Buğa Gökce'nin 'pazar kahvaltısı' özlemi! 'Yumurtanın tavaya kırılması...'
İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, “Saray” talimatıyla başlatılan İBB soruşturmaları kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmesinin ardından, cezaevindeki 14. haftasında kaleme aldığı mektupla gündem oldu. Gökce, cezaevi koşullarındaki mahrumiyetlere dikkat çekerek, tutuklama kararlarının kolayca alınmaması gerektiğini savundu.

“Saray” talimatıyla başlatılan İBB soruşturmaları kapsamında tutuklanan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, tutuklu bulunduğu Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan mektup yazdı.
Gökce, cezaevinden yazdığı mektupta, "Ne kadar masum bir talep değil mi? Yumurtanın tavaya kırılıp yenmesine hasret binlerce mahkum var cezaevinde" ifadelerine yer verdi.
Gökce'nin BirGün gazetesinde yayınlanan mektubunda şu ifadeler yer aldı:
"NE KADAR MASUM BİR TALEP DEĞİL Mİ?"
"Oldum olası kahvaltı sofralarını çok sevdiğimi bilir sevdiklerim. Cemal Süreya üstadın “Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” sözüne içtenlikle inananlardanım. Bu Pazar sabahı gözaltından tutukluluğa ve bugüne kadar geçen Pazar sabahlarını düşünerek uyandım. 23 Mart Pazar günü “tutuklama” kararını alıp Silivri’ye nakil olduğumuz, gece yarısı Silivri’ye ulaştığımız bir gündü. Cumartesi akşamüstü Vatan Emniyetin alt katındaki rezil, izbe bir mekan olan nezarethaneden Çağlayan Adliyesi’ne sevk olduk.
Gece yine uykusuz, aç bir halde Çağlayan’ın -7’inci (eksi yedi) katındaki nezarethaneden önce savcıya sonra sabah hakim karşısına çıkarıldık. İlaçlarımı içememiştim. Avukat Berivan Hanım sağ olsun perişan halimi görüp bir sandviç ile ilaçlarımı getirdi. Polis nezaretinde Pazar kahvaltımı yarım sandviçle yapıp ilaçlarımı aldım. Hayatımın en kötü günlerinden biriydi o pazar… Bizden önce tutuklandığımızı duyuran basın organlarına, saatlerce otoparkta tuvalete dahi gidemeden bekletilmemize kadar o kadar çok detay var ki! Ama ben kahvaltı anlatacağım."
"23 MART'TAN BU YANA 14 PAZAR GEÇMİŞ..."
"23 Mart’tan bu yana '14 Pazar' geçmiş. Kimi bayramlara denk geldi üstelik! Oldum olası Pazar kahvaltıları bende bir özel gün ve özel sevinç yaratır. Hem bayram hem pazarsa daha da özel! Ailem çok iyi bilir. Kulağımda Filiz’in “Haaan kahvaltı hazır hadi artık” sözleri ile Beyza’nın 'abicim sofra hazır yumurtayı sen pişir hadi bekliyoruz' seslenişi… Gerçekten de o özenle hazırlanmış zengin ve kalabalık aile kahvaltısı sofrası kadar beni çok az şey yaşama sevinciyle doldurabilir. Zengin derken israf sofrası haline gelen “serpme kahvaltı” ları kastetmiyorum elbet. Her ailenin kendi olanakları çerçevesinde özenle bulup buluşturup hazırladığı, tazecik , iştah açıcı, ruhu olan peyniri-zeytini-domatesi-biberi-yumurtası ile kahvaltının sadeliği ve zenginliğini kastediyorum.
Yumurtayı sevdiğimi herkes bilir çevremde, menemene bayıldığımı da! (Vedat Milor dostum da bilir ve bence menemen soğansız olur!) Pazar sabahları hep ben pişirirdim yumurtayı. Kimi zaman göz, kimi zaman omlet, kimi zaman menemen… Oysa yumurtaya hasret kalacağımı nereden bilebilirdim. Burada haftada bir gün kantinden toplu olarak haşlanmış yumurta alıp onu sonra ısıtarak yiyebiliyorsunuz. Başka türü “yumurta kırma” şansınız yok! Çıkar çıkmaz “yumurtanın gözüne banacağım” diye ilk açık görüşte eşime, aileme ondan söyledim!
Gerçi Tayfun’u, Can’ı düşündükçe bizim 3 aylık mazimizle bunları söylemekten mahcubum. 3 yılı aştı! Hele Osman Kavala’ya. Aynı cezaevinde 9 yılı aştı! Belki bu dostların geniş kahvaltıdan da öte öncelikli sofraları da vardır. Saygıyla onlar için bunu yapmak isterim."
YUMURTAYA HASRET BİNLERCE MAHKUM...
"Ne kadar masum bir talep değil mi? Yumurtanın tavaya kırılıp yenmesine hasret binlerce mahkum var cezaevinde! Buraya gelip, yoksunluklardan, mahrumiyet ve kısıtlılıktan hiçbir şey anlamayanların “tutuklama” kararı vermemesi lazım demem bu yüzden. Savcı-Hakim adayları eğitimlerinin bir parçası olarak 10-15 gün tam bir mahkum gibi cezaevine “tutuklu” olarak bizlerle aynı koşullarda gözaltından itibaren sevk edilmeli! Görmeliler tutuklamanın öyle kolay herkes için bir çırpıda verilecek karar olmadığını. Nihayetten insan hakkında karar veriyorlar!
O kalabalık aile kahvaltısı ne zengin anlamlar içerir. Hafta boyu kim ne yoğunlukla uğraşmış olursa olsun. Ailenin belki de en geniş haliyle belki çekirdek formuyla bir araya gelip ekmeğini paylaştığı, haftayı-günü değerlendirdiği, geleceği-umudu bölüştüğü bir seremonidir benim içim. Keyifli kısmı; o kalabalıktan ve ailenin tüm fertlerinin bir arada olmasından geliyor bence. Lezzeti; özenle, hep birlikte hazırlanmasından ve birlikte bir gelecek umudunu büyütmekle ilgili olabilir. Sevinci; yaşama dair heyecanları ve güzellikleri paylaşma anlamındaki sohbetleriyle çok yakından irtibatlıdır. Tipik bir karın doyurma işinden ayıran ise aileyle, sohbetle, dostlarla beraber yaşanmasından ileri geliyor sanırım…
Cemal Süreya üstada mütevazi bir katkı ile diyorum ki “Geniş aile ve dostlarla kurulan kahvaltı sofrası” mutlulukla kesinlikle ilgilidir. Hatta mutluluk, yaşama sevinci sebebidir geniş aile kahvaltısı!
Şimdi 14. kez Silivri’de Salı gününden kalma haşlanmış yumurtamı buharda ısıtıp çayım ve peynir zeytinimle, kayık tabağımın içine doğrayacağım domates-biber-salatalığımla kendimce zengin kahvaltımı yapacağım. Sevdiklerimi düşündükçe boğazıma düğümlenenleri ise unutmayıp, üzerinde durmamaya çalışarak geçiştireceğim. Çıktığımda nice güzel kahvaltılar yapacağımızı, ailemin en geniş halini toplayacağım ilk kahvaltıyı hayal edeceğim. Ama yumurtayı ben yapacağım! Kimse kusura bakmasın gözüne de banacağım!"
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

KILIÇDAROĞLU

Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik dikkat çeken manşet: 'Bölen oldunuz'

Mutlak Butlancı Kılıçdaroğlu

Savaş insan öldürmektir: Önünde sonunda!

Eray Karadeniz'den yeni skandal

Talât Paşa kimdir...

Bir Duruşun Rengi: 'Ecevit Mavisi'!

Erdoğan seçimle risk almaz: Hedef parlementer sistem

Kılıçdaroğlu'na anket şoku: Seçmen de unuttu!

Narin Güran, amcasının evine hiç ulaşmadı mı?
