Genel Olarak
Küreselleşme süreci ile birlikte rekabet koşulları sürekli değişim göstermekte ve sürdürülebilir bir kalkınma için değişen konjonktüre uyum sağlamak kaçınılmaz bir hal almaktadır. Bu bağlamda yerel kalkınmanın gerçekleşebilmesi öncelikle yerel aktörlerin ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda inisiyatif alarak sürdürülebilir kalkınma için politika üretmelerine bağlıdır.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, kamu harcamaları üzerindeki mali sınırlamalar, kamu hizmet standartlarının vatandaş talep ve beklentilerine uygun olarak yükseltilmesi ihtiyacı ve teknolojik gelişmeler belediye hizmetlerinin sunumunu ve maliyetlerinin yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu ihtiyaçtan hareketle, yerel yönetimlerin mali alanda yürüttüğü çalışmaların önemli amaçlarından biri de, her türlü beşeri, fiziki ve mali kamu kaynaklarını ekonomik, verimli ve etkin kullanan, kurumsal yapısı güçlü, sürdürülebilir bir belediye idaresi oluşturulmasıdır.
Ülkemizdeki ölçek sorunu ve hizmet bütünlüğünü sağlamak amacıyla son dönemde yapılan reform ve düzenlemelerle belde belediyelerin sayısını azaltılırken, büyükşehir belediyelerinin görev alanını ise genişletilerek görev ve yetkileri de arttırılmıştır. Diğer taraftan ise büyükşehirlerde il özel idareleri kaldırılmış, büyükşehir belediyelerinin sınırları il sınırına genişletilmiş ve sayısı 30’a çıkarılmıştır. Nüfusumuzun %94’ü belediye sınırları içinde yaşarken, büyükşehir belediyelerinden kamu hizmet alan nüfusun oranı ise sürekli artarak %78 düzeyine yükselmiş, böylece ülkemizde artık yerel yönetim deyince belediye, belediye deyince de büyükşehir belediyeleri akla gelmektedir.
Bu nedenle; yerel yönetimlerde kapsamlı bir biçimde yürütülmesi gereken sürdürülebilir belediyecilik çalışmalarının en önemli amaçları arasında; şeffaf ve hesap verilebilir bir şekilde mali disiplin anlayışının yerleştirilmesi, mevcut kaynakların ekonomik, verimli ve etkin kullanımı suretiyle belediye hizmetlerinin kalitesinin arttırılması ve daha yaşanabilir bir şehir oluşturarak vatandaşlarımızın yaşam koşullarının iyileştirilmesi, şehirlerimizdeki yaşam kalitesinin ve refahın yükseltilmesi öncelikli olmalıdır. Ancak merkezi hükümetten gelen vergi paylarının dağıtımdaki adaletsizlik aynı görev, yetki ve sorumluluklara sahip büyükşehir belediyeleri arasında eşit şartlarda hizmet üretme ve şehirle¬rin rekabet güçlerini olumsuz etkilemektedir. Bazı belediyelerin hangi nedenle düşük, bazılarının ise hangi nedenle yüksek pay aldığının objektif ve haklı bir gerekçesi bulunmamaktadır.
Günümüz kuşak vatandaşlarının gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerinin karşılanmasından taviz vermeden karşılanmasını, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutları arasında bir denge kurarak sağlamayı amaçlayan sürdürülebilir belediyecilik anlayışı dikkate alınmadan uygulanan politikalar palyatif çözümler yaratmıştır.
Dünya genelinde yaşanan küresel finansal kriz, başta gıda olmak üzere emtia arzı ve fiyatlarındaki dalgalanmalar, salgın hastalıklar, mülteci krizi, Rusya-Ukrayna savaşı, Ortadoğu’daki krizler ve belirsizlikler, çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin yarattığı riskler küresel ekonomide olumsuzluklar yaratmaya devam etmektedir.
Küresel düzeydeki bu durum yatırım, ticaret, finansman, turizm ve beklentiler kanallarıyla küresel ekonomiye entegre olan Türkiye ekonomisini, dolayısıyla gelirlerinin %80’i merkezi yönetimden gelen genel bütçe vergi gelirlerine bağlı belediyelerimizin mali durumunu da konjonktürel olarak olumsuz yönde etkilemektedir.
Bir taraftan dış kaynakların daralması, diğer taraftan uygulanan yanlış, tutarsız ve şeffaf olmayan iktisadi politikalar sonucunda yükselen döviz kuru, enflasyon düzeyleri ve bunları takip eden diğer makroekonomik göstergelerdeki öngörülemezlik, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar,geleneksel belediye hizmetleri maliyetlerinde de çok yüksek oranda artışlara neden olmuştur.
Bununla birlikte salgın hastalıklar, doğal afetler ve iktisadi krizin getirdiği sorunlar yerel yönetimler açısından başta sosyal transfer harcamaları olmak üzere yeni maliyet kalemleri de ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, yerel yönetimlerin mali alanda yürüttüğü çalışmaların önemli amaçlarından biri de, her türlü beşeri, fiziki ve mali kamu kaynaklarını ekonomik, verimli ve etkin kullanan, kurumsal yapısı güçlü, sürdürülebilir bir belediye idaresi oluşturmak olmalıdır.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BELEDİYECİLİK NEDİR?
-Kaynaklarını sağlanacak diğer fonlarla birlikte ekonomik, verimli ve etkin kullanan, şehrin doğusu-batısı, güneyi-kuzeyi ile merkez-kırsal arasında dengeli ve adil bir şekilde dağıtan,
-Mali disiplini sağlayan, öngörülebilir, kurumsal kapasitesini yükselterek güçlü yapısını ve faaliyetlerini sürdürülebilir hale getiren,
-Yatırım ve harcamalarını şehrin ihtiyaçları doğrultusunda önceliklendiren,
-Günümüz kuşak vatandaşlarının gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerinin karşılanmasından taviz vermeden karşılanmasını, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutları arasında bir denge kurarak sağlamayı amaçlayan çok boyutlu ve çok kapsamlı bir belediyecilik anlayışıdır.
Sürdürülebilir belediyecilik anlayışı; ne bugünümüzden ne de çocuklarımızın geleceğinden vazgeçmeden, özgürlük, adalet, eşitlik, dayanışma içerisinde, yaşam kalitesinin ve refahın yüksek olduğu daha umutlu ve mutlu hemşerilerin olduğu güvenli bir şehir yaratmak üzerine yoğunlaşacaktır. Sürdürülebilir belediyecilik anlayışı belediyelerde mali disiplinin yanında yönetimsel ve kurumsal kapasitenin iyileştirilerek sürdürülebilirliğini de dikkate almalıdır.
Bizler ülkemizin yüzyılları kapsayan geleceğini şimdiden hazırlamalıyız. “Dünya bize dedelerimizden miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık” atasözü sürdürülebilir Belediyecilik anlayışımızın temelini oluşturmalıdır. Sürdürülebilir belediyecilik anlayışımız çerçevesinde kaynaklarımızı sağlanacak diğer fonlarla birlikte ekonomik, verimli ve etkin kullanmalıyız. Bu çerçevede öncelikle belediyelerin, son dönemlerde yatırım harcamalarının artması, gelir-gider dengesizliği ve gelirlerin harcamalara etkin dağıtılmaması ve plansız yapılan hizmetler sonucunda bozulan mali yapısını daha sürdürülebilir hale getirecek önlemler alınmalıdır.
BELEDİYELERDE MALİ DİSİPLİN VE MALİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK...
Belediyelerimizin sürdürülebilir mali performansa sahip olması için; mali alt yapısının güçlendirilmesi, faaliyetlerini daha çok öz kaynakları üzerine kurması, gelir/gider dengesini daha sağlıklı hale getirmesi, hazine garantili dış borç stokunun ve vadesi geçmiş borç tutarının etkin bir şekilde yönetilerek borç sınırını aşmaması, personel giderlerinin toplam giderler içerisindeki payının kanuni limitlere çekilmesi, yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde kaynak çeşitlenmesine gidilmesi, mali yapısının güçlendirilerek daha sağlıklı bilançoya ve nakit akımına sahip olmasının sağlanması, borçların maliyetlerinin düşürülmesi, vadesinin uzatılması, döviz cinsinden borçlarının minimize edilmesi… gibi mali performansını artıracak tedbirler alınması hedeflenmelidir.
Bu çerçevede; gider azaltıcı ve gelir arttırıcı faaliyetler ve gelir yaratıcı çalışmalarla (bazı yerel gelirlerin yerel yönetimlere devredilmesi ve bazı gelirlerin merkezi ve yerel yönetim birimleri arasında paylaşılması da dâhil olmak üzere) yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılması ve bütçe disiplini ve verimlilik artışının sağlanması, yapılan her harcama kaleminde; bütçe kısıdı çerçevesinde fayda ve maliyet analizinin yapılarak stratejik önceliklendirmenin yapılması, kurumsal kapasitenin arttırılması ve iyi yönetişim ile beşeri, fiziki ve mali kaynakların etkin, ekonomik ve verimli kullanılarak mali disiplinin sürdürülebilir hale gelmesi ve sürdürülebilir belediyecilik anlayışının yerel yönetimlerde yerleştirilmesi çok daha önemli hale gelmiştir.
Bu nedenle, belediyelerin sınırlı kaynakları kullanarak yaptığı harcamaların türü, büyüklüğü, dağılımı yanında bu kaynakları, bu amaçla yapılan diğer fonlarla (özel, STK, yerel, ulusal, uluslararası…) birlikte, kentlerin ve vatandaşlarının öncelikleri çerçevesinde ekonomik, verimli ve etkin kullanılması gerekir. Belediyelere öz kaynakları yanında, AB fonlarıyla birlikte, finansmanı kısmen veya tamamen Dünya Bankası, EBRD, diğer IFIs… gibi bölgesel ya da uluslararası kuruluşlarca sağlanan proje ve programlarla daha fazla fon (hibeler, krediler, ikrazlar, garantiler, birlikte finansman yöntemleri, proje ve programlar…) sağlanmalıdır. Alternatif fon kaynaklarıyla birlikte, daha uygun koşullarda (düşük maliyetli ve uzun vadeli…) fon çeşitlenmesine gidilerek, bu fonların daha ekonomik, verimli ve etkin kullanılması da sağlanarak SOSYAL, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE PROJECİ BELEDİYECİLİK anlayışıyla birlikte daha yüksek katma değer yaratılması sağlanmalıdır.
MERKEZİ HÜKÜMETTEN GELEN VERGİ PAYLARININ ADİL DAĞITIMI VE İLGİLİ DÜZENLEMELER
Sürdürülebilir bir belediye idaresi oluşturmayı amaçlayan, ülke nüfusunun dörtte üçünden fazlasının yaşam kalitesini doğrudan etkiler hale gelen büyükşehir belediyeleri, merkezi hükümetten gelen vergi paylarına yüksek oranda bağımlı bir mali yapıya sahiptir. Ancak merkezi hükümetten gelen vergi paylarının dağıtımındaki adaletsizlik aynı görev, yetki ve sorumluluklara sahip büyükşehir belediyeleri arasında eşit şartlarda hizmet üretme ve şehirlerin rekabet güçlerini olumsuz etkilemektedir. Bazı belediyelerin hangi nedenle düşük, bazılarının ise hangi nedenle yüksek pay aldığının objektif ve haklı bir gerekçesi bulunmamaktadır. Bu nedenle, başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere yerel yönetimlerin merkezi hükümetten gelen vergi paylarının daha adil dağıtılmasıiçin başta 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun olmak üzere ilgili mevzuat hükümlerinde aşağıda sayılan gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
-Pay Dağıtımının Yeniden Düzenlenmesi
-Denkleştirme Ödeneği Verilmesi
*Merkezi Hükümetten Gelen Vergi Paylarında Ortalamanın Altında Kalanlara
*Afetlerden Kaynaklı Potansiyel Gelirinin Altında Kalanlara
-Gümrükte Alınan Vergilerin Vergiyi Doğuran Olayın Gerçekleştiği İllerde Ödenmesi
-Sürdürülebilir Belediyecilik Endeksi ve Performans Odaklı Ödenek Tahsisi
-Belediye Uzlaşma Komisyonu Kurulması
-Belediyelerin Maliye Paylarına Yapılan Kesinti Oranlarının Azaltılması
-Aylık Gelir Tahminleri Açısından Belirsizliklerin Azaltılması ve Kesintisiz Dönemin Öngörülebilir & Daha Uzun Süreli Olması
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER''İN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AMAÇLARI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BELEDİYE ENDEKSİ
Birleşmiş Milletler’in 17 Amaç, 169 Hedef ve 244 Göstergeden oluşan 2030 “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)” da baz alınarak belediyelerin faaliyetlerinde ve hizmetlerinde ilgili amaç ve hedeflerin şehirlerimizde yerel düzeyde gerçekleştirilmesi-başarılması da belediyeler için bir performans kriteri olarak kabul edilerek Sürdürülebilir Belediye Endeksi (SBE) oluşturulmalı ve SKA’da yerel düzeyde ilerlemeler ölçülüp, değerlendirilip izlenmesi gerekir. Bu göstergelerde ya da ilgili hedeflerde başarılı olan belediyelere performanslarına bağlı olarak bir başarı ödeneği tahsis edilmelidir. Merkezi hükümetten gelen vergi paylarının dağılımında nüfus ve yüzölçümü kriteri (yaz-kış nüfusu, turizm ve sanayi şehri olması, arazi yapısı gibi ilgili diğer kriterlerde dikkate alınarak) dışında belediyelerin performanslarının ölçülüp değerlendirildiği SBE sonuçları da performans kriteri olarak kullanılabilir. Yüksek endeks değerine sahip, performansı yüksek belediyeler bütçeden daha yüksek bir başarı bonusu alabilirler. Alınan bu başarı bonusları da yine yerelde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ilişkin projelerin finansmanında kullanılabilir.
Sonuç Olarak;
Kaynakları koruma, geliştirme ve gelecek nesillere emaneti sağlam olarak teslim etme sorumluluğumuz var. Her bütçe bir tercihi yansıtmaktadır. Gerek belediyelerimizin yıllık bütçelerinde gerekse stratejik planlarında kentlerimizin sosyo-ekonomik göstergelerinde iyileşmeler sağlanmasında, kalkınmışlık seviyesini yükseltme ve başta yoksulluk ve açlığın sona erdirilmesi, sağlıklı bireyler, nitelikli eğitim, cinsiyet eşitliği, temiz su ve sıhhi koşulların sağlanması, erişilebilir ve temiz enerji, insana yakışır iş yaratarak hem kentlerimizin hem de ülkemizin ekonomik büyümesine katkı sağlanması amaçlanmalıdır.
Bugünün bütçesiyle yarınları da inşa ettiğimizi göz ardı etmeyerek, sürdürülebilir belediyecilik anlayışıyla hem ekolojik hem ekonomik hem de sosyal açılardan vatandaşlarımızın refahını sağlayabilecek, onuruna uygun yaşamın, sosyal paylaşımlı belediyecilik anlayışı ile vatandaşımıza hizmet vermeliyiz.
Çok Okunanlar
Şakir Paşa Ailesi dizisindeki çocuk oyuncular kimdir?
Estetik ameliyatı ardından hayatını kaybeden Neşe Özkan'ın eşinden ilk açıklama
Mourinho gitti, Skriniar koptu geliyor: 22 Aralık Pazar spor manşetleri
Sergen Yalçın'dan Beşiktaşlıları kızdıracak Semih Kılıçsoy sözleri
Asgari ücret yüzde 35 artmalı, faiz yüzde 31’e düşmeli!
İstanbul'da elektrik kesintisi
Galatasaray'da Muslera'nın yerine eski Fenerbahçeli
21 Aralık Cumartesi reyting sonuçları
Memurlar ve emekliler ne kadar zam alacak?
Saray'dan Ortadoğu önerisi: Yeni isim önerisi dikkat çekti