Kamuculuğu sosyal demokrasiye nasıl kurban ettiniz?

Sayın Aslan Sosyal Demokratlar! Kamuculuğu sosyal demokrasiye nasıl kurban ettiniz? Altı oku hala nasıl kullanabiliyorsunuz? Partinin adını değiştirmek daha dürüst ve vicdanlı bir davranış değil mi? Hele Mustafa Kemal Atatürk'ü nasıl bu kadar sömürebiliyorsunuz? Atatürk'ün özüyle esasıyla ne ilginiz var? Hatta aranızda Atatürk düşmanından geçilmiyor. Ah Sayın Sosyal Demokratlar sizin yatacak yeriniz var mı?

Şunu bilin ki sosyal demokrasi demek neoliberalizm demektir! Tabii ki sosyal demokrasinin ilk zamanlardaki sınıf temelinde değerlendirmelerini kabul ediyor ve ondan yararlanıyoruz. Ama bugün sosyal demokrasi diye bir şey yoktur. Hani Attila İlhan diyor ya "ne kadınlar sevdim ama hiçbiri yoktu." Şimdi siz de fikren çürümüş ve yok olmuş, Avrupa Kapitalizminin rezilliklerini kapatan ve onun hizmetinde olan 'Sosyal Demokrasi' maskeli neoliberallersiniz. Aslan neoliberaller ha gayret hadi görelim sizi. Dediğim gibi aslan gibi çıkın biz liberalleriz deyin. Yahu kiminiz sosyalizmden dem vuruyor, kiminiz etnik ayrımcı, kiminiz sınıf gerçeğini duyunca tüyleri diken diken oluyor. Siz kapitalizmin ve emperyalizmin günümüzdeki aracısınız. Neoliberaller, Atatürk’e haksızlık yapmayın. Biraz cesur ve dürüst olun.

Atatürk'ü bu kadar acımasızca sömürmek ve Atatürk'e bunca kötülüğü yapmak çok üzücü ve utanç vericidir.

Avrupa sosyal demokrasisine bakın: İsrail hükümetini ziyaret için  kuyruğa girmişler. İsrail katillerini destekliyorlar. Bunlar insan bile değil. Tony Blair hükümetinin Irak mazlumlarının tepesine bomba yağdırdığı anı unutmadık. Kimse kusura bakmasın sosyal demokrasi demek emperyalizmin bir aygıtı, destekçisi, yandaşı demektir. 

Sosyal demokrasi ölmüştür. Sosyal demokasi yoktur içi boşaltılmıştır. Sosyal demokrasi yoktur artık. Türkiye'de etnik kimlik savaşının bir aygıtı, bir aleti haline dönüşmüştür. Siz sosyal demokratların söyleyeceği hiçbir söz yoktur. 

Elbette tercih sizindir. İstediğiniz çamurda balçıkta yüzebilirsiniz. Ama lütfen Atatürk'ün yakasından düşün. Atatürk'ün sandalyesi, yok Atatürk'ün partisi, yok bilmem ne bunlar tamamıyla anlamsızdır. Gerçekle ilgisi olmayan sözlerdir. Sizin sandalyeniz liberal sandalyedir. Kendiniz de neoliberalsiniz. Avrupa emperyalizminin yanındasınız, onlarla bir bütünsünüz. Atatürk'le lütfen oynamayın. Çünkü Atatürk'le hiçbir ilginiz kalmamıştır.

Çünkü sayın aslan sosyal demokratlar Atatürk'ün temel ilkesi emperyalizme ve kapitalizme karşı olmaktır. Siz bu iki kavramın ikisinden de yanasınız. Ciğerlerinize kadar bu kavramları benimsediniz. Emperyalizmin de kapitalizmin de yanındasınız. Emperyalizmi de, kapitalizmi de özümsediniz. Hücrelerinize kadar sindirdiniz. 

Devletçilik, karma ekonomi, kamuculuk deyince kızgın demir değmiş gibi hopluyorsunuz. Neden? Türkiye'yi kurtaracak Türkiye'de üretimi artıracak başka bir yol var mı?

1980'den beri Türkiye en azgın en acımasız neoliberal zulmü yaşadı. Özelleştirmeler, küreselleşmeler… Peki 1980'den beri neler oldu? Tarım tükendi mi tarım bitti mi? Evet bitti. Türkiye tarımını neoliberalizm bitirmiştir. Bugün Ak Parti de CHP de neoliberal partilerdir. Aralarındaki mücadele sadece sandalye kavgasından ibarettir. 'Siz çekilin biraz da biz gelelim, iktidarın nimetlerinden yararlanalım.' Açık konuşalım dert budur. Ak Parti'nin de CHP'nin de Türkiye'yi kurtaracak tek bir programı ve projesi yoktur.

Her şey çok açık. Üretim artmazsa Türkiye kurtulamaz. Borç almakla, borç bulmakla büyük sermaye sınıfına halkın alın terini peşkeş çekmekle Türkiye'yi daha büyük felaketlere sürüklersiniz.

Üretimi artırmak için sizin tüylerinizi diken diken eden kamuculuk gereklidir, devletçilik gereklidir. Karma ekonomi geçerli ve gereklidir. Bir kere bunlara inanmıyorsanız Atatürk ile ne ilginiz olabilir sizin? Türkiye'nin bugün biçimsel Atatürkçülere Atatürk istismarcılarına ihtiyacı yoktur. Dinci tehlike gibi Atatürk'ü sömürenlerin yarattığı tehlike de neredeyse birbirine eşittir.

Sayın aslan sosyal demokratlar tarımı kurtarmak için küçük üreticilere 3 kuruş 5 kuruş sadaka vermekle sorunun çözüleceğine inanıyor musunuz? 'İnanmıyoruz' diyeceksiniz. Tamam o zaman demek ki küçük sermayelerle bugün tarımı yönetmek, tarımdan kâr elde etmek, tarımda üretimi artırmak mümkün değildir. Büyük sermaye de halkın  yüzde doksanının elinde değil. Büyük sermayenin kimlerde olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz.

Tarımı kurtarmak için büyük devlet üretme çiftliklerine ihtiyaç vardır. Yüreğiniz beyniniz vicdanınız yetiyorsa bunları gündeme getirin. 

Tarımın kurtuluşu büyük devlet üretme çiftliklerinden geçer. Büyük devlet üretme çiftlikleri ile tarım ve hayvancılıkta üretim kesinlikle artar. Bunun delilleri tarihimizdeki uygulamalarla çok açık olarak belirlenmiştir.

Ayrıca kamuya ait  gübre fabrikaları açmalıdır. Kapitalizmin gölgesine sığınarak Türkiye'yi kurtaramazsınız. Ey çeşitli kılıklara girmiş liberaller! Ancak siz, kapitalizme emeğin gelirini, alın terini aktarırsınız.

Sonuç olarak kamuculuk olmadan kurtuluş yoktur. Bilgili, yetenekli halktan yana, bilimsel esaslara göre düşünen  kadrolara ve partilere ihtiyaç vardır. Mevcut partiler eskimiş hepsi aynı fikirde olan partilerdir. Hepsi kapitalizmden yanadır. Hepsi Avrupa'dan yanadır, hepsi Amerika'dan yanadır, hepsi İsrail'den yanadır.

Böyle bir partiyi halkımız umut ve sabırsızlıkla bekliyor. Sayın aslan sosyal demokrat partiler, sayın liberaller, sayın emperyalizmin ve kapitalizmin yandaşları sizin kullanma tarihiniz doldu. Eskidiniz. Halka büyük zarar veriyorsunuz. Halkın alın teriyle gününüzü gün ediyorsunuz. Size helal olsun diyecek değilim.