Naim Babüroğlu: Esenyurt'taki tutuklama sonrası seçim süreci fiilen başladı

Babüroğlu, Sözcütv'de katıldığı Nokta Atışı adlı programda gündemdeki konulara dair değerlendirmede bulundu.

AKP'nin başlattığı yeni açılım sürecini tarihin tekerrürü olarak değerlendiren Naim Babüroğlu, Ahmet Özer'in tutuklanmasına dair süreç hakkında konuştu.

Uluslararası İlişkiler ve Strateji uzmanı ve 12punto yazarlarından Naim Babüroğlu şunları söyledi:

"İsrail, Türkiye'ye saldırmaz çünkü öyle bir hedefi yok ve ihtiyacı da yok... Neden yok, hedefi söylendiği gibi vaat edilmiş topraklarsa o illerde demografik yapının değiştiğini, aldıkları göçlerle büyük bir değişim içinde olduğunu görebiliyoruz yani eğer müdahale edilmezse zaten değişim içinde olan bir yere saldırma ihtiyacı duymayacaktır.

İsrail'in saldırmayacağını muhalefet partilerinin halkın anlayacağı şekilde anlatması lazım...

Biz yazıyoruz ve anlatıyoruz fakat muhalefet partilerinin bu konuyu halkımıza anlatmaları gerekiyor bunu yaparken de onlara dokunacak bir şekilde ticaretin devam ettiğini belgelerle göstermesi gerekiyor.

Halkın genelinde böyle bir ikna yok, halkta güvenlik endişesi var.

Çözüm süreci denilen olayda şunu sormalıyız cumhurbaşkanlığı seçimi 10 yıl sonra olsaydı böyle bir çözüm süreci bence olmayacaktı anayasa çalışmaları olabilirdi. 

2009'daki açılımın sonunda yerel seçimler vardı ve ardından genel seçimler vardı iktidar için önemliydi!

2013'te çözüm süreci olarak yeniden denendi, 2014'te yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı...

Gelelim 2024'te cumhurbaşkanının yeniden aday olamama durumu var... Ne yapmak lazım tarih tekerrür edecek yeniden açılım çünkü oya ihtiyaç var burada bütün mekanizmaları kullanacağını muhalefetin bilmesi lazım.

Barzani faktörünü muhalefetin dillendirmesi lazım, Barzani'nin Diyarbakır'a davet edilip görüşülmeyeceğini kimse bilemez... Tarih bir dikiz aynası ve ara ara bakmamız lazım biz bunu kaybettik.

Bu durumu nasıl önleyeceğiz, bu yeni bir olay değil istediğimiz kadar kanunsuz olduğunu anlatalım bunu herkes biliyor stratejide ne yaptık ne yapılacak muhalefet proaktif nasıl olacak nasıl gündemi belirleyecek?

Çözüm ve anayasa sürecinde birinci aktör ABD, kullanılan aktör var o da PKK bölücü terör örgütü... İmralı'dan silahları bırakın dense ve PKK silahları bıraksa çözüm için sonuç için hiçbir faydası olmaz.

Burada silah bırakan teröristler, ABD himayesinde oluşturulan Suriye'deki bölgeye gidecektir, ABD burasının dağılmasına izin vermez. Rusya'nın o bölgeyi kontrol etmesini istemez.

Yani tehlike bu şekilde ilerlersek daha da artacak ve muhalefetin bu konuda halkı uyarmamasını anlayamıyorum.

Türkiye, PKK bölücü terör örgütünün silah bırakması karşılığında ABD'nin istemesi dahilinde ki Türkiye, Suriyede'ki bölgenin varlığını tanıyacak bu proje Türkiye için bir felaket projesidir...

ESENYURT VE TUTUKLAMA

Türkiye, Esenyurt'ta yapılan tutuklama ile seçim sürecine ve atmosferine girmiştir. Seçim fiilen başlamıştır, cumhur ittifakında koordine iletişim zirvededir cumhur ittifakında yapılan hiçbir açıklama koordine olmadan yapılmamaktadır.

Bunun habersiz olduğunu düşünmek imkansız, milletvekilleri konuşmuyor her iki tarafta da... 

Kuvvetini enerjini, konuşmanı açıklamanı uygun zamanda ve yerde yaparsan en fazla verimi elde edersin.

Esenyurt'taki olay planlıdır burada hedef İBB başkanı İmamoğlu'dur ve ana muhalefet partisidir ve kusura bakmasınlar cumhur ittifakı bu konudaki planlarında başarılı oldu.

Özgür Özel ve Mansur Yavaş'ın açıklamalarındaki farklılıklar da dikkat çekici

Atatürk'ün milliyetçilik, devrimcilik ve laiklik anlayışını reddeden hiçbir siyasi parti ileriye gidemez...

Seçim sürecine girildiğinde muhalefetin birinci görevi, İmamoğlu'na yönelen bu sistemin önlenmesi için hangi hamlelerin yapılacağının belirlenmesi ortaya çıktıktan sonra yapılan açıklamalar 'bu kadar da olmaz' denirse şaşırdığımıza şaşırırız...

Bu kadar da olur onun için hedefin Sayın İmamoğlu olduğunu değerlendiriyorum ve CHP'nin stratejik adımlar atması gerektiğini düşünüyorum.

Haber Kaynağı : 12punto