TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş iki hafta içinde 'lüzumsuz'dan 'değişmeli'ye döndü: HÜDA PAR dillendirmişti
Ülke gündemi birbiri ardına gelen açıklamalarla değişmeye devam ederken, AKP cephesinden tepki çeken son açıklama Numan Kurtulmuş'un yaptığı 'Anayasanın 3. maddesi değişmeli' çıkışı oldu. İlk olarak Cumhur İttifakı ortağı HÜDA PAR'ın dillendirdiği '4. madde değişmeli' çıkışı ardından Kurtulmuş'un bu açıklaması Erdoğan'ın partisinin isimleri üzerinden nabız yoklaması olarak değerlendirildi.
Cumhur İttifakı ortağı HÜDA PAR'ın Genel Başkanı Zekariya Yapıcıoğlu, 12 Eylül'de katıldığı bir televizyon programında, değiştirilemez maddelerin hukuk tekniği ve siyaseten doğru olmadığını belirterek, “Değiştirilemez maddelerin olması, gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır.” ifadesini kullanmıştı.
Yapıcıoğlu'nun, mevcut anayasanın değiştirilemez maddeleri arasında yer alan 4. maddenin değiştirilmesini talep etmesi bir anda ortalığı karıştırdı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, HÜDA PAR’ın anayasa değişikliği çağrılarını ve “Milliyetçi muhafazakar” bir çizgide olanların, anayasanın 4. maddesine karşı çıkmalarını eleştirdi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Yapıcıoğlu'nun önerileriyle ilgili açıklamasında, “Anayasanın ilk 4 maddesindeki temel prensiplerle ilgili herhangi bir tartışma söz konusu değildir.” diyerek bu konudaki tartışmaların kapalı olduğunu vurguladı.
AKP'den gelen tepkiler yeterli görülmemiş olacak ki bu defa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ortaya çıktı ve verdiği bir röportaj üzerinden '4. Madde' tartışmalarına 'lüzumsuz' çıkışıyla son verdi.
Kurtulmuş iki hafta kadar önce verdiği röportajda ortakları HÜDA PAR'ın bu teklifine parti olarak nasıl baktıklarını şöyle açıklamıştı:
"İlk dört madde konusunda TBMM'de temsil eden partilerin hemen hemen tamamının mutabık olduğunu, yapılacak tartışmaların lüzumsuz zaman kaybı olacağını ifade etmek isterim. Parlamentoda bulunan partilerin görüşlerinin alınması ve sürecin açık şekilde yürütülmesi yanında üniversitelerin, hukuk camialarının, STK'ların görüşlerinin alınacağı bir dönemi TBMM Başkanlığı olarak kendimizi yükümlü sayıyoruz"
SADECE İKİ HAFTADA 'LÜZUMSUZ'DAN 'DEĞİŞMELİ'YE...
Numan Kurtulmuş'un yaptığı bu çıkış o dönem için Anayasa tartışmalarına bir son vermişti. Siyasi partilerle yeni anayasayı tartışmak üzere görüşmeler gerçekleştirecek olan Kurtulmuş bu lafları kendisi söylememişçesine bu defa Gazi Üniversitesi'nde yaptığı bir açıklamada kullandığı sözlerle herkesin kafasını karıştırdı ve tepkilerin odağına oturdu.
Kısa bir süre içerisinde gerçekleşen bu 'U' dönüşü Erdoğan'ın nabız tutma ve gündem değiştirme çabası olarak değerlendirilirken böylesine önemli bir konu hakkında yapılan böylesi zıt açıklamalar çok sert bir dille eleştirildi.
NUMAN KURTULMUŞ'UN 'DEĞİŞEBİLİR' SÖZLERİNE SERT TEPKİLER
Kurtulmuş'un kafa karıştıran bu farklı açıklamaları pek çok siyasi isim tarafından sert şekilde eleştirildi.
İŞTE O TEPKİLER:
MANSUR YAVAŞ
Kurtulmmuş'un yaptığı bu çıkışa tepki gösterenlerden biri Mansur Yavaş oldu. Yavaş Ankara'nın başkent oluşunun 101. yıldönümünü kutladığı mesajında isim vermeden Kurtulmuş'a göndermede bulundu.
Mansur Yavaş, mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Bugün Ankaramızın Başkent oluşunun 101. Yıldönümü.
Bu vesile ile bir kez daha TC Anayasası madde 3 anımsatalım;
“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankara'dır.”
CEMAL ENGİNYURT: SARAYDAN GELEN TALİMAT VAR
"Bak gördün mü sen! Anayasanın 3. Maddesinde yazım hatası varmış, değişmesi gerekirmiş. 3.Madde: 'Türkiye devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüdür' diyor. Numan Efendi! Bunun neresi seni rahatsız etti? Yazım hatası yok, Saraydan gelen talimat var. İlk 4 madde değişemez."
ÜMİT ÖZDAĞ: 'BU DEVLET YIKILIRSA HEPİMİZ ALTINDA KALIRIZ'
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise şunları söyledi:
"Alıştıra alıştıra bölecekler anlaşılan. Numan Kurtulmuş kelime oyunu yapıyor. Oysa doğrusu 'Türkiye devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüdür.'
Devlet, yüksek otorite, millet ve ülkeden oluşur. Bütün devletler hukuku kitaplarında böyle anlatılır. Onun için yazanlar doğru yazmış. Tabii amaç ilk 3 maddede masum değişiklikler önerip sonra içeriğini tamamen yok etmek. Bu devlet yıkılırsa hepimiz altında kalırız. Fakat en çok yöneten ve yıkanlar kalır."
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU: BU OYUNA DÜŞMEYECEĞİZ
Bunların içinden çıktığı siyasi geleneğin; devlet, millet ve vatan tanımı yoktur.
Düşmanı oldukları ve yıllarca yönetmelerine rağmen bir türlü barışamadıkları Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm değerlerine ve kurumlarına hasımdırlar.
Anayasa üzerinden başlatmak istedikleri tartışmalarla hem kendilerine hareket alanı yaratacaklar hem de devlet ve millet düşmanlarına cüret ve cesaret verip, siyaseten bundan beslenecekler.
Bu oyuna düşmeyeceğiz!
“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.”
NOKTA!..
TURHAN ÇÖMEZ
"Sen ancak gömlek değiştirirsin"
VELİ AĞBABA
HÜDA-PAR'dan sonra AKP de ağzındaki baklayı çıkarmış.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş "Anayasa'nın 3’üncü maddesi değiştirilmelidir" diyor.
3. Madde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.”
Bu maddenin neyinden rahatsız olunur?
Anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez! Buna asla müsade etmeyeceğiz.
SADETTİN TANTAN
Yeni Anayasa tartışmalarına dair TBMM Başkanı’nın üstlendiği rol tarafsızlığını yitirmesine yol açmıştır. TBMM başkanı “devletin milleti mi olur milletin mi devleti olur” sorularını sanki memlekette başka sorun yokmuş gibi ele alması bulunduğu makamla örtüşmemiştir.
Atatürk’ün ifade ettiği gibi “Türkiye, Türklerindir” ve bunun ötesinde bir tanımlama gayreti içi boş bir tartışmadır. TBMM başkanının, İktidarın bir yanında bulunan Hüdapar’ın ve diğer yanına almaya çalıştığı DEM’in etnik kimlik dayatmalarına zeytin dalı uzatma niyeti açığa çıkmış olup kendisi bunu TBMM başkanı sıfatı ile değil partili sıfatıyla yapmalıdır.
Yeni bir millet kavramı yaratma gündeminin Türk milletinin talebi olmadığı açıktır. O zaman bu talep kimden gelmektedir? Geçmişte kamu kurum ve kuruluşlarından “T.C” ibaresini kaldıranların Anayasa’dan “Türklüğü” çıkarmak istemeleri tesadüfi değil aksine çok planlı ve organize bir politikadır. Bu politika Türkiye’nin bugün yaşadığı çoğu sorunun da temelidir.
Nitekim; TRT genel müdürünün Farsça kanal üzerinden İran’a “rahatsız verecek” yayınlar yapılacağını kameralar önünde ifade etmesi AKP iktidarının dış politikada tehlikeli bir oyuna düştüğünü ortaya koymuştur. Türkiye ile İran, Kasr-ı Şirin’den beri sınırını belirlemiş, bölgenin huzur ve barışı için kritik iki ülkedir.
İran’ın dağılması veya istikrarsızlaşması Türkiye’ye zarar verir. Bu gerçeği bile bile İran üzerinden Türkiye’nin bir tuzağa düşmesi gafletle de izah edilemez. Önce Hizbullah’ın siyasi uzantısına Anayasa’nın 4’ncü maddesini tartışmaya açtırmaya çalışıp gelen tepkiler üzerine suspus olanlar şimdi de TBMM başkanı üzerinden Anayasa’nın 3’ncü maddesini hedef almaktadır.
“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ifadesinden rahatsız olan bir zihnin özrü, açıklaması veya izahı yoktur. Bu açıkça Türk milletine karşı olmaktır. Türkiye dışarıdan çökertilebilecek bir ülke olmadığından içeriden çökertilmek istenmektedir. Yeni Anayasa tartışmalarıyla dolaşıma sokulan “millet” tartışması da bunun bir tezahürüdür. Siyasal İslamcıların, ülkemizin ödediği ağır bedellere rağmen halen ümmet anlayışını ön plana alarak “Türk Kimliği”ni yoksaymaları akıl alır bir politika değildir.
I. Dünya Savaşı’nda Sevr ile parçalanmanın kıyısından dönen bu ülkeye, bu millete yeni bir millet kavramı dayatmanın kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Türk milletini, Büyük İngiliz Oyunu’ndan kurtaran Atatürk ve silah arkadaşlarına saygı duymayan, O’nu ve değerlerini yıkmaya çalışan bir siyasi zihnin İngiliz muhiplerinden ne farkı vardır? Siyasi iktidar bugüne kadar izlediği iki ileri bir geri politikalarıyla Cumhuriyet ve kazanımlarını zedelemiş ve son perdesini de “Yeni Anayasa” üzerinden “darbe Anayasası’ndan kurtuluyoruz” kisvesi altında milletimize sunma gayretindedir.
Türk milleti bu oyuna gelmez. Oğuz boylarından, Sakalar-İskitlerden, Selçuklulardan, Osmanlı’dan beri Türk kimliği bu bölgenin en önemli kimliği olmuştur. Türk kimliğini mezhepsel ayrımcılığa tabi tutmak birleştirici değil bölücü bir yaklaşımdır. Geçmişte bunu icra edenlerin İngiliz Oyunu’nun bir parçası olduğu arşivlerde ve belleklerdedir.
Türk milleti üzerine oynanan İngiliz Oyunu’nu bozacak güç ve kapasiteye sahiptir. Hiç kimse milletimizin takdirine sunmadan, Meclis’te anlık bir çoğunluk yakalayarak Anayasa’yı değiştirmeye, yeni bir millet kavramı yaratmaya kalkışmasın. Erken seçimden başka bir çıkış yolu yoktur.
Mevcut muhalefet partilerinin tutsaklığı göz önüne alındığında Türk kimliğinden taviz vermeyen, iradesi ipotek altına alınamayacak, dürüst, namuslu bir kitleden oluşan yeni bir siyasi hareketin seçimlerde yer alması artık kaçınılmazdır. Türk milletinin sözünden üstün bir söz yoktur! Bu yurt bizim sahip çıkacağız!
Haber Kaynağı : 12punto
İlgili Haberler
Çok Okunanlar
Jose Mourinho'dan Ronaldo ve Talisca açıklaması!
BEDAŞ 24 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Galatasaray Bodrum FK’yi yenerken, Muslera ve Kerem arasında gerginlik
Teğmenlerin Komutanlarının 'Suçu'!...
Bolu'da kar yağışı kazaya neden oldu, otoyol ulaşıma kapandı
Öğretmenler Gününde, Eğitim Devrimi için bir manifesto
CHP'li Belediye Başkanı Günay'ın oğlu son yolculuğuna uğurlandı
Narin’in ölümünde şüpheler artıyor! Teker teker inceledi
Oğuz Aydın Fenerbahçe adına iki gole imza attı: İlkleri yaşadı
23 Kasım Cumartesi reyting sonuçları