İktisadi düşüncenin temeli, tüm metaların özündeki emeği merkeze koyan emek değer teorisiyle atılır. Klasik liberal ve kapitalizmin fikir babalarından David Ricardo’nun Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi, ülkelerin uzmanlaşarak ticaretten fayda sağlamasını öngörür ve kârı da içeren artık değerin sermayenin biricik kaynağı olduğunu gösterir.
Bu teorinin günümüzde işlemesi için: Serbest ticaret geçerli olmalı ve taraflar arasındaki ticaret birinin diğerine borçlanarak bağımlı hale gelemeyeceği biçimde dengelenmelidir. ABD ve Çin arasındaki ticaret hem serbest ticaret açısından, hem de borçluluk açısından sorgulanmaktadır. İki ülke ticaret hacminin 1985’de 5 milyar dolar bile değilken, günümüzde 500 milyar dolar ortalamayla gittiğini ve ABD’nin de eskiden sadece 6 milyon dolar açık verirken epeydir yaklaşık 300 milyar dolar civarı ortalama açık verdiğini bir kenara kaydedelim. (https://www.census.gov/foreign-trade/balance/c5700.html)
Tabii ABD’nin tek rahatsızlığı sadece dış ticaret açığı değildir. Bu ilişkinin önemli bir cari işlemler açığı doğurduğunu da kabul etmek gerekir (yüzde 3,9). Ayrıca büyüyen bütçe açığıyla birlikte, ABD’de halen kapalı olan hükümetin, borç tavanı artışını zorladığını da (yüzde 124) hatırlayalım.
ÇİN’İN YÜKSELİŞİ: ARTIK DEĞER, SANAYİ VE NADİR ELEMENT
Günümüz Çin ekonomisi, artık değeri ileri robot, elektrikli otomobil üretimi ve büyük emek sömürüsüyle dönüştürerek dünyanın en büyük sanayi gücü haline gelmiştir. Son 15 senenin dünya ihracat şampiyonu Çin, yıllık bir trilyona yakın dış ticaret fazlası üreten bir ihracat devidir.
Çin, stratejik olarak küresel arzının yaklaşık yüzde 90’ını kontrol ettiği nadir toprak elementleri üzerindeki hâkimiyetini de bir ticaret kozu olarak kullanmaktadır. Çin, emek verimliliği, imalat sanayisi liderliği ve bu nadir elementler sayesinde Ricardo’nun ticaret yararını büyük ölçüde hayata geçirmiştir.
NEOLİBERALİZMİN YENİ GERÇEKLİĞİ: “STRATEJİK UZLAŞI”
Nixon döneminden bu yana süregelen ikili ilişkilerin seyri ve ardından 2000’lerde “İkinci Bretton Woods Sistemi” olarak anılan uzlaşı, küresel sermayenin ve ticaretin ana motorunu oluşturmuştur. Böylece ABD finans ve bilişim gibi üretken olmayan alanda büyüyerek, üretkenliği yani asıl artık değer üretilen alanı Çin’e kaptırmıştır.
Yaklaşık 20 yıl ABD cari açığı, Çin cari fazlasıyla beraber gitmiş, Çin kendi parası Yuan’ı dolara karşı teknolojik gelişmeden kaynaklanan verimliliği oranında yükseltmeden idare edebilmiştir. Büyük ölçüde 3,5 trilyon dolara yakın rezervle yapılabilen bu sistemsel uyum ABD’nin itirazıyla yerini gerilime bıraktı. Günümüzdeki ticari gerilimler, neoliberalizmin serbest ticaret ideolojisinden giderek uzaklaşan, zoraki bir “stratejik uzlaşmayı” beraberinde getirmiştir.
Çin’in Stratejik Tavizi: Çin, elindeki nadir metal ve üretimden gelen artık değer kozuna rağmen, dünya ihracat motorundaki birinciliğinden (Ricardo’nun ticaret yararından) vazgeçmek istememektedir. Küçülme riskini göze alamayan Çin, kritik nadir elementlerin ihracat kısıtlamalarını kaldırmıştır.
ABD’nin Zorunlu Tavizi: ABD, 4 Kasım 2025 itibariyle, bu ihracat akışını sürdürmek adına gümrük tarifelerinde bir yıllığına indirime gitmiştir (yüzde 10’a). Bu tarife indirimi, serbest ticareti savunması gereken neoliberalizmin, stratejik ticari dengeleri korumak adına korumacı bir esneklik göstermek zorunda kaldığının kanıtıdır. Geçtiğimiz hafta ABD Yüksek Mahkemesi’nde dava konusu bile olan bu yeni olgu, “dünya sistemi”nin yeni bir yol arayışı açısından sorgulanmalıdır.
Bu uzlaşının diğer bir ayağı ise nadir elementler karşılığında ABD borsasının kalbi Wall Street’teki (New York) Çin şirketlerine yönelik regülasyonların gevşetilmesi olmuştur. Bu, finansal sermayenin sürekliliği için hayati hammaddenin akışını garanti altına alma hamlesidir. 141 trilyon dolarlık dünya tahvil piyasasının 51 trilyona yakınının ABD’de olduğu ve ABD borsalarının 62 trilyona yakın bir değere (dünyanın yarısı) ulaştığı bilinmektedir.
Ayrıca ABD hazine tahvillerinin tek başına üçüncü büyük, fakat Hong Kong ve Tayvan dahil edildiğinde en büyük alıcısının Çin olduğu dikkate alınmalıdır. (https://ticdata.treasury.gov/resource-center/data-chart-center/tic/Documents/slt_table5.html)
Bu nazik ve devasa karşılıklı finansman dengesi ticaretin sürmesi açısından önemlidir.
NEOLİBERALİZMİN CAN ÇEKİŞMESİ
ABD ve Çin tarife indirimi, finansal piyasaları açma ve nadir elementleri serbest bırakma gibi adımlarla küresel sermaye akışını ve kritik hammadde tedarikini güvence altına almaktadır. Öte yandan, bu yönetilen uzlaşma, neoliberalizmin temeli olan serbest piyasa ideallerinden giderek uzaklaşan bir yapıyı işaret etmektedir.
Daha da önemlisi, bu yapı, ABD içinde büyüyen toplumsal ve ekonomik çelişkileri çözmekten uzaktır. Zira finans, silah ve bilişim odaklı büyüme, neoliberalleşmeyle üretimi yönlendirme gücü artan finans sektörünü desteklerken, istihdamın kaygan zemini, artan hayat pahalılığı ve bir türlü yükselmeyen reel ücretler nedeniyle ABD’de eşitsizliği derinleştirmektedir. Karl Marx’ın kapitalizm eleştirisinin hayaleti, New York’taki yoksulluk üzerinden yankılanmakta, ABD halkının yüzde 60 oranında mevcut yönetime karşı duruşu, neoliberalizmin toplumsal rızasını kaybettiğini göstermektedir. New York Temsilciler Meclisi üyesi, demokratik sosyalist Zohran Mamdani’nin 1 milyonun üzerinde oy alarak belediye başkanlığını kazanması bu duruma önemli bir örnek.
Ricardo’nun serbest ticaret teorisi Çin’i küresel üretim merkezi yaparak Şanghay’da cisimleşmiş, ancak bunun devamı, “iki süper güç” arasındaki ticarete uygulanan tarifeler, nadir elementler ve finansal erişim üzerinden pazarlık edilen zoraki bir uzlaşmayla sağlanmıştır.
Bu durum, neoliberalizmin, serbest ticaret, istikrarlı küresel finans ve düşük enflasyon vaatlerini sürdürmek için kendi ideolojik ilkelerinden (serbest piyasa ve serbest ticaret) ödün vermek zorunda kaldığını gösterir. Artık küresel ticaret ve finans, ideolojik bağlılıklarla değil, stratejik zorunluluklarla yönetilmektedir. Bu uzlaşma, küresel artık değerin akışını sağlasa da, ABD’de derinleşen eşitsizlik ve toplumsal huzursuzluk karşısında neoliberalizmin siyasi ve toplumsal meşruiyetinin can çekiştiğini kanıtlamaktadır.
Çok Okunanlar
Emekli maaşı zammında tablo netleşiyor!
Etnik ayrılıkçılığı meşrulaştırmanın derin aymazlığı
Herkes Cumhur'daki krizi konuşurken AKP ittifakı genişletiyor
Ricardo Şanghay’da, Marx New York’ta: 'Stratejik ticaret uzlaşısı'
Ali Şen'in oğlu Adnan Şen'den endişe veren haber
Aziz İhsan Aktaş kovuldu! Adı silindi
'Suç işlenmiştir, AYM Başkanı istifa ederek mesaj vermelidir'
'Bunları söylüyoruz diye bize yine küfredecekler, gizli AKP'li diyecekler'
Berat Albayrak Bilecik'ten çıktı
Ali Yerlikaya'nın yerine mi hazırlanıyor?