Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
40,9439
Dolar
Arrow
37,9417
İngiliz Sterlini
Arrow
48,9577
Altın
Arrow
3799,0000
BIST
Arrow
9.659
/gundem/video-tkpden-tutuklamalara-karsi-eylem-arkadaslarimiz-dimdik-akillari-bizde-79856

TKP'den tutuklamalara karşı eylem: 'Arkadaşlarımız dimdik, akılları bizde'

Türkiye Komünist Partisi (TKP), seçme ve seçilme hakkına sahip çıkma çağrısı ile günlerdir ülkenin dört bir yanında düzenlediği eylemlerine İstanbul'da devam etti.

TKP'nin çağrısıyla Mehmet Ayvalıtaş Parkı'nda buluşan yurttaşlar adil ve eşit bir ülke için yürüdü.

Çarşı boyunca yapılan yürüyüşte “Hükümet istifa”, “Boyun eğme memlekete sahip çık”, ”Bu memleket bizim yobaza faşiste bırakmayız” “Bu ülke bu halk satılık değil”, “Karanlığa boyun eğmeyeceğiz”, “Eşitlik özgürlük işçilerle gelecek”, “Hırsız katil AKP” sloganlarına alkışlar ve ıslıklar eşlik etti. Yürüyüşe çevreden de yoğun ilgi gözlenirken birçok yurttaş da evlerinin pencerelerinden tencere tavalarla protestoya destek oldu.

'HEPİNİZ HALKA KARŞISINIZ'

Yürüyüşün ardından Kadıköy İskele Meydanı’nda toplanıldı ve burada konuşmalar yapıldı. İlk sözü alan sanatçı Orhan Aydın, “Binlerce insan sokaklarda, meydanlarda bu ceberut sistemin bir an önce bitirilmesi için ayağa kalkmış durumda.” diyerek başladığı konuşmasında şunları söyledi: 

"Burada Kadıköy'de, Rıhtım'da bir araya gelip onurlarını birleştiren yoldaşlar olarak hepinizin önünde İçişleri Bakanlığı'na ve Adalet Bakanlığı'na bir çağrı yapmak istiyorum. Hemen şimdi gözaltına alıp tutukladığınız o onurlu insanlığı serbest bırakın, serbest bırakın, serbest bırakın! Herhalde kendi tarihinizde de insanlık tarihinde de bir ilktir.  16-17,18-19 yaşındaki gençleri annelerinden, babalarından ayrı koyarak bayrama cezaevlerinde girmelerini sağladınız. Bunun adı açık faşizmdir. 

Biz sizleri biliyoruz. Bütün insanlık tarihinden biliyoruz. Daha dün diyebileceğimiz zaman dilimlerinde baskıyı, zulmü insanların boynuna, eline, ayağına kelepçe takarak cezaevlerine atıp sürdürmeye çalışan zalimleri yakından tanıyoruz. Bu zulümden bir an önce vazgeçin. Gençlerimizi, çocuklarımızı, işçilerimizi sokağa çıkıp eşitlik ve özgürlük diyen insanlarımızı serbest bırakın, serbest bırakın, serbest bırakın!

Biz sizi tanıyoruz. Siz tam da Bertolt Brecht’in dediği gibi gardiyanları ve yargıçları ve savcılarıyla hepiniz halka karşısınız. Sizi tanıyoruz. Kanunlarınızla yönetmeliklerinizle savcılarınızla, yargıçlarınızla, dergilerinizle, gazetelerinizle halka karşısınız bunu biliyoruz. Ama siz asla durduramayacaksınız halkın coşkun akan selini."

'GERİ ALACAĞIZ'

Aydın’ın ardından gazeteci yazar Orhan Gökdemir de bir konuşma yaptı. “Bundan sonra yürümek için Saraçhane'de sermayenin memurları ne yapıyor diye bakmayacağız.” diyen Gökdemir, eşitlik ve özgürlük talebinin sokaklardan yükselmesi gerektiğine işaret ederek örgütlü mücadele çağrısı yaptı. Gökdemir şöyle konuştu:

"Yıllardır sokağa çıkmayın, AKP'ye yarar dediler. Halkımız onların bu tezini on gündür paramparça etti; kaldırıp attı. Bugün burada öncelikle yürüdüler diye bu haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıktılar diye alıp içeri tıktıkları yoldaşlarımıza çok güçlü bir selam göndererek başlıyoruz. Bugün buradan biraz uzakta başka bir miting daha var. Ekrem İmamoğlu'na özgürlük mitingi. Mesele bir kişiyle ilgili değil. Halka özgürlük lazım. Ülkeye özgürlük lazım. 

Anayasayı kaldırıp attılar. Hukuku, kendi hukuklarını her gün yeniden çeviriyorlar. Gördüğünüz Saraçhane’nin önünde yürüyor diye halka yaptıkları zulmü. Ne yapmaya çalıştıklarını biliyoruz. Dolayısıyla yürüyoruz, yürüyeceğiz. Laikliği savunmak için yürüyeceğiz. Cumhuriyet'e sahip çıkmak için yürüyeceğiz.Elimizden aldıkları vatanımızı geri almak için yürüyeceğiz. Eşitlik için yürüyeceğiz. Özgürlük için yürüyeceğiz.

Buradan uyarıyoruz alıp alıp götürdüğünüz yurttaşlarımızı, yoldaşlarımızı derhal serbest bırakın. Çünkü onların işlediği bir suç yok. Ama ortalıkta suç yokken insanlarımızın özgürlüğünden, hürriyetini ellerinden almak büyük bir suç. Uyarıyoruz. Hukuk yoksa sokak var. Hukuk yoksa örgütlü gücümüz var."

Ardından TKP Merkez Komite Üyesi Senem Doruk İnam konuştu. İnam “Emeğimize, ekmeğimize, yarınımıza sahip çıkmak için, kazanılmış oy hakkımıza sahip çıkmak için, halkımızın iradesine sahip çıkmak için sokaklardayız. Bu zorbalığa baş eğmeyeceğimizi söylüyoruz.” diyerek şöyle devam etti:

"Ülkemizi büyük bir karanlığa hapsetmeye çalışıyorlar. Yoksuluz, daha da yoksullaştırmaya çalışıyorlar. Geçim sıkıntısıyla boğuşuyoruz, daha da üstümüze geliyorlar. Bizler evlerimize nasıl ekmek götüreceğiz diye düşünürken birileri kasalarını, ceplerini doldurmaya devam ediyorlar. Bizler pazardan, manavdan ne alacağız diye düşünürken onlar yatlarda, katlarda geziyorlar. Bizim emeklilerimiz ben hangi ekmeği yiyeceğim diye sorarken onlar gününü gün ediyorlar. İşte bu iktidar onların iktidarı.

Bu iktidar zenginlerin iktidarı. Bu iktidar holdinglerin iktidarı. Bu iktidar bizim, emekçilerin, gençlerin, ben nasıl ayın sonunu getireceğim diyen emeklilerin, isyan eden gençlerin iktidarı değil. Bu düzen bizim düzenimiz değil. Bizim sahip çıkacağımız bir düzen değil. Biz eşitliğin, özgürlüğün, adaletin hüküm sürdüğü bir düzen istiyoruz. Bu düzeni kurmak için mücadeleye devam ediyoruz."

TKP MK Üyesi Senem Doruk İnam, yönetme krizine işaret ettiği konuşmasında iktidarın emekçilerin siyasette yer almaması adına seçme ve seçilme hakkına saldırdığını söyledi:

"Dedik ya yoksullaştırıyorlar. Dedik ya sömürüyorlar. Bununla yetinmiyorlar sevgili dostlar. Evet, yoksullaştırarak, sömürerek, başımıza eğmeye çalışarak bir de yurttaşlık haklarımıza saldırıyorlar. Diyorlar ki insanlığın kazanımı olan oy hakkınızı elinizden alacağız. İnsanlığın kazanımı olan seçme seçilme hakkınızı elinizden alacağız. 

Neden biliyor musunuz? Çünkü yaptıkları siyasette emekçilere yer yok. Yaptıkları siyasette işçilere yer yok. Kadınlara yer yok. Gençlere yer yok.

Bu yüzden diyorlar ki ‘biz bu siyaset alanını daraltırız’. Siyaset yalnızca ve yalnızca holdingler için yapılabilir’ diyorlar. ‘Siyaset yalnızca tarikatlar eliyle yapılabilir diyorlar. Bir şey söyleyeceksen sözün varsa sadece iktidardan yana söyleyebilirsin diyorlar. İzin verecek miyiz? Emekçilerin siyaset yapma hakkını elinden almalarına izin vermeyeceğiz.  Oy hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Adaletten, hukuktan yana olmaya devam edeceğiz. İstedikleri kadar bastırsınlar. İstedikleri kadar sesimizi kısmaya çalışsınlar. İstedikleri kadar boyun eğdirmeye çalışsınlar. Asla ve asla boyun eğmeyeceğiz. 

Aylardır söylüyoruz. Bu hükümet bu iktidar yönetemiyor. Yönetemedikçe saldırmaya devam ediyor. Yönetemedikçe çaresizleşiyorlar. Yönetemedikçe sesimizi kısmaya çalışıyorlar. 19 Mart'tan bu yana gördüğümüz şey bu sevgili insanlar seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmak için, oy hakkına sahip çıkmak için; iradesine sahip çıkmak için sokaklara döküldüler. Ayağa kalktılar. Bu ayağa kalkıştan korktular. Köşeye sıkıştılar ve bu yüzden saldırmaya başladılar.

Batırdıkları gemiyi yüzdürmeye çalışıyorlar. İktidar zenginlerle birlikte gemisini yüzdürmeye çalışırken bu ülkeyi bize zindan etmeye çalışıyor. Türkiye Komünist Partisi buna cevabını çok ama çok açık verdi."

Senem Doruk İnam, hukuksuz bir biçimde tutuklanan TKP üyelerinin selamlarını ilettiği konuşmasında ülkeye sahip çıkmanın suç olmadığını belirterek “Asıl suçluların kim olduğunu çok ama çok iyi biliyoruz. Ve işte bu öfke, bu karar, bu gururluluk bizim yenilmeyeceğimizi bir kez daha gösterdi” dedi:

"İktidar sesimizi kısmaya çalışmak için bizi, arkadaşlarımızı TKP İstanbul İl Başkanı'nı, üyelerimizi ve gençlerimizi tutukladı; gözaltına aldı. Biz bundan yılmayız, bundan korkmayız, buna boyun eğmeyiz.

Dostlarımızın size selamları var. Biliyoruz, hepimiz çok öfkeliyiz. Ama aynı zamanda çok gururluyuz arkadaşlar. Arkadaşlarımız dimdik, arkadaşlarımız çok iyi, akılları bizde. Üzüldükleri tek bir şey var. Bugün yanımızda olamadıkları. Ama onlar burada değilse biz onların yerine daha güçlü sesleneceğiz. Onların yerine daha güçlü mücadele edeceğiz. Onların yerine daha fazla boyun eğmediğimizi ilan edeceğiz. Buradan selam olsun diyoruz. Güçlüyüz, dimdik ve kararlıyız.

Günlerdir genç arkadaşlarımız heyecanlarıyla, inatlarıyla, kararlılıklarıyla bu ülkeye umut oldular. Bu ülkeye cesaret verdiler. Evet bazıları aramızdan alındı. Bazılarının sesi kısılmaya çalışıldı. Ama bizi gururlandıran bir şey daha var. Hem o arkadaşlarımız hem o arkadaşlarımızın aileleri dimdik duruyorlar. Dediler ki arkadaşlarımız giderken “sakın yüzün aşağı bakmasın. Suçlu olan sen değilsin onlar” dediler.

Bu memlekete sahip çıkmak, bu memleketi ileriye taşımak suç değil. Asıl suçluların kim olduğunu çok ama çok iyi biliyoruz. Ve işte bu öfke, bu karar, bu gururluluk bizim yenilmeyeceğimizi bir kez daha gösterdi.

Bizim cesaretimiz, yaratıcılığımız, inatçılığımız onlarda yok. Onlarda olan tek şey iktidarları ve biz o iktidarlarını onların elinden mutlaka ama mutlaka alacağız. Bu halk yenilmeyecek. Bu halk boyun eğmeyecek. Bu halkı susturamayacaklar."

TKP MK Üyesi İnam “Her şey güzel olacak” sloganına da değindiği konuşmasında güzel günlere ulaşmak için mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak yurttaşları Türkiye Komünist Partisi saflarına davet etti:

"Bu halk laiklik, cumhuriyet, eşitlik, bağımsızlık demeye devam edecek. Ve bunları söyleyen bir parti var sevgili dostlar. Türkiye Komünist Partisi en güçlü şekilde laiklik demeye devam edecek. Türkiye Komünist Partisi en güçlü şekilde eşitlik talebini büyütecek. Biz bu ülkenin bağımsızlığı için mücadelemizi sürdüreceğiz. 

Türkiye Komünist Partisi emekçiler için, işçiler için eşit ve özgür bir ülkenin ancak ve ancak sosyalizmle gelebileceğini söylüyor.

Ve bu bugünkü mücadeleyi ertelemek anlamına gelmiyor. Biz ne kadar fazla yeni bir düzen dersek, ne kadar fazla laiklik dersek, ne kadar fazla sosyalizm dersek; holdinglere karşı durursak, tarikatlara karşı durursak o kadar güçlenecek bugünkü mücadele. Emin olun bundan. Bundan vazgeçmeyelim. Bu sözü güçlendirmeye devam edelim.

Çünkü nedenini biliyor musunuz sevgili dostlar? Birileri çıkıyor diyor ki evet her şey çok güzel olacak. Evet bir gün her şey çok güzel olacak. Ama o güzel günler kendiliğinden gelmeyecek sevgili arkadaşlar. O güzel günlere ulaşmak için bugünden mücadele etmek zorundayız. Siyaset yapmak zorundayız. Gücümüzü elimize almak zorundayız. Türkiye'de cumhuriyetin, laikliğin, eşitliğin sesini güçlendirmek zorundayız. Yoksa ezip geçerler. Yoksa susturmaya çalışırlar. Yoksa boyun eğdirirler. Ama Türkiye Komünist Partisi bunun garantisidir. Bu halkın boyun eğmemesinin garantisidir. Laikliğin, sosyalizmin garantisidir.

'BİZ BU ÜLKEYE BAYRAMI GETİRECEĞİZ'

Yarın bayram. Kimi arkadaşlarımız aramızda değil. Olsun, bu bizi umutsuzluğa ve karamsarlığa düşürmesin. Bayram sonrasında arkadaşlarımız hemen omuz başımızda olacaklar. Bu bayramda yoksul çocukları gülemiyor. Yoksullar ne yiyeceğim diye düşünüyor. Emekliler bayramda evime misafir gelmesin diye düşünüyor. Kadınlar bu bayramda can verecek miyim diye düşünüyor. Böyle bayram olmaz. Bayramlar yoksulların olmadığı günde olur. Bayramlar eşitliğin olduğu günde olur. Biz bu ülkeye bayramı getireceğiz.

Buradaki öfkeyi, buradaki kararlılığı ve cesareti selamlıyorum. Türkiye Komünist Partisi hepinizi kendi saflarında mücadeleye, örgütlülüğe çağırıyor. Boyun eğmeyeceğimiz ve güzel günleri kuracağımız memleketimiz için haydi görev başına."

Haber Kaynağı : 12punto

English Guru