Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,6128
Dolar
Arrow
34,0672
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5927
Altın
Arrow
2744,0000
BIST
Arrow
9.632

Dolmuş-u Vak’a-ı Hayriye’yi Trabzon

Akademik hayatım boyunca, epeyce görevim oldu.

Bölüm Başkanlığı, Rektör Danışmanlığı, Erasmus Koordinatörlüğü, Kulüpler Koordinatörlüğü gibi görevler yürüttüm.

En uzunu da, Bölüm Başkan Yardımcılığı idi.

Herhalde 10-15 yıl sürdü.

Bu arada bölüm başkanı yokken iki kere fakülte kuruluna katıldım.

İki toplantı arasında da, yaklaşık 10 yıllık bir zaman farkı vardı.

Yine fakültenin sorunları konuşuluyordu ki, sıra bana geldi.

Ben de, bu toplantıya on yıl önce katıldığımdan beri sorunların aynı olduğunu, hiçbir sorunun çözülmemiş olduğunu anlıyorum,

Ki aynı sorunlar hala masada dedim.

Eski sorunları çözün, yenilerini sonra anlatırım diyerek konuşmamı tamamladım.

Bu yazıyı yazarken, bu anım aklıma geldi.

1994 yılına kadar Trabzon’da yaşadım. Faroz’da başlayan hayat hikayem, üniversiteyi bitirene kadar devam etti.

22 yıl kadar.

28 yıldır da Trabzon dışında yaşıyorum.

Geçenlerde, ulusal haber kanallarına çıkan bir haber görünce, yılların pek te bir şey değiştirmediğini gördüm, Trabzon’da.

Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesinde Kaptanlık Bölümünün pırıl pırıl öğrencilerini pataklamış, dolmuşçular.

Dua etsinler ayaklarından asmamışlar armut ağacına.

Konu 30 sene öncesiyle aynı.

Dolmuşçu Ocağı ayaklanması.

Vak’a-ı Hayriyye 

1826’da gavur denilen, ıslahatçı ve yenilikçi padişah II. Mahmut tarafından “Vak’a-ı Hayriyye” yani “Hayırlı Olay” denilen nümayiş ile ortadan kaldırılan Yeniçeri Ocağı, aradan iki yüzyıl geçmesine rağmen, “Dolmuş-u Vak’a-ı Hayriye” olarak Trabzon’da direniyor.

Neden benim dolmuşuma binmedin? 

Neden özel servis ile fakülteye geldin?

Buranın haracını bizden başkası yiyemez.

Dönemler farklı ama hikayeler hep aynı.

“Evrime” Direnç.

Doksanlı yıllarda, biz üniversite öğrenci iken de, şehir dışından gelen öğrencileri korkutmak ve sopalamak ayrı bir zevkti bazı Trabzonlular için.

Bir keresinde, üniversite şenlikleri sırasında, kampüs horon ile coşmuş iken, gırak gırak diye öğrenciler havaya girmiş ki, o zamanlar üniversite bahar şenlikleri öyleydi,  kalkınma mahallesinden gelen birkaç kabadayı, koca üniversitenin şenliğini basmış ve müziği kapattırmıştı.

Kimse de ağzını açamamıştı.

Şort giyenlerin yediği sopalara hiç girmiyorum.

Halbuki bir liman şehri idi Trabzon.

Binlerce yıldır deniz limanı ve 67 yıldır da havalimanı var.

Doğunun, batının, kuzeyin ve güneyin binlerce yıldır merkezi.

Anadolu’nun büyük nehirleri Karadeniz’e doğru akar.

İpek Yolu Trabzon’da deniz ile buluşur.

Türkistan coğrafyasının checkpoint’i (ikmal istasyonu) olarak görev yapar.

İstanbul ve Ankara dışına ilk üniversite, 1955 yılında Trabzon’da açıldı.

O tarihte Avrupa’nın birçok büyük şehrinde dahi üniversite yoktu.

Anadolu ahalisi, henüz Ankara’nın ve İstanbul’un nerede olduğunu ve yolunu dahi bilmezken, Trabzonlu iş adamları oraların alt ve üst yapısını yaptı.

Türk futbolunu modere etti.

Hala da ediyor.

Hem de fetönün tüm ayak oyunlarına rağmen, Trabzonlu Hacıosmanoğlu, pensilvanyalıları mindere sırt üstü vurmasını bildi.

 

Müziği ve horonu ile, tek kanallı TRT’yi sürükledi.

Ne oldu da, rahip cinayetleri ile anılır oldu. Katilleri haber kanallarına konu oldu. 

Ne oldu da, okur yazar olmayan dolmuşçular, ülkenin hedeflerine ulaşmasına yön verecek deniz taşımacılığının Barbaroslarının yolunu kesme ve dövme gücünü buldu kendinde.

Bu kafa, Trabzon’a hafif raylı sistemi 30 sene geciktirdi.

Sanırım bir otuz sene daha bekleyecek Trabzon halkı.

Tramvay Projesi yapılıyor ayağına, ağızlara bir parmak bal çalınacak.

Mizansen projeler haberlere konu olacak.

Beyaz gömleklerin katlanmış kolları ile ellerde çubuk, hattın sanal istasyonları gösterilecek.

Renkli görseller, masa başı videolar hazırlanacak.

Hatta Eskişehir’in taa 30 yıl önce işletmeye aldığı tramvay görselleri “Trabzon’a tramvay geliyor” diye kullanılacak.

Ama ilk kazmanın vurulması, üçüncü dünya savaşının ardından olacak.