Siyasal yozlaşma toplumsal çürüyüş aşamasına geldi

Siyasal partiler işlevlerini yapamıyorlar. Yapmıyorlar. Siyasal partiler yabancılaştı. Asıl işlevlerini kaybettiler. Bütün partiler açık gizli sermaye sınıfının bekçileri oldular. Parti il ve ilçe önderlerinin zenginleşme aracına dönüştü. Siyasal partiler suç örgütleri haline geldi.

Siyasal partiler bilgisizdir. Bilimden uzmanlıktan kopmuştur. Siyasal partiler, üç başlı korkunç öldürücü zehirli bir yılana dönüşmüştür. 

Bu korkunç canavarın bir başı dinciliktir.

Bir başı mandacılıktır. 

Bir başı da etnik bölücülüktür. 

Bu öldürücü canavarın ortak adı da emperyalizmdir.

Emperyalizm siyaseti yozlaştırır.

Yozlaşan siyaset insanı toplumu ve devleti çürütür.

İnsanı çıkarı için yaşayan, zevki için yaşayan kokuşmuş çürümüş bir yaratığa dönüştürür. 

Ey ahali toplum olarak devlet olarak insan olarak çürüyoruz. Bir an önce çürüyüşten dirilişe geçmeliyiz. Dirilişe geçmek bilgi ve deneyimle olur. Teori ve pratikle olur. Bazı kavramları ve bazı soruların cevaplarını iyi bilmeliyiz. Uğur Mumcu’nun dediği gibi, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamayız.”

Öyle ise, bu konularla ilgili olarak önce bazı soruları cevaplandıralım:

Siyasal yozlaşma nedir? 

Siyasal yozlaşma, siyasetin toplumun devletin ve insanın  çürüyüşüdür. Siyasal yozlaşma kapitalizmin çürüyüşüdür.  Dünya çapında bir çürüyüştür.

Gelişmiş pek çok ülkede de  siyasal yozlaşma bütün çürütücü etkisi ile sürmektedir. Bu siyasi çürüyüş süreci içerisinde yer alan kişiler, tolumlar devletler ve kurumlar,  çıkarlarını gerçekleştirmek için  hukuk kurallarını  ihlal etmektedirler. Yaşam tarzları  siyasi yozlaşma,  eylemleri  ise yolsuzluk olarak tanımlanmaktadır.      

Siyasi yozlaşma; kamu gücünün ve kamu kaynaklarının, özel fayda için yasadışı kullanılması demektir.  Kamu ekonomisi ve kamu kaynakları üzerinde karar verici konumunda bulunan siyasi iktidarların bu tür faaliyetleri, siyasi yozlaşmayı temel sorun haline getirmektedir. Özellikle kıt kamu kaynaklarının özel çıkarlara yönelik kullanımı, ekonomileri istikrarsız sorunlu  bir süreç içerisine sokmaktadır. Ekonomilerin bunalımdan bunalıma sürüklenmesinin  nedeni siyasal yozlaşmadır. 

Kamu harcamaları akılcılıktan uzak, siyasi çıkarlar uğruna kullanılmaktadır.  Bu uygulama kamusal hizmetlerin genel ekonomi kurallarına  uygun olarak üretilmesine engel oluşturmaktadır. Bu durum ise; toplumların devlete olan güven duygularından, bütçe açıklarına; kaynak israfından, ekonomik istikrarsızlıklara, geniş bir çerçevede önemli sorunlara yol açmaktadır. 

Ülkemizde siyasal yozlaşma, insan yozlaşması, toplum ve devletletin  yozlaşması, kurumsal yozlaşma artık, son aşamasına ulaşmış durumdadır. 

Çürüme ve yıkım giderek önlenemez hale gelmektedir. Ne yazık ki bu felaket gidişi siyasal partilerin fazla umurunda değildir. Siyasal Partilerin programında Siyasal ve toplumsal yozlaşmayı ve çürümeyi Önleyecek hiçbir çözüm yoktur. Gerçeklerden kopuk, bilim den kopuk, uzmanlık dan kopuk, içi boş kavramlar ve ilkeler, parti programlarını doldurmaktadır.

Aslında belediyeler yapısal bakımından devlete ve topluma çok büyük zararlar vermektedirler. Sayıştay denetimi yeterli değildir. Belediyelerin iç denetimi ve belediye müfettişleri de yeterli değildir. Siyasi kişilikler ve güçlü siyasi unsurlar,  Sayıştay raporlarını da belediye müfettişliği raporlarını da,  iç denetim raporlarını da, çok rahatlıkla yok sayıp üstünü kapatabilmekektedir.

Belediyelere tahsis edilen para ve belediyelerin yaptıkları hizmet üretimi karşılaştırıldığı zaman, belediyelerde kaynak kullanımı acımasızca israfa dayanmaktadır.

Siyasal partiler varlıklarını belediyelere dayandırmışlardır. Belediyeler olmasa siyasi partiler kapanır.

Artık siyasal partilerin il ve ilçe teşkilatları iş olsun diye vardır. Siyasal partiler aslında örgüt artık kalabalıklardan ibaret yapılardır. Hele müteahhit sömürüleri, hele siyasetçilerle müteahhitlerin arasında al takke ver külah ilişkileri,  toplumumuzu felaketten felakete sürüklemektedir. Belediye başkanlığına kim seçilirse seçilsin, hangi parti seçilirse seçilsin, bu yapı içinde başarılı olamayacaktır.  Türkiye'ye zarar vermeye devam edecektir. Vatanını seven lütfen şu belediye meselesine başını kaldırsın şöyle bir baksın. Bu ülkeye ve bu memlekette,  bu vatandaşa, bu yoksullara, bu geceleri aç yatan çocuklara, azcık acısın. 

Kamu kaynaklarını canı istediği gibi kullanan ve buradan zenginleşen insanların önü kesilmelidir yoksa gidişat iyi değildir. 

Belediyeler ve siyasal partiler ülkemiz halkımız ve devletimiz için çok büyük sorundur. Açık ve yakın tehlike ile karşı karşıyayız.