TKP'den Bakanlığa yanıt: 'Bize NATO’suz bir Türkiye gerek'

Türkiye Komünist Partisi, Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin NATO’ya katılışının 73. yıldönümünde paylaştığı mesaja yanıt verdiği “Bize NATO’suz Bir Türkiye Gerek” başlıklı bir açıklama yayımladı.

Partinin internet sitesinden yapılan açıklamada, Bakanlığın ülkenin NATO bünyesinde “uluslararası istikrara katkı sağlamayı sürdürdüğüne” yönelik ifadelerine karşı “NATO’nun istikrar değil kriz , güvenlik değil tehdit anlamına geldiği” vurgulandı.

TKP’nin açıklamasında NATO’nun kirli sicili “ABD emperyalizminin yayılmacı politikaları doğrultusunda 1949 yılında faşizmi yenen sosyalist dünyaya karşı kurulduğu” ifadeleriyle hatırlatılarak NATO’nun geçmişten bugüne ülkelerin egemenlik haklarını ihlal ettiği müdahalelerine, tertip ve yönlendirmelerine değinildi.

TKP’nin açıklamasının tamamı şöyle: 

"Bize NATO’suz Bir Türkiye Gerek

Dışişleri Bakanlığı, ülkemizin NATO’ya katılışının 73. yıldönümü nedeniyle bugün bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, Avrupa-Atlantik güvenliğinin geleceğinin şekillendiği bir dönemde Türkiye’nin, müttefikleriyle geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası istikrara katkı sağlamayı sürdürdüğü ileri sürülüyor.

Peki, gerçekten böyle mi?

NATO uluslararası güvenliği sağlıyor, Türkiye de NATO üyesi olarak buna katkı sunuyor, öyle mi?

Soruyu şöyle de sorabiliriz:

NATO, derdi olan ülkelere, onların halklarına ve emekçilerine istikrar getiren bir kuruluş mu, yoksa bir suç örgütü mü?

Geçmişe ve bugüne ait sayılamayacak kadar fazla örnek, NATO’nun istikrar değil, kriz, güvenlik değil, tehdit anlamına geldiğini kanıtlıyor.

NATO, ABD emperyalizminin yayılmacı politikaları doğrultusunda 1949 yılında faşizmi yenen sosyalist dünyaya karşı kuruldu. Bu tarihten itibaren pek çok ülkede, emekçi sınıfların kurtuluşu için girdikleri örgütlü mücadelelere içeriden ve dışarıdan müdahale etti. 

Ülkelerin egemenlik haklarını ihlal etti. Darbeler tertipledi, suikastler düzenledi, uyuşturucu ticaretini yönlendirdi. Uluslararası tekellerin ve ülkelerin sermaye sınıflarının çıkarları için kimi zaman silahlı kimi zaman siyasi ve ideolojik bir savaş makinası olarak çalıştı.

NATO, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da saldırganlığına ara vermedi. Yugoslavya’yı parçaladı; Afganistan’ı, Irak’ı, Libya’yı işgal etti. 

Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği operasyonlarda çok sayıda insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Son olarak, İsrail’in Filistin’deki katliamlarına açıktan destek verdi, Suriye’nin dağılmasına neden olan uluslararası operasyonun önemli aktörü oldu.

Bu nedenle NATO bir suç örgütüdür ve uluslararası güvenlik sorunudur.

NATO, Türkiye için de güvenlik sorunudur. Başta İncirlik üssü olmak üzere topraklarımızdaki tüm askeri üsleri, buradaki silahları ve askerleri bu tehdidin en somut hâlidir.

NATO’ya karşı çıkılmalıdır. NATO’nun meşruluğu sorgulanmalıdır. NATO’dan çıkılmalıdır.

Dışişleri Bakanlığı, 73 yıllık NATO üyeliğiyle gurur duyuyor olabilir. Oysa ülkemizin tekellerin, büyük patronların ve emperyalist merkezlerin çıkarlarını kollayan bu suç örgütüne üye olduğu süre, fazlasıyla uzamıştır.

Partimiz NATO’ya karşı çıkmakla kalmıyor, onun bu topraklardan defolup gitmesi için kesintisiz mücadele ediyor.

NATO’suz bir ülkemiz mutlaka olacak.

Emperyalistlerin müdahalesinden uzak, onların operasyonlarının parçası olmayan, bölgenin emekçi sınıflarına barış, dostluk ve eşitlik taşıyan Türkiye, mutlaka NATO’suz olacak."

Haber Kaynağı : 12punto