Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
35,8790
Dolar
Arrow
32,9500
İngiliz Sterlini
Arrow
42,5402
Altın
Arrow
2506,0000
BIST
Arrow
10.891

Oğlum, şurdan iki havalimani, bir de gökdelen kap da gel

Türk İnşaat Sektörü 1970’li yıllardan beri sürdürdüğü yurtdışı inşaat işlerinde, ülkeye 500 milyar doların üstünde katma değer sağlamış.

Dünyadaki birçok ülkenin altyapısını yapmakla kalmayıp, üst yapısını da inşa etmişler.

Kısa bir zaman önce ülkemizde inşaat işi yapan yabancı firmaların, teknolojisi ve bilgisi yeterli olmadığı için sadece taşeronluğunu yapabilen inşaat firmalarımız, artık uluslararası alanda, o yabancı firmaların güçlü rakipleri oldular. 

Hatta Almanya ve İngiltere gibi gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerde, eski patronlarına rakip olarak inşaat projesi yürütmeye başladılar.

Son dönemlerde de yıllık 20-25 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştılar.

Neredeyse ülkemizin göz bebeği “Türk Otomotiv Sektörünün” önünde bir “inşaat ihracat” geliri sağladılar.

Tüm girdisi de yerli neredeyse. 

İthalata dayalı bir büyüme değil.

Kendi mühendis-müteahhidi, mühendisi, işçisi ve malzeme üreticisi ile yakaladı bu büyümeyi.

Firmalarımızın ve “mühendis ve işçilerimizin” edindiği tecrübe yani “know-how” sürdürülebilir bir büyümeyi de beraberinde getirdi.

Her yıl bir öncekine göre daha çok büyüyen bir sektör halini aldı.

Edinilen bu tecrübe ve birikim sayesinde, müteahhitlerimiz, yurt dışında proje üstlenirken artık herhangi bir kaygı duymuyor.

“Fakir” fakat “Modern Türkiye’nin” soğuk savaş döneminde kurduğu, Karadeniz Teknik, İstanbul Teknik, Ortadoğu Teknik, Boğaziçi, Anadolu Üniversitesi gibi köklü kurumlarımızdan mezun olan mühendislerimiz-mimarlarımız, dünyanın dört bir yanında, ısısı eksi 50 ile artı 50 derece arasında değişen zorlu coğrafyalarda, Sahra çöllerinden Sibirya steplerine uzanan ata topraklarında, şantiyeleri yönetecek kabiliyete ulaştı.

Yurt dışında, yıllar önce keserle konut işi yapan müteahhitlerimiz, artık petrol rafineri tesisi ve havalimanı gibi endüstriyel yapılar inşa etmeye başladı.

Sadece inşa değil, aynı zamanda projenin finansmanını da kendileri uluslararası finans kurumlarından bularak, Yap-İşlet-Devret gibi algoritması son derece karmaşık ve güvene ve yüksek teminata dayalı projeleri başarı ile yürütüyor.

Güvenli tacir vasfına ulaştıkları için, hem parayı buluyorlar, hem de yabancı ülkenin ihtiyaç duyduğu havalimanı, yol, hızlı tren gibi teknolojik projeleri yapıp işletiyor.

Uluslararası finans kuruluşlarından sağladıkları milyar dolarlık kredileri, kendi inşa ettikleri projeleri işleterek “bir dolar bir dolar” toplayıp kredi geri ödemesini yapıyor. 

TAV İnşaatın patronu, aynı zamanda doktoralı Sayın Mustafa Sani Şener bu işleri en iyi yapanların başında gelen önemli bir mühendis-müteahhidimiz.

Arap coğrafyasını, Dubai-Abu Dabi gibi emirliklerin yer aldığı Körfez Bölgesini ve Libya’nın da yer aldığı Yukarı Sahrayı gezdiğinizde “TAV İNŞAAT” logosuyla sıklıkla karşılaşıyorsunuz.

Neredeyse tüm havalimanlarını Sani Bey’in firması TAV İNŞAAT yapmış.

Yapmakla kalmamış, neredeyse tamamını da kendisi işletiyor. 

Ülkenin Karadeniz sınır kapısından kafanızı azıcık dışarı uzattığınızda, Batum Havalimanında görüyorsunuz TAV İnşaatı.

Taa Kazakistan’ın başkenti Astana’da.

Dünyanın en büyük finans kuruluşları ile yaptığı ortaklık ile 10 bin kilometre uzaktaki Amerika Birleşik Devletlerinde de, proje takibinde görmeniz mümkün. 

Bir gün elbet tekrar bizim olacak olan, 500 yıldan fazla kaldığımız evimiz, has ata toprağımız Üsküp Havalimanında da Sani Bey’i görüyorsunuz. 

Dubai’de şehrin içlerine doğru ilerlediğinizde, önünüze yine “TAV İnşaatın” yaptığı gökdelenler çıkıyor.

40-50 katlı, son derece sofistike binalar yaparak, Türk’ün imzasını atmışlar dünyanın en zengin şehirlerine.  

Şimdi de Almanya’nın en büyük bir havayolu firması ile birlikte Antalya Havalimanını yeniden inşa ediyor.

İnşaatın ardından da milyonlarca turisti Antalya bölgesine taşıyarak, ülkemizin turizm gelirlerini arttıracak.

Önünde çok yüksek bir dağ engeli olması nedeniyle, yapılamaz denilen Alanya Gazipaşa Havalimanını uluslararası uçuşlara başarı ile açarak, milyonlarca Avrupalıyı Alanya bölgesine taşımış sıfır hata ile. 

Yazması kolay ama, gidilen coğrafyalara, bahsedilen rakamlara bizim aklımızın ermesi zaten pek imkan dahilinde değil.

Allah razı olsun, çoğumuz evden işe zor giderken, Sani Bey nasıl başarmış bunca işi?

O işin de sırrını anlamak zor değil. 

TAV inşaat bünyesinde çalışan mühendisleri ve teknik ekibi tanıyınca, Sani Bey’in neden bu kadar cesur ve başarılı olduğunu hemen anlıyorsunuz.

Daha önceleri, mezuniyetinin ardından, hocalarının tavsiyesi ve yönlendirmesi ile üniversitede kalacak kapasitedeki başarılı mühendisleri, Sani Bey bir şekilde “TAV İnşaat” bünyesine almış.

Üniversitenin akademik ortamında kalsalar, Türk Yüksek Öğretimini çok ilerilere taşıyacak olan bu arkadaşlar, onun yerine Türk İnşaat Sektörünü ileriye taşımışlar.

Çok değil, daha yarım asır önce, soğuk savaşın pençesinde kıvranan coğrafyada, ağır enflasyonist ortamda, kıt kaynaklarla, fukara Türk Devletinin kurduğu Üniversitelerden mezun, birkaç dil bilen, yurtiçi ve yurtdışı master-doktoralı mühendisler, Sani Bey’in önderliğinde ve oluşturduğu stratejik çizgide, TAV inşaatın ve Türk mühendis-mimar ve işçisinin imzasını dünyanın birçok noktasına atmış. 

Sani Bey, işi kolay kılmış, “FIRINDAN İKİ EKMEK, BİR DE PİDE” alacak noktaya getirmiş.

Bu hikayeyi şimdilik burada bitiriyorum.

Ama devamı gelecek.