İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve üyelerine dava
İstanbul Baro Başkanı Kaboğlu ve 10 yönetim kurulu üyesine yönetimlerine son verilmesi ve yeni yönetim seçilmesi istemiyle dava.

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Yönetim Kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talebiyle davaname hazırlandı.
Baro başkanı ile yönetim kurulu üyeleri hakkında İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldı.
Ayrıca terör örgütü propagandası yapmak suçundan da Adalet Bakanlığı’ndan kovuşturma izni istendi.
DAVANAMEDE NE TALEP EDİLDİ?
Davanamede, İstanbul 1 No'lu Barosu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu'nun amacı dışında faaliyet gösterdiğine vurgu yapıldı. Savcılık, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun görevlerine 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun Baronun kurulması, organlarının görevden uzaklaştırılması ve görevlerine son verilmesi" başlıklı 77. Maddesinin 5'inci fıkrası uyarınca son verilmesine, yerlerine yeni Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin seçilmesini talep etti.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri hakkında, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından re'sen soruşturma başlatmıştı.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

Gelinim Mutfakta 8 Mayıs Perşembe puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

2025 kurban bedelleri açıklandı

Cumhur İttifakı'nda büyük kayıp! Anket sonuçları ortaya çıktı

Yeni Açılım 'Dolmabahçe-2' mi?!

‘İletişimi anlamak insanı ve toplumunu anlamaktır’

BEDAŞ İstanbul'da bugün elektrik kesintisi yaşanacak ilçeleri sıraladı

Fatih Erbakan'dan 'yeni ittifak' sinyali! Partinin ismini de verdi

Özgür Özel, Yılmaz Özdil'e 'geri vitesi yedirirler adama' dedi

Anonymous'tan Erdoğan'a mesaj

Ekonomik kriz derinleşirken: Rakamların dili ve halkın gerçeği
