Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanının, sınırdan parmak sallayıvermesi yetmişti. Mesajı alan Suriye, yıllardır her türlü desteği verdiği PKK liderini anında kapı dışarı etmek zorunda kalacaktır. Vatansızın çaldığı her kapı yüzüne kapanacak, yardım ve yataklığa yeltenenler de Eski Türkiye’nin (!) baskısıyla geri adım atacaktır. Kaçıp kovalamayla geçen birkaç ayın ardından, son nokta 15 Şubat 1999’da Kenya’nın başkenti Nairobi’de konacaktır.
Öcalan’ın, 16 Şubat 1999’da uçakta çekilen gözleri bantlı, elleri kelepçeli ilk fotoğrafı, bölücü teröre karşı Türkiye’nin gücünün kararlılığının göstergesi olarak belleklere kazınacaktır. Türk güvenlik güçlerine, ezik bir ifadeyle annesinin Türk olduğunu, Türk devletine her türlü yardıma hazır olduğunu söyleyen 1999’un Öcalan’ından bahsediyoruz.
Ankara’daki ilk aşamanın ardından, nakledildiği İmralı’ da yargılanacak, döktüğü kanların hesabı sorulacaktır. Hakkında verilen idam cezasının niçin uygulanmadığı ayrı bir yazının konusudur. O dönemde, iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasi partilerin, işçisiyle, esnafıyla köylüsüyle, kentlisiyle tüm kesimlerin emperyal kurgulu bölücülüğe birlikteliği, Türkiye’nin milli direncinin, milli duyarlılığının göstergesi olarak not edilmelidir. Türk halkının, ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana duyarlılığı, etnik teröre karşı mücadelede devletin ödün vermeme, geri adım atmama politikasının en büyük dayanağı olagelmiştir.
12 Eylül 1980 darbesiyle büyük ölçüde tasfiye olan Türk solu bir daha toparlanamazken, önü açılan PKK, farklı bir süreçle yükselişe geçecektir. Bölgede etnik ajandasında yazılanları yaşama geçirirken, ülkenin batısında ve metropollerde sol söylemi kullanacaktır. Çıkış döneminde sol söylemi, Marksist terminolojiyi kullanan PKK’nın, toprak ağalarına, feodal kasta karşı mücadele etmemesi sol demagojinin tozu dumanı arasında her nedense pek dikkati çekmemiştir. İdeolojik vitrinde sol söylem kullanılırken, pratikte eroin baronlarıyla, toprak ağalarıyla, feodal yapıyla iç içeliği, emperyalizme tek laf etmeyişi sorgulanmadan müttefik kabul edilmesi, yenilgi psikozunu atlatamamış Türk solunun itibar kaybını ve yok oluşunu tetiklemiştir.
İmralı’da neredeyse unutulmuş, terör örgütü liderinin yeniden toplum gündemine taşınmasının ark planı üzerinde düşünülmelidir. Etnik ayrılıkçılığın, kullanım dönemi geçmiş liderinin, Mehdi misali parlatılmasının, Fıratsız, Diclesiz, GAP’sız, bir Türkiye ile emperyal vesayet altında bir Kürdistan amaçlı olduğu bilinmelidir. Akan kanın durması söylemiyle, Türk milletinin damarlarındaki kanın son damlasına kadar akıtılmak istendiğinin farkına varılmalıdır. Öcalan’ın, gökten inme kutsal kelam olarak yansıtılan mesajındaki, Türkiye’nin tapusuna etnik paydaşlar eklenmesi, Anayasa’dan Türk Milleti kavramının çıkarılması, ülkenin etnik ve mezhep temelli parçalara ayrılması talepleri atılan sis bombalarıyla gözden kaçırılmaktadır.
Türkiye’nin ulus devlet üniter yapı temelli kurulmasından yüz yıl sonra, “Lozan’ı unutun, size güncellenmiş Sevr vereceğiz” denilmektedir! Türkiye’yi paramparça edecek yok oluş reçetesi, Lokman hekim ilacı niyetine tekmil millete içirilmek istenmektedir! Hacı Bekir lokumu olarak uzatılanın baldıran zehrinden başka bir şey olmadığının bir an önce ayırdına varılmalıdır.!
Çok Okunanlar

Tabii Spor'a üyelik!

İki Türk takımı Şampiyonlar Ligi'nde karşılaşacak

2025 emekli promosyonları güncellendi! Hangi banka ne kadar ödüyor?

Hakan Çalhanoğlu 11'de olacak mı? Feyenoord - Inter maçı hangi kanalda?

Rasim Ozan'dan çok konuşulacak genel af sözleri

Zincir marketlerde Ramazan indirimi krizi: ŞOK ve BİM arasında gerginlik

Bebek katilinden İmralı bilgesine

4 gün sonra bulunan kayıp mimar Ece Gürel’in ailesi konuştu

Gelinim Mutfakta 5 Mart Çarşamba puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

Erdoğan'ın Yavaş ve İmamoğlu karşısında oy oranını açıkladılar