Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Türk Kanunu Medenisi

Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinin 99 ‘uncu yılındayız.

Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında “3 Mart Devrim Yasaları” olarak bilinen üç önemli devrim yasası kabul edilmişti.

429 sayılı Şeriye ve Evkaf [Vakıflar] ve Erkânı Harbiyei Umumiye [Genelkurmay] Bakanlıklarının Kaldırılmasına Dair Kanun,

430 sayılı Tevhidi Tedrisat [Öğretimlerin Birleştirilmesi] Kanunu,

431 sayılı Halifeliğin Kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti Toprakları Dışına Çıkarılmasına Dair Kanun.

Bu devrimci yasalar için Kapadokya’da bulunan meşhur üç peri bacası için kullanılan “Üç Güzeller” tabirini yakıştırıyorum. Cumhuriyet devriminin en önemli yasalarından oldukları görüşündeyim.

Cumhuriyet devriminin temel esaslarını bu üç devrimci yasada bulabiliriz. 

Egemenliğin yalnızca Türk Ulusuna ait olduğu ve Cumhuriyetin laik, bilim egemen düşünce temelinde yaşayabileceği ilan edilmiştir. Henüz Anayasa’da laiklik ilkesi yer almamaktadır, ancak çok bir şekilde rota bellidir. Bunlarla birlikte üniter devlet yapısı da eğitim birliğinden geçmektedir. 

Büyük Atatürk’ün zihninde şu hedef vardı; işgalden kurtarılacak Anadolu’da yeni bir Türk devleti kurulması. Kurulacak devlet öncelikle bağımsız olmalıydı. Bağımsızlık siyasi, ekonomik ve askeri konularda kendi kararlarını başkalarına bağımlı olmadan almayı gerektiriyordu. 

Egemenlik hakkını gasp eden Osmanlı Hanedanının esaretinden ve yurdu işgal etmiş düşmanın süngüsünden kurtulan Türk Ulusunun bağımsız olarak yaşaması ise ancak ve ancak özgür bireylerden oluşan laik, bilim egemen ve çağdaş bir toplum olmasıyla mümkündü. 

Bağımsızlık, yeni bir devlet kurulması, eski düzene ait kurumların tasfiye edilmeleri ve belki de en önemlisi yurttaş yaratma aşamaları söz konusuydu. Cumhuriyet bir ulus inşa ederken aynı zamanda birey ve yurttaş yaratıyordu. 

Hür bireylerden oluşan Türk Ulusu ideali diyebiliriz. 

“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz” diyen Atatürk’ün bu sözünde benim en ilgimi çeken sözcük mensuplar ifadesidir. Öncesinde yer alan zatlardan da hiç hoşlanmıyorum ancak mensup sözcüğü bence hepsini ve fazlasını kapsıyor. 

Birey olamamış, iradesini ve ikbalini başkasına bağlamış herkes mensuptur. Mensupluk yalnızca dini yapılara özgü bir kavram değildir. Bireyin iradesini sakatlayan, yok eden her türlü aidiyeti kapsar. Toplum veya aile içerisindeki eşitsizlikler bireyleri düşkün hale getirir.

Cumhuriyet; insanlar mensup olmasınlar, özgür bireyler olsunlar diye vardır. Bağımsızlık ve laiklik de bunun içindir. Özgür bireylerden oluşan bağımsız bir cumhuriyet ancak bu şekilde var olabilir.

Yazıya konu Medeni Kanun yurttaşlar mensup olmasınlar, düşkün olmasınlar diye kabul edilmiştir. 

Kadın ve erkeğin, boşanma hakkının, miras hakkının eşit olmadığı yerde mensupluk vardır. 

Medeni Kanun buna izin vermemek üzere iki sene sonra karşımıza çıkacaktır.

Devrim Yasalarının kabulünden sıra yurttaşların temel yasası diyebileceğimiz Medeni Kanun’a gelmişti. 

4 Ekim 1926 günü Medeni Kanun yürürlüğe girdi. 

Kanunun başlangıç kısmında yer alan “Esbab-ı Mucibe” yani gerekçesi dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt tarafından kaleme alınmıştır. Türk Devrimin özünü, ruhunu ve Cumhuriyeti kuran öncü kadroların dünyaya bakışını kavramak için bu metni okumak son derece faydalıdır. 

2002 yılında yeni Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdiği zaman Bozkurt’un bu yazısına yer verilmemesini eksiklik kabul ediyorum. Medeni Kanun’un ruhunu ve amacını anlatan bu devrimci bu metne yer verilmesi gerekirdi.

Medeni Kanun yurttaşların hukukunu düzenleyen, laik, çağdaş ve akılcı bir yasadır. Aradan geçen neredeyse 100 sene sonra bile günceldir. 

Bana göre Atatürk devrimlerinin en büyüğü Medeni Kanun’un kabul edilmesidir. Yüzyıllar boyunca ağırlıklı dini esaslara dayanan ve aynı zamanda çok hukuklu bir düzeni tasfiye etmek büyük ve görkemli bir devrimdir. 

Bugün Medeni Kanun’u ve kazanımlarını savunmak hem Cumhuriyet’i hem de insan onuruna yakışır şekilde yaşamayı hak eden bireyi savunmaktadır.