Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
47,7704
Dolar
Arrow
40,6643
İngiliz Sterlini
Arrow
54,8198
Altın
Arrow
4404,0000
BIST
Arrow
10.642

Mehmet Murat Çalık'ın serbest bırakılması hukuki ve vicdani bir zorunluluktur

Av. Dr. Mehmet Ruşen Gültekin ve Av. Deniz Ali İlkem Demir, Mahir Polat'ın serbest bırakılması için çağrıda bulundu.

Mehmet Murat Çalık'ın serbest bırakılması hukuki ve vicdani bir zorunluluktur

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, 19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran “yolsuzluk ve suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınmış, 23 Mart 2025’te sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanarak Marmara Cezaevi’ne gönderilmiştir. Çalık’ın kamu görevi, yerel yönetim pratiği, halkla kurduğu güven ilişkisi ve sağlık durumu birlikte değerlendirildiğinde, bu tutuklama kararı yalnızca hukuki değil, aynı zamanda insan hakları açısından ciddi bir endişe kaynağıdır.

1972 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde doğan Mehmet Murat Çalık, İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunudur. Ekrem İmamoğlu döneminde Beylikdüzü Belediyesi’nde teknik başkan yardımcılığı görevini üstlenmiş; 2019 ve 2024 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi’nden Beylikdüzü Belediye Başkanı seçilmiştir. Sosyal belediyecilik, kentsel dönüşüm ve katılımcı yönetim anlayışıyla kent hakkına dayalı bir yönetim modeli geliştiren Çalık, yerel düzeyde güçlü bir toplumsal destek kazanmıştır. Bugün tartışılan mesele, yalnızca hukuki süreç değil, sağlık hakkı ve insan onuruyla doğrudan ilişkili ağır bir insan hakları meselesidir.

SAĞLIK DURUMUNUN CİDDİYETİ VE CEZAEVİ KOŞULLARI

Tutuklandığı tarihten bu yana geçen süreçte Mehmet Murat Çalık’ın ciddi kilo kaybı yaşadığı (yaklaşık 18 kg), bağışıklık sisteminin çöktüğü ve lenfoma şüphesiyle ameliyat edildiği bildirilmektedir. Hastanelerde hazırlanan kapsamlı raporlarda, kemik iliği biyopsisi, tümör belirteçleri, nötropeni bulguları ve radyolojik incelemeler neticesinde lösemi nüksü açısından yüksek risk grubunda yer aldığı ifade edilmiştir. Cezaevi ortamının bu denli riskli sağlık koşullarında tedaviyi sürdürebilmek için uygun olmadığı belirtilmiş, konutta infaz veya ev hapsi gibi daha hafif güvenlik rejimlerinin uygulanması önerilmiştir.

TEDAVİYE ERİŞİMDE YAŞANAN SORUNLAR

Çalık’ın sağlık durumu, yapılan tüm tıbbi tetkiklere rağmen Adli Tıp Kurumu’nun yeni ve kapsamlı tetkik talebiyle sürece yayılmış ve tedavi gecikmiştir. Bu durum, avukatları tarafından “sağlık hakkı ihlali” ve insan onuruna aykırı uygulama olarak nitelendirilmiştir. Tam teşekküllü sağlık kurumlarında yapılan muayeneler ve analizler neticesinde cezaevi koşullarının tedaviye elverişsiz olduğu açıkça raporlanmış; buna rağmen İzmir’deki cezaevine nakli, aileden ve tedavi ekibinden uzaklaştırılmasına neden olmuştur. Cezaevi-hastane nakil süreçlerinde yaşanan gecikmeler, Hasta Hakları Yönetmeliği’ne aykırı uygulamalar barındırmakta, hasta mahpusların kelepçeli ve uzun süreli yolculuklara maruz bırakılması ise insan hakları bakımından ciddi sakıncalar doğurmaktadır.

TUTUKLAMADA ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ VE ALTERNATİFLER

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi, tutuklamayı ancak somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi ve bir tutuklama nedeni (kaçma, delilleri karartma gibi) bulunması halinde istisnai bir tedbir olarak öngörür. Aynı Kanun’un 101. maddesi, tutuklama kararının gerekçeli olarak verilmesini zorunlu kılar. Mehmet Murat Çalık, sabit ikametgâhı, kamuoyundaki bilinirliği ve seçilmiş bir görevde bulunması sebebiyle kaçma şüphesi taşımayan bir kamu görevlisidir. Ayrıca basına yansıyan bilgilerden, soruşturmaya ilişkin belgelerin önemli kısmının toplanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu koşullarda ev hapsi, adli kontrol gibi daha hafif tedbirlerin tercih edilmemesi, koruma tedbirlerinin ölçülülük ilkesine aykırı şekilde uygulanmakta olduğuna işaret etmektedir.

DEVLETİN SAĞLIK VE YAŞAM HAKKINA YÖNELİK SORUMLULUĞU

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16. maddesi, ağır sağlık sorunları yaşayan mahpuslar için infazın ertelenmesini mümkün kılar. Ancak uygulamada, bu hükmün hayata geçmesi çoğunlukla Adli Tıp Kurumu raporuna bağlanmakta; üniversite ve devlet hastanelerinden alınan kapsamlı raporlar dahi çoğu zaman yeterli görülmemektedir. Mehmet Murat Çalık hakkında da çeşitli hastanelerden alınan sağlık kurulu raporlarında, cezaevi koşullarında tedavinin mümkün olmadığı ve enfeksiyon riskinin hayati tehdit oluşturduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, ATK’nın süreci geciktirmesi ciddi eleştirilere yol açmıştır. Bu durum, hukuk devleti ilkesine ve insan hayatının korunması yönündeki pozitif yükümlülüklere açıkça aykırıdır. Anayasa’nın 17. maddesi herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma hakkını güvence altına alırken; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi yaşam hakkını, 3. maddesi ise işkence ve insanlık dışı muamele yasağını düzenler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kudla/Polonya ve Kalashnikov/Rusya kararlarında devletin tutuklu kişilerin sağlığını koruma yükümlülüğünü açıkça ortaya koymuştur. Bu bağlamda, Mehmet Murat Çalık’ın tutukluluğu bireysel hak ihlali niteliğinde olmaktadır. Devletin görevi, yargılamayı sağlık ve insan onurunu gözeterek yürütmek, kişiyi cezalandırmadan önce korumaktır.

TOPLUMSAL VİCDAN VE SİYASİ YAKLAŞIMLAR

Mehmet Murat Çalık’ın durumu yalnızca hukukçuların değil, farklı siyasi görüşlerden yöneticilerin ve toplum kesimlerinin de vicdanını harekete geçirmiştir. AK Partili Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in “Çalık tutuksuz yargılanmalı” açıklaması, siyasi aidiyetin ötesinde bir duyarlılığa işaret etmektedir. Benzer şekilde Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’ın “Mehmet Murat Çalık Başkanımızı seven birisiyim. Umudum, ev hapsi kararıyla tahliye edilmesidir.” sözleri, meselenin insani boyutuna dikkat çeken önemli çıkışlardır. Bu ortak vicdani duruş, kamuoyunun da özgürlük ve yaşam hakkı söz konusu olduğunda ayrışma değil birleşme eğiliminde olduğunu göstermektedir.

HUKUKİ GEREKÇELER IŞIĞINDA GENEL DURUM

Mehmet Murat Çalık’ın tutukluluğu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tanımlanan istisnai nitelikli tutuklama şartlarını karşılamadığı gibi, alternatif tedbirlerin uygulanabilirliği göz ardı edilmiştir. Sağlık durumu nedeniyle infazın ertelenmesini mümkün kılan kanun hükümleri işletilmemekte, cezaevi koşulları tedaviye olanak tanımamaktadır. Anayasa ve AİHS tarafından güvence altına alınan yaşam ve sağlık hakları, Mehmet Murat Çalık nezdinde ciddi biçimde ihlal edilme riski taşımaktadır. Masumiyet karinesi ve sağlık hakkı ihlal edilmeden sürdürülebilecek bir yargılamanın mümkün olduğu açıktır. 

Mehmet Murat Çalık’ın tutukluluğu; hukuki ölçülülük, yaşam hakkı, sağlık hakkı ve insan onuru açısından ciddi sakıncalar barındırmaktadır. Koruma tedbirleri, hiçbir zaman cezalandırma aracına dönüşmemelidir. Tam teşekküllü hastane raporlarının dikkate alınması; ATK sürecinin hızla sonuca bağlanması; ev hapsi gibi daha hafif tedbirlerin acilen uygulanması gerekmektedir. Çalık’ın derhal tahliyesi ve yargılamasının tutuksuz şekilde devamı, yalnızca bireysel bir karar değil, hukuk devletinin gereği ve toplum vicdanının ortak talebidir.

Yaşam hakkının geri dönüşü yoktur.

Av. Dr. Mehmet Ruşen Gültekin & Av. Deniz Ali İlkem Demir


Haber Kaynağı : 12punto

Mehmet Murat Çalık Mehmet Ruşen Gültekin
Wodo Network