve iddianamede somut bir delil bulunmadığını belirtti. Kamu görevi çerçevesinde yürütülen mesleki temasların, var olmayan bir örgütün üyeliği olarak gösterilmeye çalışıldığını ifade etti.

Sonuç olarak, Gökce, iddianamenin kendisine yönelik suçlamaları destekleyecek somut bir delil içermediğini ve masumiyet karinesinin ihlal edildiğini savundu.

Gökce'nin açıklamasının tamamı şöyle:

''8,5 aydır tutuklu yargılanmam devam ediyor.  İddianameyi şartlar dahilinde inceledim. Şahsıma yönelen iddialara cevap vermek ve kamuoyunu bilgilendirmek isterim.

''AĞIR BİR İHLAL''

Kendi irademle emniyet birimlerine gittim. Gözaltı ve tutuklu yargılama sürecinde “rüşvet' ve 'suç örgütü üyeliği' suçlamaları yöneltildi. 8,5 ay boyunca bu suçlamalara ilişkin hiçbir somut fiil ve delil gösterilmedi. Hiç şüphe yok ki soruşturma belgelerine erişimim kısıtlıyken iddianamenin tüm ülkeye açılması adil yargılanma ve masumiyet karinesi açısından ağır bir ihlaldir.

Yaklaşık dört bin sayfalık iddianamede, sekiz buçuk aydır tutuklu yargılanmama temel gerekçe olan 'rüşvet' suçuna ilişkin herhangi bir isnat yoktur.  MASAK raporları ve diğer mali incelemelerde mal varlığımda artış, şüpheli para hareketi, gizli/açık tanık beyanı veya usulsüz gelir tespit edilmemiştir. Sahibi olduğum iki konutun da 30 yıllık birikim ve banka kredileriyle edinildiği bizzat iddianamede yer almaktadır. Böylece tek kuruş haksız kazanç elde etmediğim resmî belgelerle ortaya çıkmış durumdadır.

İddianamede şahsıma yöneltilen 12 adet ihaleye fesat karıştırma eyleminin dördü bakımından, isnat edilen tarihte görevde olmadığım kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Bunlardan ikisi, 2020 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak görev yaptığım döneme, diğer ikisi ise, Kasım 2023’te İBB’den istifa ettikten sonraki döneme denk düşmektedir. Fiilen görevde olmadığım yer ve zaman dilimlerine ilişkin bu iddialar, iddianamenin kendi içinde dahi tutarlı olmadığını göstermektedir.

Görev yaptığım dönemle ilgili isnatlar ise AKP döneminde de çok sayıda örneği olan İBB iştirakleri tarafından kazanılan belediye tesislerinin işletilmesi ve bazı hizmetlerin görülmesine yönelik Belediye Şirketlerinin aldığı ihalelere ilişkindir.

Bu ihalelerde görevim; muhammen bedeli belirleyen ya da şartnameyi hazırlayan teknik komisyonlarda yer almak değil, genel sekreter yardımcısı sıfatıyla, hazırlanan evrakı encümene sevk etmek ve sürecin mevzuata uygun işleyip işlemediğine bakmaktır. Dolayısıyla “ihaleye fesat” suçunun maddi unsurlarını oluşturabilecek bir tasarrufum bulunmamaktadır.

''SORUMLULUĞUM SÖZ KONUSU EDİLEMEZ''

Belediye şirketlerinin ihale alması da hukuka aykırı değildir. Nitekim, İBB’de önceki dönemlerde görev yapan ve çoğu AKP hükümetlerinde bakanlık sorumluluğu üstlenen kişilerin tümü bu tür ihale süreçlerinde imza yetkilisi olmuştur. İhaleyi kazanan şirketin altyüklenici olan şirketlerle sözleşme yapması ya da bu sözleşmelerle üstlenilen edimlerin ifası süreçleri ile hiçbir ilgim bulunmadığından, herhangi bir hileli davranışta bulunmam ve/veya sorumluluğum söz konusu edilemez.

Reklam mecralarına ilişkin ihaleler konusunda daha önce verilen soruşturma izninin Danıştay 1. Dairesi tarafından iptal edildiğini, bu kararda muhammen bedel belirlemenin uzmanlık isteyen ve ayrı komisyonlarca yapılan bir iş olduğunun, genel sekreter yardımcısının bu işten sorumlu tutulamayacağının açıkça belirtildiğini ifade etmek istiyorum. Bu kararın yok sayılması mümkün değildir.

Örgüt üyeliği iddiası esasen HTS ve sinyal kayıtlarından çıkarılan soyut yorumlara dayanmaktadır. Çünkü, iddianamede herhangi bir örgütsel hiyerarşi kapsamında talimat ilişkisi, çıkar temini veya para trafiği içinde bulunduğum somut şekilde gösterilmemiştir. Yalnızca kamu görevi çerçevesinde yürütülen mesleki temaslar ve görevin gereğini yerine getirebilmek için zorunlu olan iş ilişkisi mesnetsiz şekilde 'var olmayan örgütün üyeliği' olarak gösterilmeye çalışılmaktadır.

Kamu görevinin doğası gereği yapılan işlemlerin “örgüt faaliyeti” olarak nitelendirilerek kriminalize edilmesi mümkün değildir.

Sonuç olarak: söz konusu iddianame; mal varlığımda usulsüz bir artış olmadığını, maddi veya siyasi herhangi bir çıkar ilişkisine girmediğimi, örgüt üyeliğine veya ihaleye fesat suçuna dayanak teşkil edebilecek somut bir fiil bulunmadığını, belgelemektedir.''

 


Haber Kaynağı : 12punto

Dr. Buğra Gökce
Wodo Network