'Yenidoğan Çetesi' davasında 8. gün: 'Doğukan Taşçı, 'Erkenden öldüreceksin, sorun çözülecek' dedi'
Kamuoyunda "yenidoğan çetesi" olarak bilinen, özel hastanelerde yaşanan bebek ölümlerine sebebiyet verdikleri ve haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle suçlanan sanıkların yargılanmasına devam edildi. Davanın 8. gününde tutuksuz sanık Doktor Seyhmus Çelik savunmasında kalp hastası bir bebeğin ölümünü anlattı. Çelik, "Bu bebeği parası olmadığı için hiçbir hastane bu bebeği kabul etmedi. Hakan Doğukan’ın, Fırat Sarı’ya 'Bu hastayla ilgilenme, boşuna uğraşma' dediğini duydum. Doğukan Taşçı, 'Erkenden öldüreceksin, sorun çözülecek' diyordu" dedi. Duruşma yarın 09.30'da devam edecek.
Nagihan YILKIN /12punto
Türkiye’yi sarsan "Yenidoğan Çetesi" davasının dün görülen oturumunda, 7 tutuksuz sanık savunmalarını yaptı. Halime bebeğin ölümü ve bebeklerin bakımı sırasında yaşanan ihmallerle ilgili iddialar mahkemede tartışılırken, sanıkların ifadeleri dikkat çekti.
'MÜDAHALEYİ HEMŞİRELER YAPTI'
Halime bebeğin ölümüyle ilgili iddialara yanıt veren tutuksuz sanık hemşire Ecem Koç, “Bebek çok kötü durumdaydı, entübe haldeydi. Doktor olmadığı için müdahaleyi hemşireler olarak yapmak zorunda kaldık” diyerek savunmasını yaptı.
'EPİKRİZ DEĞİŞTİRME BASKISI'
Sanıklardan hemşire Serenay Şenkalaycı ise, çete lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı’nın, kendisinden epikrizleri değiştirmesini istediğini ileri sürdü. Bu talebi kabul etmediğini söyleyen Şenkalaycı, konuyu hastane yönetimine bildirdiğini iddia etti.
BAŞHEKİMLERDEN İTİRAF
Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu Avcılar Hospital’ın Başhekimi Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız da anlaşma detaylarına dair açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yıldız, “Sabit bir ödeme değil, cirodan yüzde 35 pay alma esasına göre anlaştık” dedi.
Bağcılar Medilife Hastanesi Başhekimi Cafer Akdur da mahkemede savunmasını yaptı. İddialara yönelik detaylı bilgi veren Akdur, suçlamaların asılsız olduğunu öne sürdü.
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız’ın avukatı ise, Savcı Yavuz Engin’in 10 bebeğin ölümüne seyirci kaldığını iddia ederek gerekli adımları atmamakla suçladı.
DÜNKÜ DURUŞMADA KİMLER SAVUNMA YAPTI
Dünkü oturumda savunmaları dinlenen sanıklar şunlar oldu:
Ecem Koç (Hemşire): Halime bebeğe doktor olmadığı için müdahale etmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Serenay Şenkalaycı (Hemşire): Epikriz değiştirme talebini reddettiğini ve yönetime bildirdiğini söyledi.
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız (Avcılar Hospital Başhekimi): Hastane anlaşması hakkında bilgi verdi.
Cafer Akdur (Bağcılar Medilife Başhekimi): Suçlamaları reddetti.
Tuğba Baş (Hemşire): Detaylı savunma yaptı.
Sümeyye Özdemir (Tıbbi Sekreter): Görev alanına dair savunmasını sundu.
Daha önce savunma yapan Dr. Mehmet Salih Kara, aynı beyanlarını tekrar etmeyeceğini belirtti.
BUGÜN DURUŞMADA 18 SANIK DİNLENECEK
Davanın bugünkü oturumunda, geri kalan 18 sanığın savunmalarına devam edilmesi bekleniyor. Mahkeme, sanıkların iddiaları ve çarpıcı ifadeleriyle devam ederken, dava geniş bir kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.
DAVA BAŞLADI
Yenidoğan Çetesi davasında 8. gün başladı.
Bugüne kadar 22’si tutuklu 7’si tutuksuz toplamda 29 sanık yargılandı.
Bugünkü duruşma, tutuksuz sanık Beylikdüzü Medilife Hastanesi hemşiresi Ceren Hatice Kırım ile başladı.
“HASTA SAYISI 23 OLMASI GEREKİYORDU”
Mahkeme Başkanı, Fırat Sarı ile yapılan tapeyi okudu.
Ceren Hatice Kırım: Konuşmada iğneleyici şekilde konuşuyorum. Orada kendisine bilgi verme sebebim alanda fazla hasta sayısı olması nedeniyle. 27 hasta vardı, 23 olması gerekiyordu.
SAVCI: HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI
Savcı Kadir Kocakaya: Hasan Basri’ye ilaçlarla ilgili ‘Ondan bir 6 tane vereyim’ diyorsun. Bayağı konuşma var. Ama burada ‘yapmadım’ diyorsun. Yapmadığın bir şeyin konuşmasını neden ayrıntılı şekilde yazıyorsun?
Ceren Hatice Kırım: Hasan Basri o konuda biraz diretti. Daha sonra doktorlarla görüştüm ve kendisini oyaladım.
Savcı Kadir Kocakaya: Niye oyalama ihtiyacı duyuyorsun? Hayatın olağan akışına aykırı. Biri bana ‘Bu bilgisayarı ver’ dese, ‘ne diyorsun ya sen bu devlet malı’ derim.
Ceren Hatice Kırım: Belki acil bir durum için istiyor diye uzatmışımdır. Bir çocuğun ihtiyacı olabilir diye düşündüm. Konuşmalarda da sormuşum zaten.
FIRAT SARI İÇİN İSTEDİ
Fırat Sarı’nın avukatı: Hasan Basri senden ilaç isterken kendi adına mı istiyordu, Fırat Sarı merkezde toplayacak diye mi istiyordu?
Ceren Hatice Kırım: Ben hiç genel merkez diye bir şey duymadım ama Fırat Sarı adına istiyordu.
'HASTALARA DOKUNMAYI SEVİYORDUM'
Avukat: Başhemşirelikten uyarı aldın mı?
Ceren Hatice Kırım: Yeteri kadar dosyayı denetlemediği için uyarı almışımdır. Zaten hastaya dokunmayı daha çok sevdiğim için sorumlu hemşireliği bıraktım.
Avukat: Medisense şirketiyle ilgili para dağıtırken bu talimatı kimden aldınız?
Ceren Hatice Kırım: Bu talimat değildir ricadır. Kendisinin asistanı yoktu geçici bir süreliğine yaptığım bir şeydi.
Ben de bundan memnun değildim. Telefon kayıtlarım incelendiğinde de görülecektir. Kıdemli hemşire olarak görev yapmıştım. Aldıysam da bunun için almışımdır başka bir şey yok.
Yenidoğan Çetesi soruşturmasında adının geçmesinin ardından İBB Meclis üyeliğinden istifa eden, Medilife Beylikdüzü Hastanesi'nin başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz sanık kürsüsüne geldi.
'ÇOK ŞÜKÜR ÖLÜMLERDEN SORUMLU DEĞİLİM'
Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?
Ahmet Atilla Yılmaz: Savunmamı yapacağım.
Çok şükür ki bebeklerin ölümünden ben suçlanmıyorum. 4 kız çocuk babası biri olarak böyle bir suçlama iyi ki yok. Beylikdüzü Medilife hastanesi bölgesinde iyi algılanan özellikle doğum sayısının ayda 250-300’e ulaştığı bir hastanedir. Bizim hastanede zaten 7 tane çocuk doktoru var. Ancak yeidoğanda çalışmak çok kolay değildir. Belki 1-2 yıl olur ama çok uzun vadeli bir iş değildir. Danışmanlık almak istedik çünkü iyi bir hizmet çok önemlidir. Biz de özellikle doğum sayısının çok olduğu bir hastanede iyi bir hekimin
Her zaman ulaşılabilecek bir hekimin olması önemli. Görüşmeyi anlaşmayı ben yapmadım ama ben yapsaydım bile önemli bir hizmet içindir.
En çok üzüldüğüm şey belki de bizim yüzümüzden çok yakından tanıdığım sağlık çalışanlarının yaşadığıdır.
'YÖNETİME SÖYLEMİŞTİM'
Mahkeme Başkanı: Beylikdüzü medilife ve Bağcılar arasındaki fark nedir?
Ahmet Atilla Yılmaz: Yönetimleri, işletmleri farklı. Herhangi bir organik bağımız yoktur. Yönetim devri olduktan sonra isimleri öyle kaldı ama yönetim kurumları çok farklı.
Mahkeme Başkanı: Danışmanlıkla ilgili görüşmeleri kim yaptı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Ben de yaparım gerekli olduğunda bu süreçte yenidoğan uzmanı konusunda bizim bilgili bir hekime ihtiyacımız olduğunu, danışmanlık almamız gerektiğini yönetime söylemiştim. Yönetim kurulu başkanımız doktor Osman Deniz yapmıştır.
'FIRAT SARI'YI TANIRIM'
Mahkeme Başkanı: Kimleri tanıyorsunuz?
Ahmet Atilla Yılmaz: Fırat Sarı ve İlker Gönenli’yi tanırım.
Mahkeme Başkanı: İstişaren oldu mu?
Ahmet Atilla Yılmaz: Doktor İlker ile zaman zaman konuşurdum. Zaten benim için en önemli şey hasta güvenliği ve tedavisidir.
İlker beyle görüşmemizi de hatırlarım. Yatış süreçlerinin önemli olduğunu söylemişimdir.
“ÖDEMELERDEN BİLGİMİZ YOK”
Mahkeme Başkanı: Hasta sevkleriyle ilgili bilgin var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Bizim kendi hastalarımızın yoğun bakıma geldiğini gördüm. Dışardan çok sevk geldiğini görmedim. Biz de dışarıya kolay kolay sevk etmeyiz.
Mahkeme Başkanı: Danışmanlık şirketiyle anlaşmanın içeriğini biliyor musunuz?
Ahmet Atilla Yılmaz: Resmi bir anlaşmamızın olmadığını biliyorum. Çalışanlarımıza ödemeler bizim bilgimiz dahilinde değil. Mesai ücretleri de hastaneden ödenirdi.
Mahkeme Başkanı: Opera bebek var. Sizin hastaneden Birinci’ye sevk olmuş.
Ahmet Atilla Yılmaz: Sevkler kendi mecrasında hekimlerin yürütttüği bir süreçtir. O bebek bizim hastanemizde 14 Ocak’ta geldi. Gece 1’de gereği üzerine 112 üzerinden çocuk yoğun bakımı ihtiyacı doğdu. Çocuk yoğun bakımımız olmadığından sevki oldu ama elimizi üzerinden çekmediler. Hekimler takip etti. Yenidoğan yoğun bakımına almak zorunda kalındı. Burada da yine takip edildi. Benim de bazen sevk ettiğim zaman 112’den yeterli sürede cevap gelmeyimce yakınlarımızı eşimizi dostumuzu ararız. 112 dışında hekimler, çalışanlar sağlık birimleri korunuşurlar. Ancak nihayetinde 112’den sevk yapabilir talimatı gelince yapılır.
“TEŞEKKÜR ETMEK İSTERİM”
Mahkeme Başkanı: Ekleyeceğin bir şey var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Teşekkür etmek isterim. Avukat bulmakta zorlandık. Sanık avukatlarına çok teşekkür etmek isterim. Hiçbir hastaya aids oldu diye o oldu diye hiçbir hastayı reddetmedim. O yüzden teşekkür etmek isterim.
Çapraz sorguya geçildi.
Üye hakime: Fırat Sarı’dan önce danışmanlık hizmeti aldığınız var mıydı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Yenidoğan’da yoktu. Başka birimlerde vardır.
Üye hakime: Sevk yönünde talep var mıydı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Hiçbir talebimiz yoktu.
RESMİ ANLAŞMA YOK
Savcı Kadir Kocakaya:
Resmi anlaşma yok dedin, değil mi? Anlaşma yokken neye dayanarak ödeme yapıyorsun? Çıkışını neye göre gösteriyorsun?
Ahmet Atilla Yılmaz: Resmi olup olmamasının bir önemi yok.
Savcı Kadir Kocakaya: Para çıkışını nasıl sağlıyorsun? Sonuçta vergilendireceksin. Denetimde sormuyorlar mı, bunlar kimdir, nedir?
Ahmet Atilla Yılmaz: Bunun muhatabı ben değilim.
Savcı Kadir Kocakaya: Maaşını nasıl alıyorsun?
Ahmet Atilla Yılmaz: İki türlü maaş sistemi var: biri sigortalı, diğeri şirket üzerinden.
Savcı Kadir Kocakaya: Nasıl alıyorsun? Uzatma! Sabit mi, değişken mi?
Ahmet Atilla Yılmaz: Değişken.
Savcı Kadir Kocakaya: Ciro artınca prim alıyor musun?
Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
BEBEK GETİRİLDİĞİNDEN BİLGİM YOK
Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı’nın bebek getirip getirmediğinden haberin yok mu?
Avukat (itiraz etti): Benim müvekkilim dâhil değil.
Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi.
Ahmet Atilla Yılmaz: Hiçbir bilgim yok. Talebim de yok.
Savcı Kadir Kocakaya: Senin çalışanların sana bilgi verdiler mi?
Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
Savcı Kadir Kocakaya: Yenidoğan birimi kapalı bir kutu. Daha sıkı denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Buradaki denetimi ne şekilde yapıyorsunuz? Kapasitenin üzerinde bebek alındığı iddiası var.
Avukat (itiraz etti): böyle bir iddia yok
Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi.
Ahmet Atilla Yılmaz: Denetim çok sık yapılır. Mutlaka tespit ettiğimiz şeyler olur.
Savcı Kadir Kocakaya: Bizzat görevlendirdiğiniz bir denetim mekanizması var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Çalıştığımız insanlar zaten inandığımız arkadaşlar. Ekstra birini göndermem; bu da işin akışına aykırı. Bizim bazen haberli, bazen habersiz denetim mekanizmalarımız var.
SAVCI: NİYETİMİ SORGULAMA
İlker Gönenli avukatı: İç işleyişinize ilişkin mevzuat soruldu göreviniz dahilinde mi?
Ahmet Atilla Yılmaz: Savcım da iyi niyetinden sormuştur eminim
Savcı Kadir Kocakaya: Benim niyetimi yorumlama
Savcı Kadir Kocakaya: Size bağlı hemşirelerin Medisense’den aldığı paralardan bilginiz var mı?
Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
Savcı Kadir Kocakaya: ‘Hastaneden geliyor sandık’ dediler.
Ahmet Atilla Yılmaz: Ceren hemşire öyle demedi.
Savcı Kadir Kocakaya: Dün bu şekilde ifade verenler için soruyorum.
Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır
SAĞLIK BAKANLIĞI USULSÜZLÜK TESPİT ETMEMİŞ
Avukat Burak Mengü: Hastane Sağlık Bakanlığı denetimi geçirdi mi?”
Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz: Defalarca.
Burak Mengü: Usulsüzlük tespit edildi mi?
Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz: Hayır.
Birinci hastanesi yoğunbakım hemşiresi Ayşe Gizem Büyükköleş sanık kürsüsüne getirildi.
Kollukta verdiği ifadelerini kabul etmediğini söyledi.
‘GÜNLÜĞÜNE 20 BİN TL ALINACAK’
Gizem Büyükköleş Opera bebekle ilgili konuşuyor:
Tuğçe Toptemel bu bebeğin büyük olduğunu söyledi.
Hakan Doğukan günlüğüne 20 bin TL alınacak gibi bir şey diyor. Ben ne kadar alınır bilmiyorum. Opera bebekle birlikte 4 hastam vardı. Hastanın hiçbir sorunu yok şeklinde teslim ettiler. Ama sağlıklı teslim etseler entübe olmazdı.
“BEBEĞİN KÖTÜ OLDUĞUNU BİLDİKLERİ HALDE GÖNDERMEDİLER”
Ayşe Gizem Büyükköleş: Tuğçe Toptemel opera bebekle ilgili Doğukan’ı aradı. Doğukan kan şekerine bakmamızı istedi ama Tuğçe kan gazı almak istedi ama kan gazı alamadık. Monitör arızalı olduğu için prop aradık. Bebeğin kötü olduğunu bildikleri halde bize prop göndermediler.
Doğukan hiçbir şey yapmayın dedi ama Tuğçe Toptemel çıktı.
Mesai saatimiz 8’de bitti ama biz 9’a kadar oradaydık. Gündüz bebeği eks teslim alsaydı zaten teslim almazlardı.
Doğukan Taşcı gidene kadar Şehmuz Çelik asla alana gelmezdi. Bunu da hiçbiri söylemedi. Gece alanında doktor olmazdı.
Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan’ı tanıyor musun?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Evet, alan sorumlusuydu.
Mahkeme Başkanı: Ne kadar çalıştın?
Ayşe Gizem Büyükköleş: 8-9 ay çalıştım.
Mahkeme Başkanı. Bir bebekte sıkıntı olduğunda kime danışıyordun?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Kendi alanımdaki kişiyi arıyordum. O da alan sorumlusunu arıyordu.
Mahkeme Başkanı: Opera bebek ilk geldiğinde kim almış bebeği?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben bilmiyorum. Benim nöbetim akşam 18.00’de başlıyor, bebek 16.00’da gelmiş. Doğukan almış diye duydum.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile ilgili bir şey duydun mu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Onayı var diye biliyorum.
Mahkeme Başkanı: Şehmuz Çelik?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Şehmuz Çelik çok ilgilenmezdi, hastalarla ilgili de bilgisi olduğunu düşünmüyorum.
MAHKEME BAŞKANI TEPKİ GÖSTERDİ
Mahkeme Başkanı: Kaşe kullanılıyor muydu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli.
Mahkeme Başkanı: Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor "başhekime sorun" diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz.
Mahkeme Başkanı: 20 bin TL’den bahsediliyor?
Ayşe Gizem Büyükköleş: O gün nöbeti teslim aldıktan sonra duyduğum şey şuydu 20 bin tl alınacakmış. Bu yüzden önem veriyorlardı sanırım. Gündüz saatlerinde olan arkadaşım bana Şehmuz Çelik’in panik halde 20 bin TL’yi aileye verin dediğini söyledi.
Mahkeme Başkanı: Anlatan kimdi?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Yaren.
Mahkeme Başkanı: 20 bin TL’den kimlerin haberi vardı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Gündüzde çalışan herkesin haberi olduğunu düşünüyorum.
EKİPMAN EKSİKLİĞİ
‘Kötü olan bebekleri karşımıza alırdık’
Mahkeme Başkanı: 20 bin TL’den kimlerin haberi vardı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Gündüzde çalışan herkesin haberi olduğunu düşünüyorum.
Mahkeme Başkanı: Monitörler iyi değildi demişsin
Ayşe Gizem Büyükköleş: Monitörlerimiz çok sağlıklı değildi. Kötü hastalara monitör takılırdı. Alanda çok hastalar vardı. Biz durumu kötü olan hastaları direkt karşımıza alırdık. Monitörlere fazla güvenmezdik.
Mahkeme Başkanı: Monitörleri denetlemiyorlar mıydı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bakıma gidecek şeyler ayrı duruyor muydu. Ama ne oldu bilmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Esmeron niye verilmemesi gerekirdi?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum
Mahkeme Başkanı: O bebeğe esmeron niye veriliyor, niye verilmiyor bunu bilmen lazım. Mantığını anlamamışsını. Bir şeyi bilmeden hep iş yaparsanız ezbere iş yapmış olursunuz. Diğer türlü, ‘bilmiyorum’ cevabından öteye gidemezsin.
HASTANE SAHİBİ SORULDU
Savcı Kadir Kocakaya: Kolluk ifadende verdiğin, ‘Yenidoğanda Fırat Sarı çalışmaktadır’dan kastın ne?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Geceleri hasta kötüleştiğinde Fırat Sarı’ya haber verilirdi.
Savcı Kadir Kocakaya: Bazı hemşireler, ‘Aldığımız parayı diğer hemşirelere dağıttık’ dedi. Sen aldın mı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Hayır, hiçbir şekilde almadım.
Savcı Kadir Kocakaya : Ali Aksu’yu (hastane sahibi) tanır mısın?
Ayşe Gizem Büyükköleş: İsim olarak duydum.
Savcı: Opara bebeğin orada olmasından Ali Aksu’nun haberi var mıydı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Monitör eksikliği tam olarak nedir?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Hepsi çok sağlıklı çalışmıyordu.
Avukat: Bu çalışmama ne kadar durumu devam ediyordu. İdari amire iletmiş miydiniz?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben kendim iletmedim, zaten alan sorunlum tarafından iletilmiş bir durum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: Monitör eksikliği tam olarak nedir?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Hepsi çok sağlıklı çalışmıyordu.
Avukat: Bu çalışmama ne kadar durumu devam ediyordu. İdari amire iletmiş miydiniz?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben kendim iletmedim, zaten alan sorunlum tarafından iletilmiş bir durum.
Yenidoğan Çetesi duruşmasına 45 dakika ara verildi. Aranın ardından hastaneye gitmediği ve sürekli kaşesini kullandırdığı iddia edilen doktor Şehmuz Çelik sanık kürsüsüne gelecek.
Duruşmada verilen ara bitti. Mahkeme heyeti yerini aldı.
Tutuksuz sanık Uzman Dr. Şeyhmus Çelik sanık kürsüsüne geldi.
“SAVCIDAN ALLAH RAZI OLSUN”
Şeyhmus Çelik savunmasını kağıttan okuyarak yapıyor.
Bu soruşmayı yapan savcıdan Allah razı olsun.
Ben 38 yıldır doktorum. Türkiye’de iç anadolu hariç her yerde çalıştım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.
GERİZEKALI DEDİĞİNİ ÖĞRENDİM
Dr. Şeyhmus Çelik: Fırat Sarı tarafından göreve getirilen Hakan Doğukan Taşçı, işe doğru düzgün gelmemiş ve görevini ihmal etmiştir. Geç geldiği günlerde aradığımda, ‘İşim var, başka hemşire ile vizit yap’ derdi. Bir konuşmasında, "Şeyhmus hoca ağzıma sıçtı, Şeyhmus hoca gerizekalı" dediğini öğrendim.
Fırat Sarı ise zaten, ‘Şeyhmus gidecek’ diyordu. Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök, kendilerini ‘Doktor Şeyhmus’ olarak tanıtmışlar ve aldıkları bebekleri başka hastanelere ücret karşılığı vermişlerdir.
Dr. Şeyhmus Çelik para havalelerine ilişkin konuşuyor:
“Fırat Sarı’dan toplam 40 bin 600 TL Duygu hastanesinden ayrıldığım zaman ödenmeyen 1 ay maaşımı ödemiştir.
35 bin TL de borç olarak alıp verdiğim para.
Toplamda 29 bin 600 olan bu 3 havaleyi hatırlamıyorum”
“FIRAT SARI’YA ŞİKAYET ETTİM”
Dr. Şeyhmus Çelik: Fırat Sarı’ya Hakan Doğukan Taşçı’yı şikayet etmeme rağmen görevine devam etmiştir.
Hiçbir hasta için kendime çıkar sağlamış değilim.
Birinci hastanesinden hasta geliyor Hasan Basri Emine Avcı’yı aramış komisyon olduğunu söylemiş. Hayatımda hiç örgütte bulunmadım.
İhmali davranışla kasten adam öldürmedim. Ben mesai saatlerini yerine getiren biriyim. Her sabah visitlerimi yapar hemşireye notları aldırırım. Sorumlu hemşirelere yükletirim.
Klavye bilgim iyi olmadığından epikrizleri hemşirelere geçirttirirdim.
Dr. Şeyhmus Çelik, Serdorova bebekle ilgili konuşuyor:
İlk olarak Sağlık Müdürlüğü’nden, Birinci Hastanesi’nin yenidoğan yoğun bakım ünitesine denetime geldiler. Orada yetkili bir bayana durumu anlattım. Türkmenistanlı bir bebeğin kalp hastası olduğunu, maddi durumu olmadığını, ameliyat olmazsa öleceğini söyledim. ‘Tamam, yardımcı olacağım, Sağlık Müdürlüğü’ne iletirim’ dedi. Ancak oradan bir dönüş olmadı. Bebek hastanede kaldı, kimse almadı. Aile alsa bile nereye götürecekti?
Tekrar söylüyorum, Savcı Bey’den ve emniyetten Allah razı olsun. Tapelerden gördüm; Hakan Doğukan Taşçı, "Fırat Sarı bu hastayla ilgilenme" demiş. Hasan Basri Gök’ün de tapelerde bu olayı bildiği açıkça görülüyor.
Dr. Şeyhmus Çelik, Serdorova bebekle ilgili konuşuyor:
İlk olarak Sağlık Müdürlüğü’nden, Birinci Hastanesi’nin yenidoğan yoğun bakım ünitesine denetime geldiler. Orada yetkili bir bayana durumu anlattım. Türkmenistanlı bir bebeğin kalp hastası olduğunu, maddi durumu olmadığını, ameliyat olmazsa öleceğini söyledim. ‘Tamam, yardımcı olacağım, Sağlık Müdürlüğü’ne iletirim’ dedi. Ancak oradan bir dönüş olmadı. Bebek hastanede kaldı, kimse almadı. Aile alsa bile nereye götürecekti?
Tekrar söylüyorum, Savcı Bey’den ve emniyetten Allah razı olsun. Tapelerden gördüm; Hakan Doğukan Taşçı, "Fırat Sarı bu hastayla ilgilenme" demiş. Hasan Basri Gök’ün de tapelerde bu olayı bildiği açıkça görülüyor.
“YENİDOĞANDA ARTIK ÇALIŞMAM”
Mahkeme Başkanı: Siz hiç duymadınız mı adınızın kullanıldığını?
Dr. Şeyhmus Çelik: Yok, duymadım. Zaten kendisi lise mezunu, hastanede iki-üç soru sorsalar üçüncü soruya cevap veremez. Yenidoğan yoğun bakımı bitti, artık çalışmam.
Mahkeme Başkanı: Çalışır mısınız bilemem, herhalde emekli olursunuz.
Mahkeme Başkanı: Epikriz yazıyor muydun?
Dr. Şeyhmus Çelik: Ben epikriz yazmazdım. Ameliyat da olmuştum sağ elimi çok kullanamıyorum. vizit yapardık, notları aldırırdım. Sonra yüklenirdi. İmzalardım.
Mahkeme Başkanı: İmza size mi ait ?
Dr. Şeyhmus Çelik: Evet, ben imzalardım.
“SAĞLIK BAKANLIĞI DOKTOR KOYAR İNŞALLAH”
Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan’ın Şeyhmus Çelik’in kaşesini kullanmasıyla ilgili bir tapeyi sordu.
Dr. Şeyhmus Çelik: Opera bebekle ilgilidir. 7/24 saat benim telefonum açıktır. Arasaydı ulaşırdı. Yenidoğan doktoruyum ben zaten gelen bebek 6 aylık bebek.
Mahkeme Başkanı: Acil bir şey olduğunda kim bakıyordu?
Dr. Şeyhmus Çelik: Ben gündüz bakıyordum.
Sağlık Bakanlığı da artık bundan sonra her yenidoğana hem gece hem gündüz doktor koyar inşallah.
“TAPELERDE GÖRÜP ŞOK OLDUM”
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri de kendini doktor Şeyhmus olarak tanıtıyor.
Dr. Şeyhmus Çelik: Tapelerde gördüm şok oldum. Hasan Basri de Hakan Doğukan da sevdiğim insanlar değildir. Sorumsuzlar. Lise mezunu insanlar zaten. Ne demek ben doktor Şeyhmus demek.
Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan için ‘basit bir lise mezunu’ dediniz. Ancak Hakan Doğukan, ‘Benim altımda 20 hemşire çalışıyor’ diyor. Siz Fırat Sarı’ya şikayet etmişsiniz ama size göre basit olan bir kişiyi koskoca bir doktor hastaneden gönderememişsiniz.
Dr. Şeyhmus Çelik: Ben Fırat Sarı’yı aradığım zaman Hakan Doğukan’ı şikayet etmiştim.
Hakan Doğukan arıyor ‘efendiiiim canııım’ diyor, ben arıyorum bana cevap vermiyor. Bunu sizin takdirinize bırakıyorum.
HASTANELERE GÜVENİYORDUK MAALESEF
Mahkeme Başkanı: Kaşeniz böyle kullanılıyor muydu?
Dr. Şeyhmus Çelik: Hastanelerde böyle kaşe kullanılır zaten. Hastanelerde güveniyorduk ama maalesef.
Mahkeme Başkanı: Daha önce sorun teşkil etmedi mi?
Dr. Şeyhmus Çelik’in yanıtı duyulmadı.
Mahkeme Başkanı: Kaşenizin sizden habersiz kullanılmasıyla ilgili sizin bilginiz var mı?
Dr.Şeyhmus Çelik: Yok.
Üye Hakime: Fırat Sarı ve İlker, Güney hastanesinde çalışmanıza aracı oldu mu?
Dr. Şeyhmus Çelik: Yok
Üye Hakime:Birinci hastanesinde oldular mı?
Dr. Şeyhmus Çelik: Yok
Üye Hakime: Mesainiz dışında yoğun bakımlarda yatan hastalarla ilgili arandığınız oldu mu?
Dr. Şeyhmus Çelik: Yok
Üye Hakime: Kimi arıyorlardı?
Dr. Şeyhmus Çelik:Bilmiyorum.
ŞÜPHELENDİĞİM HASTALAR VARDI
Üye Hakim: Fırat Sarı’yı hangi durumlarda arardınız?
Dr. Şeyhmus Çelik: Fırat Sarı’yı İlker beyi çok aramazdım. Hayrettin Yıldız’ı arardım daha çok.
Üye Hakim: Daha uzun yatış yapan hastalarla ilgili Fırat ve Doğukan arasında böyle bir diyaloğa tanık oldun mu, fark etmedin mi?
Dr. Şeyhmus Çelik: Şüphelendiğim hastalar zaten oluyordu.
Üye hakim: Kime diyordun
Dr. Şeyhmus Çelik: Hakan Doğukan’a diyordum
Üye hakim: E çıkışı yapacak siz değil misiniz?
Dr. Şeyhmus Çelik: Gönderirim diyordu.
Üye hakim: Siz taburcu yaparsanız onun çıkması gerekmiyor muydu?
Dr. Şeyhmus Çelik: Ben zaten diyordum.
Savcı Kadir Kocakaya: Hakan Doğukan neden seninle ilgili böyle ithamlarda bulunuyor?
Dr. Şeyhmus Çelik: Ben disiplinli bir adamım, o ise işe gelmiyordu. Fırat Sarı’ya güveniyordu.
Savcı Kadir Kocakaya: Hemşire Ayşe Gizem de sizin için ‘Hastaneye pek gelmiyordu’ dedi.
Dr. Şeyhmus Çelik: Yok, öyle bir şey olabilir mi, ne demek gelmememek. Hastanedeki kameraları incelesinler.
Savcı Kadir Kocakaya: Bekle başka bir şey sorcam
Ayşe Gizem niye böyle ithamda bulunuyor?
Dr. Şeyhmus Çelik: Niye söyledi bilmiyorum.
“FIRAT SARI’YI DİNLİYORDU”
Ayaz bebeğin babası Erhan Karaduman’ın avukatı: Hakan Doğukan sizin değil başkasının emirlerine mi uyuyordu?
Dr. Şeyhmus Çelik: Fırat Sarı’nın sözünü dinliyordu. Ben aradığımda benim telefonuma cevap vermiyor. Hakan Doğukan’a ‘efendiim canıım’ diyor zaten.
Duruşma verilen 20 dakikanın ardından yeniden başladı.
Tutuksuz sanık Gözde Kul Yadigar geldi
Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?
Gözde Kul Yadigar:
Kolluk kuvvetlerine verdiğim ifadeyle burada aynı ifadeyi vereceğim. Lise mezunuyum, iki evladım var. Yakuplu’da oturuyorum. Çalışmam gerektiği için işe başladım. Öncelikle Birinci Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları bölümünde asistan olarak çalıştım. Daha sonra oranın doktoruyla tartışınca Çocuk Hastalıkları bölümüne geçtim. Ardından Emine Avcı beni Dahiliye bölümüne gönderdi. Bu süreçte mobbinge maruz kaldım. Amcam öldüğü halde izin bile vermediler.
Eşim şoför olarak çalıştığı için ve iki çocuğum olduğu için çalışmak zorundaydım. Emine Avcı’nın mobbingine çok maruz kaldım. Dahiliye bölümünde devam ettim, sonra Yenidoğan’ın sekreteri ayrılınca Emine Avcı beni oraya yönlendirdi. Cansu Hanım (kim olduğunu tam bilmiyorum) bana çok yardımcı oldu.
Hastanede 4 yıl çalıştım, bunun son 1.5 senesini Birinci Hastanesi’nde Yenidoğan bölümünde geçirdim. Orada bir WhatsApp grubumuz vardı. Evrakları düzenliyor, bebeklerle ilgili belgeleri sisteme giriyordum. Cansu Hanım beni o WhatsApp grubuna ekledi.
Sadece süreç 112 ile işlemiyordu, EMT diye bir sistem vardı. Orada Gıyasettin ve Fehmi Bey vardı. Orada şöyle deniyordu: “Şu hasta şu kadar hafta kalacak.” WhatsApp grubunda da onaylanıyordu. Epikriz listesini Şeyhmus Bey yazmazdı. Cansu Hanım (Cansu Akyıldırım) basamaklara göre epikriz yazıp, ben de onun yazdığını sisteme giriyordum.
Şeyhmus Çelik, Cansu Hanım’a vizit yapılması gerekiyorsa soruyordu. Sonra odasına çıkıyordu, ortalıkta pek görünmüyordu. Fırat Sarı hep bizim hastaneye gelirdi. Cansu Akyıldırım bebeklerle çok iyi ilgilenirdi. Bebeklerin tüm tahlillerini en ince ayrıntısına kadar bilirdi.
Gıyasettin’i bir kez gördüm. Bebeklerin basamak listesini bir kez verdim, sonra da Fehmi Bey’e bir kez verdim. Hasan Basri bizim alan sorumlumuzdu. Hasan Basri hep kaos oluşturuyordu. Ondan sonra Hasan Doğukan geldi, Fırat Sarı onu getirdi.
Doğukan’a şöyle bir görev verildi: SGK denetimi başladı. Doğukan tuhaflaştı. Doğukan, yönetimin bilgisi olduğunu söyleyerek bizimle toplantı yaptı. Bana “Bu listeyi al, epikriz listesini bas” dedi. Ben de bastım. SGK denetimlerinden sonra işleri düzgün yapamıyordu. Yönetim “Böyle karar vermiş” diyerek çarşaf listesini kontrol ettirdi. Aileme söyledim: “Lise mezunuyum ama salak değilim.” Anneme hastanede tuhaf şeyler oluyor dedim ve delil toplamaya başladım.
“Acaba SGK’yı dolandırıyorlar mı?” diye düşündüm. Çünkü yerlerde hep yırtık çarşaf listeler vardı. Hasan Doğukan ve Hasan Basri epikriz raporlarını yazıyordu. Şeyhmus Çelik hiç yazmazdı. Şeyhmus Çelik yalan söylüyor, çünkü onun TC’si ve şifresi barkod makinesinin üzerindeydi. Barkod odası birinci kattaydı ve şifresi yine barkod cihazının üzerindeydi.
Cansu Akyıldırım’a bebekler ve çarşaf listeleri yazıp detaylı mail atıyordum. Ben şablonları hazırlıyordum, epikrizleri Hasan Basri hazırlıyordu. Mobbinge çok uğradım, delil toplamaya başladım. Dosyada kan gazları koparılıyordu.
Saat 10.15'te tutuksuz sanık Hatice Kırım'ın savunmasıyla başlayan duruşma saat 19.20'de tutuksuz sanık Gözde Fulya Yadigar'ın savunmasıyla son buldu.
Duruşmanın sekizinci gününde tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasının ardından duruşma yarın 9.30'a ertelendi.
Haber Kaynağı : Nagihan Yılkın
İlgili Haberler
Çok Okunanlar
Ferdi Tayfur ve Ata Demirer arasındaki kavga yeniden gündemde
Vatan toprağı, Büyük Ortadoğu Projesi'ne teslim edilmek üzeredir
Ferdi Tayfur 'İçim Yanar'
Yeşil Pasaportlu Türkler için AB’ye girişte yeni dönem
Polis memuru eşi tarafından tabanca ile başından vurularak öldürüldü
İşte dünyada binlerce kişinin ölümüne sebep olan o yemek
İlk maaşlar ne zaman yatacak?
Çoklu aday senaryosunda ikinci tura kim kalıyor?
4 Ocak Cumartesi reyting sonuçları belli oldu
Emekli maaşında ek refah payı hamlesi: O fiyattan aşağı maaş olmayacak!