Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
45,5680
Dolar
Arrow
39,4143
İngiliz Sterlini
Arrow
53,5826
Altın
Arrow
4349,0000
BIST
Arrow
9.321

Bir isimden ötesi: Abdullah B. Sa'd B. Ebu Serh

Tarihte bizi şaşırtan olaylar ve o olayların yankı bulduğu zamanlar olabilir. Sesli biçimde ifade etmiyor olsak bile içten içe şaşırır, tarihin o vakitleri karşısında sessiz kalmayı yeğleriz. Kimi zaman aidiyet duygusundan, kimi zaman uzun yıllar özenle ördüğümüz bağın kıymetinden zamanın o hassas vaktine dokunamayız. Dini bağlılıktan tutun, ideolojik mensubiyete kadar bir dizi varoluş hali bahsettiğimiz sonucu yaratır.

Dokunmadığımız, tartışamadığımız tarihin hakikatini değil mensubiyetini temsil edebiliriz. Korku, endişe, konfor, rant ve bir dizi sebep buna neden olur. Sessizliğin ardında büyük çığlıklar, büyük gürültüler vardır aslında. Onaylamak değil anlamak için de metnin arkasında, dilin gerisine bakmak lazım.

Sözünü ettiğim o tarihten bir ismi bugün yazıma konuk etmek istedim. İslam tarihinin bence üzerinde durulması gereken isimlerinden biri o: Abdullah b. Sa’d b.Ebu Serh.

İslam Peygamberine oldukça yakın isimlerden biri olan Abdullah ile ilgili İslam Ansiklopedisi detaylı bilgilere yer vermemiş. Belki de hakkında kayda geçen çok bilgi yok. Her iki durumda kendi içinde sorgulamaya açık tabi. Madem Peygambere bu kadar yakın biriyse neden hakkında geniş bilgilere sahip değiliz. 

Peygambere yakınlığı kısmını açıklamadım biliyorum. Yakın çünkü, Peygamberin vahiy katiplerinden birisi kendisi. Ayetleri yazıya geçiren bir isimden bahsediyoruz. Konu da tam burada anlam ve önem kazanıyor işte. Abdullah vahiy kâtibi oluyor ama sonrasında hikaye farklı yerlere eviriliyor; tarihin “hassas” alanlarından biri de burada başlıyor. 

Hikayenin nasıl devam ettiğine Abdullah’ın yaşadıklarına geleceğim ama ona geçmeden vahiy katipleri ile ilgili birkaç bilgi vermek istiyorum. Dediğim gibi ayetleri yazan sahabilere verilen bir isim vahiy katipliği. Sayısı konusunda tam bir mutabakat yok, kırk üçe kadar çıkarılmış bu sayı. Vahiy katipleri dışında bir de katipler var. 14.yüzyıl fakih ve tarihçilerinden İbn Seyyidünnas Hz.Muhammed’in katiplerinin kırk olduğunu söylerken bu listeye Hz.Ali’yi dahil etmemiş. Öte yandan Ebu Süfyan’ın oğlu Muaviye ve Yezid bu listede yer almış. Genel tarih aksini söylüyor elbette. Ali bu vahiy katipleri arasında sayılıyor. Esas tartışmalı olan Muaviye tarafı. Bu fasılda söylenecek çok söz var ama biz kaldığımız yerden devam edelim. 

Abdullah b. Sa’d vahiy katibi ama bir süre sonra Peygamberin yazdıklarının ilahi kelam olmadığını ileri sürüyor ve dinden dönüyor. Dini literatürle kafir oluyor! Bilindiği üzere Mekke ele geçirildikten sonra sadece belirli isimler için ölüm emri çıkarıyor Peygamber. İşte o isimlerden biri de Abdullah b. Sa’d. Artık bulunduğu yerde öldürülecektir eski vahiy katibi yeni “düşman”.!

Abdullah b. Sa’d’ın ne zaman Müslüman olduğu ile ilgili bilgiler tartışmalı. Erken dönemlerden itibaren Müslüman olduğunu söyleyenler de var, Müslümanlığının Mekke fethinden hemen önce gerçekleştiğini söyleyenler de. Tarih ne olursa olsun her durumda çarpıcı bir durumla karşı karşıyayız. Fakat esas çarpıcı olan nokta Abdullah’a verilen ölüm emri ile başlıyor. Zira bu noktada, daha sonra halife olarak da göreceğimiz Osman b Affan çıkıyor. Zira kendileri Abdullah b. Sa’d’ın süt kardeşidir ve Abdullah’ın ölüm emrine karşı çıkmaktadır. 

Hikayeyi burada biraz geriye saralım ve ölüm emri sonrasında Abdullah ile Osman’ın buluşmasına gidelim. Kaynaklara göre ölüm emri sonrasında Abdullah, Osman’ın yanına gider ve ona sığınır. Yine rivayetlere göre bir süre Osman b. Affan’ın yanında kalan eski vahiy katibi yeni düşman Abdullah ondan Peygamberle konuşmasını ve bağışlanmasını ister. Bunun üzerine aynı zamanda Peygamberin damadı da olan Osman b. Affan Peygamberin yanına gider ve Abdullah’ın affedilmesi ister ve bu talep karşılık görür. Ölüm emri verilen Abdullah, Osman’ın isteği doğrultusunda affedilir ve yaşamaya devam eder. Üstelik “sıradan” biri olarak değil hikayenin devamında vali olarak karşımıza çıkacaktır Abdullah.

Tahmin edileceği üzere onu vali olarak göreve getiren isim Osman b.Affan’dır. Bir rivayete göre Peygamberin söylediklerinin gerçekleri yansıtmadığını ileri süren ve vahiy katipliği sonrasında “Başlasam ben de Muhammedin kitabı gibi bir kitap ortaya çıkarabilirim” diyen Abdullah aradan 15 yıl geçmeden Mısır’a vali olur. O artık aynı zamanda İslam dünyasının önemli bürokratlarından biridir.

Muaviye’nin önemli danışmanlarından Amr.b. As sonrası Mısır’a vali olan Abdullah, burada kimi askeri “başarılara” imza atar ve fakat yaşanan bazı olaylar, bu başarıları  gölgede bırakarak onun adına sonun başlangıcı olacak süreci ortaya çıkarır. 

Zira Mısırlılar Amr.b. As sonrası Abdullah’ın vali olmasını pek tasvip edemez. Nitekim karşılarında irtidat etmiş birisi vardır.! Hiç kuşkusuz burada Amr’ın yaptığı propaganda etkili olur. Öte yandan Abdullah’ın vali olarak Mısır’da yaptırdığı Dârülhaniyye adlı büyük sarayda halkın tepkisini çeker ve halk onun görevden alınmasını ister.

Bu arada yakıcı bir gelişme daha olur ve Abdullah, şikayetçilerden birini döverek öldürür. Bu gelişme üzerine Peygamberin eşi Aişe’de halifeden Abdullah’ı azletmesini ister. Beklenen son iyice yaklaşmıştır artık. Diğer taraftan Halife Osman cephesinin durumu da kötüye gitmektedir. Çünkü o sıralarda Halife’nin evi muhalifler tarafından kuşatılmıştır. Bunun üzerine Abdullah önce Medine’ye yardım gönderir ardından da kendisi Medine’ye gitmek üzere yola çıkar. Lakin yolda Halife’nin öldürüldüğünü duyunca tekrar Mısır’a dönmek ister fakat ihtilalciler Mısır’daki idareyi ele geçirdiği için Mısır’a da dönemez. Nihai olarak Askalân veya Remle’ye gider ve bir süre sonra orada yaşamını kaybeder.

İslam Ansiklopedisi’nin aktardığı bilgiye göre bir zamanlar Peygambere vahiy katipliği yapacak kadar yakın olan Abdullah b. Sa’d, ondan sadece bir hadis rivayet eder.!

Şimdi tüm bütün bu olup bitenleri toparlarsak “Peygamber doğruyu söylemiyor” diye vahiy kâtipliğinden ayrılıp dinden dönen biri Peygamberin damadı Osman’ın yanına sığınıyor akabinde Peygamber onu affediyor ve aynı isim aradan çok uzun bir süre geçmeden önemli bölgelerden birisi olan Mısır’a vali oluyor. 

Siyasal güç ilişkilerinden, dönemin ekonomi-politik gerçekliğine kadar nereden bakarsanız bakın sorgulanmaya muhtaç bir tarih bu. Tabi o tarihin seyircisi değil tanığı olmak istiyorsanız bu gerçeklikle karşılaşabilirsiniz.