Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,7407
Dolar
Arrow
39,9069
İngiliz Sterlini
Arrow
54,7218
Altın
Arrow
4201,0000
BIST
Arrow
9.860

TGRT ve Kemal Kılıçdaroğlu

Lise yıllarında toplumsal duyarlılığı ile bildiğim aynı zamanda muzip bir arkadaşım vardı. Onunla sohbet ederken belirli isimleri “TGRT kafalı” olmakla itham ederdi. Söylediğine göre bu ifade bir süre sonra kendi arkadaşları arasında hayli eğlenceli bir aşamaya ulaşmıştı. Öyle ki bir isimle ilgili uzun uzadıya konuşmaktan ziyade ona “TGRT kafalı” deyip konuyu noktalıyorlarmış. 

TGRT’nin açılımı “Türkiye Gazetesi Radyo Televizyonu.” O vakit gazete ve televizyonun yayın çizgisi, programcıları, gazete yazarları, özetle kurumun hayata bakışı nasılsa, aklı da biraz ona denk düşer diyebiliriz. Dolayısıyla “TGRT Kafalı” olmak bu yayınların toplamı, kurumun ideolojik olarak aldığı pozisyon ve bir bütün olarak varoluşa dair edindiği yerdir. 

Bu yeri biraz açmak gerek sanırım.

Aylar öncesiydi. Gazeteci Metin Cihan TGRT Haber’in Whatsapp yazışmalarını sosyal medya hesabından bizimle paylaştı. Buna göre Haber kanalının sahibinin eşi aynı zamanda İhlas Medya Grup başkanı Aslıhan Ören, yapılan bir habere yazılan KJ'ye müdahale ediyor, “Biz niye olumsuz KJ’ler yapıyoruz hep”  deyip devam ediyordu: “Ben kime ne anlatıyorum arkadaşlar, olumsuz KJ yok.” Bu yazışmalar sızdırılınca Aslıhan hanım tekrar gruba yazıyor ve bol ünlem işaretli ifadeleri ile “olmayacak” diyordu  “yapmak istemeyen hemen istifa etsin” demeyi de ihmal etmiyor ve nihai olarak sözlerini şöyle noktalıyordu: “Son uyarı!! Hadi şimdi bir kişi bu yazdıklarımı versin birilerine, bekliyorum.”

Peki, Aslıhan Hanım’ı bu kadar kızdıran KJ neydi? “Yoksulluk Çocukları Çalışmaya Zorluyor” Evet, haberin altında yazan KJ buydu. Kendileri bu KJ’den rahatsız olmuştu. Peki, öyle değil miydi? Yoksulluk çocukları çalışmaya zorlamıyor, daha erken yaşlarda çoğunu kölelik koşullarında iş yaşamına dahil etmiyor muydu? 

Aslıhan Hanım’ın itiraz ettiği haberde çalışma arkadaşları bu soruları da yanıtlayan verileri paylaşmıştı. TGRT Haber’e göre kayıtlı işçi çocuk sayısı 970 bin, mesleki eğitim kapsamında çalışan çocuk sayısı 504 bin ve çocukların işgücüne katılım oranı ise yüzde 24,9 idi. Belki de Aslıhan hanımın kızdığı noktalardan biri de buydu. Verileri paylaşmayın diyemediği için “Olumsuz KJ yazmayın” diyordu. Sanki bu verilere başka KJ yazılabilirmiş gibi.

Bugünlerde TGRT’de program yapan ve sözüm ona oradan gerçekleri haykırdığını söyleyen Barış Yarkadaş ve Gürkan Hacır bu konuyla ilgili de bir program yapsalar, çocuk işçiliği ve yoksulluğu ve basın özgürlüğünü konuşsalar olmaz mı? Madem konu hak ve hakikat meselesi, o zaman kendilerini buralarda da görmek isteriz.

Sanmıyorum göreceğimizi, öyle olsa bu isimler öncelikle yaşanan olaya tepki gösterirler, basın ve ifade hürriyeti adına itirazlarını dile getirirlerdi. Fakat şunu gördük: Aslıhan Hanım, instagram hesabından yine bol CHP konulu bir programdan Barış Yarkadaş’ın fotoğrafını paylaştı, akabinde Yarkadaş’ta o paylaşımı kendi hesabından paylaştı. Ne diyelim muhabbetleri daim olsun.

Fakat CHP’nin ve şimdilerde Yarkadaş’ın canhıraş biçimde savunduğu Kemal Kılıçdaroğlu’nun TGRT grubu ile muhabbeti geçmişte pek de iyi değildi. 2019 yılında anılan grupla ilgili şöyle konuşuyordu Kılıçdaroğlu:

“İhlaszedelerden söz edeceğim. 70 bin kişi... 70 bin kişinin hortumlandığı bir Türkiye'den söz edeceğim. Faizsiz kazanç uğruna paralarını götürdüler İhlas Finans'a yatırdılar. İhlaszedeler 18 yıldır hak arayışındalar.”

Kılıçdaroğlu açıklamalarına yapacaklarını söylediği kanun teklifi ile devam etmişti o zaman. Buna göre CHP tarafından verilecek bir kanun teklifi sonrasında İhlas mağdurlarının yaşadıkları kayıp giderilecekti. “Eğer kul hakkından yanaysanız, Allah'a inanıyorsanız bu kanuna evet diyeceksiniz” diyordu Kılıçdaroğlu. Fakat olmadı sözü edilen kanun teklifi her zamanki gibi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. 

Bu arada 2005 yılında 'faizsiz bankacılık' adı altında, vatandaşı yaklaşık bir milyar dolar dolandırmakla suçlanan Enver Ören'in oğlu Mücahit Ören ile Ayhan Apak bu davada 1 yıl 4'er ay hapse mahkum edildi. Ahmet Hakan da 2017 yılında kaleme aldığı “İhlas Finans Tasfiye Edilmeli Garibanların Yüzü Gülmeli” başlıklı bir yazıda, “ihlas finansa ait varlıklarla vatandaşların borcu ödenmeli” diyordu. Peki, bu varlıklar borcu ödemeye yetmezse ne olacaktı? Hakan’ın bu soruya da cevabı vardı, birlikte okuyalım: 

“Amerikalı Mücahit’e “Öde şu borcunu” denecek.

O zaman da Amerikalı Mücahit, lüks ve şatafat içinde yaşadığı hayattan biraz feragat edip gariban vatandaşlara olan borcunu ödemek durumunda kalacak.

Amerikalı Mücahit’e önerim: Tez elden Bodrum’daki 7 milyon Euro’luk villanı satışa çıkarmaya bak.”

Biz yine dönelim CHP-İhlas ve dolayısıyla TGRT cephesine. Kılıçdaroğlu’nun ihlaszedelerle ilgili açıklamalarına o günlerde Türkiye gazetesi sert bir karşılık vermiş, bununla ilgili yaptıkları haberin başlığını da şöyle koymuşlardı: “Fetö’nün Sözcüsü Kemal Kılıçdaroğlu.” 

Haber şöyle başlıyordu: “FETÖ'nün kaset kumpasıyla CHP'nin başına getirdiği Kemal Kılıçdaroğlu hâlâ Pensilvanya'ya diyet ödüyor... 17/25 Aralık yargı darbesinde FETÖ montajına sarılan, 15 Temmuz'da meçhul bir şekilde FETÖ'cülerin arasından sıyrılıp kaçan Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yine FETÖ'cüleri sahiplendi.” 

Aslında bu dile ve yapılan değerlendirmelere haber denemez. Fakat konumuz bu olmadığı için şimdilik devam edelim. Ve söz konusu yazıdaki şu sözleri de paylaşmış olalım:

“Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü'nün tek hedefi İhlas Holding'i karalamak olan iftiralarla dolu haberlerini 'gazetecilik başarısı' diye yutturmaya çalıştı. Ana muhalefetin lideri, bu ülkenin yerli ve millî kuruluşu İhlas Holding'e ise dil uzatmaya kalktı.”

Görüldüğü üzere CHP ile TGRT cephesi hiç de iyi bir geçmişte sahip değildi. Aksine karşılıklı olarak dile getirilen suçlama ve ithamlar ile bir hasımlık durumu söz konusuydu. Bu yazıdan bir anekdot daha aktarmama izin verin lütfen. 6 Şubat 2019 tarihli bu yazıda şimdilerde TGRT ekranlarının popüler yıldızı Barış Yarkadaş’a da yer veriliyor, onun da “Fetö’nün diğer bir yayın organı olan Bugün Gazetesine destek amaçlı ziyaret düzenlendiği” belirtiliyordu. Meşhur sözdü değil mi: “Nereeden Nereye.”

Yukarıda da belirttiğim gibi TGRT özelinde kanaldan ve genel olarak anılan gruptan yansıyan bilgiler geçmişe ışık tutarken, geleceğe de mesaj veriyordu. Cem Küçüklerin, Ahmet Şimşirgillerin, Atilla Yaylaların yazdığı bir gazete, bu eksende yayın yapan program ve haber içerikleri ile nasıl bir Türkiye’nin istendiği aşikardır sanırım. Böyle bir Türkiye’nin müreffeh, adil, özgürlükçü bir yapıya sahip olabileceğini düşünüyorsanız diyecek bir şey yok, düşünmüyorsanız söylediğiniz her sözden çıktığınız her programdan sorumlu olacağınızı da ifade etmemize gerek yok. 

Örneğin Cem Küçük bir yazısında şunları ifade ediyordu: "İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek yürekli bir hukuk adamı. Gezi terör eylemlerinin hesabını sormaya başladı. Gezi’nin medya ayağı yakın zamanda toplanacak. Yürekler soğuyor.”

Ahmet Şimşirgil de CHP ile ilgili şunları söylüyordu: “CHP camileri kapatan, Kur’ân-ı kerimi ve ezanı yasaklayan, darbelerin göbeğinde yer alan ve darbecilerin arka bahçesi olan bir partidir. Bu kişi katliamı, zulmü uzaklarda değil partisinin tarihinde aramalıdır.”

Ne diyelim, yorum ve takdir sizin.

Gelelim yazı başlığımıza da vesile olan habere.

Buna göre CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TGRT Haber’den Fatih Atik’e verdiği bir röportajda, kanal ile ilgili şöyle konuşmuştu:

“TGRT Haber'deki yorumları beğenerek takip ediyorum. Objektif haberciliğiniz için teşekkür ediyorum.”

Söylenecek çok söz var ama yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım tarih bile yoruma gerek kalmadan konuşuyor, feryat ediyor bence. 

Ben sadece şu soruyu sormak istiyorum: Geçmişten bugüne, yazarlarından habercilik çizgisine kadar tekrar düşünün Kemal bey. Teşekkür ettiğiniz ve takip ettiğiniz mecra gerçekten bu mu sizin?