Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

Orman yangınlarını önlemeye göçerler açısından bakmak

Türkiye günlerdir orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Uzmanlar yangınları önlemede araç ve eleman yetersizliğinden liyakata değin birçok konuya dikkati çektiler.

Ancak TV’ye çıkanların hemen hiç biri, orman yangınlarını önlemeye göçerler açısından bakmadı.

Çok kısıtlı olarak, Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran'ın 2021 yılında "Keçilerin girmediği ormanlarda yangın bizi bekliyor" ifadeleriyle yaptığı konuşma paylaşıldı.

Pervin Çoban Savran konuşmasında, orman yangınlarını önlemede keçilerin önemine dikkat çekmiş, insanların doğal yaşam tarzını terk etmesi sonucunda iklim krizinin hızlandığını anlatmıştı:

"İklim değişikliğinden dolayı yangına hazır bir vaziyete geldi ormanlarımız. Keçilerin girmediği alanlar, keçilerin otlamadığı alanlarda yangın o kadar hazır bir vaziyette bekliyor ki bizleri... Çünkü neden? Keçiler dipteki otları yiyip, diplerindeki hastalıkları önleyip, yangını önleyecek gezinti yapmadığı zaman ormanlar da kibrit yakmadan yanabilecek vaziyete gelir.” demişti.

Pervin Çoban Savran'ın görüşlerine bir tarım bilimci olarak katılıyorum.

GÖÇERLERİN YETİŞTİRDİKLERİ KEÇİDEN NEDEN UZAKLAŞTIK?

Türkiye’de farklı etmenlerle keçiden uzaklaşıldığı gözlemlenmekte. Keçiden uzaklaşmada ve sayısının azaltılmasında en önemli gerekçe, keçi varlığımızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan kıl keçilerinden ormanların korunması konusu olmuş.

İlköğrenimden başlayarak insanlarımıza keçi, orman düşmanı olarak benimsetilmiş. Orman alanlarının azalmasında kıl keçilerinin doğrudan payı, nesnel açıdan saptanmamış, asıl etmenler olan turistik yerler için ormanın tahrip edilmesi, golf sahaları yapmak üzere makilik, hatta ergin ağaçların kesilmesi, tarla açmalar ve yaz yangınlarının paylarının araştırılması göz ardı edilmiş.

Ormanların korunması gerekçesi dışında öncelikle keçi olmak üzere koyun etleri ve sütlerinin de kalp-damar sağlığı açısından sorun yarattığı ve özel bir kokuya sahip olduğu konusunda kentlerimizde oturanların beyinleri de yıkanmış. 

Burada,1950’li yıllardan itibaren kentli insanlarda egemen kılınmaya çalışılan Batı kaynaklı kültür emperyalizmi sonucu ortaya çıkan yabancılaşmanın önemli bir rolü olduğu da gözlemleniyor.

Bütün bunların sonucu olarak başta kıl keçi olmak üzere, keçi varlığımız giderek azalmış, tiftik keçisi de neredeyse yok olmuş. Bununla birlikte anılan aymazlığın, birkaç yıldır biraz farkına varıldığı da gözlemlenmekte.

NASIL OTLANMA YAPILMALI?

Kıl keçiye olumsuz bakış açısı, tarım bilimi açısından olduğu kadar toplumsal koşullarımız açısından da uygun değil. Kıl keçisi, özellikle ılıman iklim kuşağının ve ekosistemin doğal bir parçası olmuş. Kıl keçisi yerine ikame edilen diğer tarımsal etkinlikler orman içi ve kenarı işletmeler için şimdiye değin geçerli olmamış.

Küresel iklim değişikliğinin dünyanın birçok bölgesinde kendisini açık olarak hissettirdiği günümüz koşulları ve gelecekte, susuzluğa dayanıklı çalı ve fundalık gibi doğal mera alanlarını en iyi biçimde değerlendirerek çok değerli ürünler sunan bir hayvanı “günah keçisi” ilan etmek yerine, ondan denetimli ve akılcı biçimde yararlanmanın olanaklarını aramamız gerekmekte.

 Bunun için de Türkiye’de uygun mera alanlarını, mera kapasitesi, otlatma olgunluğuna dikkat ederek yıl içerisindeki otlatma dönemleri belirlenerek, ilgili bakanlık birimleri, tarımsal örgütler ve yetiştiricilerle etkili bir “otlatma yönetimi” sağlanmalı..Özetle, bilinçli  ve denetimli keçi otlatma yapılmalı.

BİLİNÇLİ VE DENETİMLİ KEÇİ OTLATMANIN ORMANA YARARLARI NELER?

Keçi otlatmanın ormana sağladığı yararlar şöyle özetlenebilir:

•Ormanda otlayan keçiler ayakları ile bir yandan toprağı sıkıştırırken diğer yandan da yüzeyde kalan ağaç tohumlarına basarak onları nemli toprak tabakasına kadar gömerler. 

Böylece yüzeyde kuru malç tabakasında çimlenemeyen tohumların çimlenip yeni fide oluşturmasına olanak yaratırlar. Diğer yandan da kalın malç tabakasını delerek alt katmanların havalanmasını sağlarlar.

Keçilerin  otlama sırasında bıraktıkları gübre toprak verimliliğini artırır. Böylece tohumların çimlenme ve çıkışları, fidelerin büyümeleri hızlanır. 

Bu yarar, özellikle hayvanların geceledikleri, toplu olarak bulundukları alanlarda dikkate değer boyuttadır.

Orman altındaki otsu bitkilerin keçilerce otlanması genç fide ve fidanlarının rekabet güçlerini artırmakta. Otlatma; fide ve fidanların çapalanması anlamını taşımaktadır.

Orman altındaki ve yangın şeritlerindeki otsu bitkilerin otlatılması, aynı zamanda onların kuruyarak yangına materyal olmalarını da engeller. Pek çok orman yangını, kuru otsu bitkilerin tutuşması ve yaygınlaşması şeklinde olmakta.

  Keçiler otlarken asalakları da yok ederler.

GÖÇERLER NE DİYOR?

Göçer Yörükleri de, yukarıda belirtilen konuların yanı sıra, kıl keçinin ormana sağladığı yararları şöyle dile getiriyorlar: 

Keçi, bitkileri yerken aynı zamanda budama yapar.

Keçi, fidanların altını havalandırır, toprağı sertleştirerek kaymasını önler.

Keçiler göç sırasında endemik bitkilerin bir yerden başka bir yere taşınması konusunda da doğaya yarar sağlamakta. 

Keçi, sadece yeni dikim sahalarının içerisine girer ve yeni filiz vermiş fidanları yerse, ormana zarar verebilir. Yörüklere göre böyle bir durumun yaşanması ise çok zordur. Yörükler, keçileri yeni dikim alanlarına sokmadıklarını, ormanın onlar için önemli olduğunu ısrarla vurgularlar.

  Ormanların zarar görmesinin ve yok olmasının asıl nedeni, insanların yanlış uygulamaları, yanlış kesimler ve orman yangınları gibi nedenlerdir. Keçiler, bu coğrafyada binlerce yıldır varlık sürdüren hayvanlardır ve orman onların rızkıdır. Kendi yaşam alanını yok etmediği gibi Yörüklerin de ormanı yok etmeleri olası değildir. 

Dilerseniz  son sözü bir kez daha  yine Sarıkeçili Yörükleri Dernek Başkanı Pervin Çoban Savran’a bırakalım.Savran:

“ Keçi ormanı ihaleye açıp meşe kömürü yapmaz, golf sahası, spor sahası, tatil köyü yapmaz, keçiler ormanı yakmaz… 

Sigara içen, izmarit atan bir keçi var mı? 

Ormanda ilk dumanı görüp haber veren Yörüklerdir… 

Gözetleme kuleleri her yeri göremez, ormanda belli dönemlerde kalırlar. 

Ormanı koruyacak olanlar ormana karargâh kursun ve ormanı asıl kim tahrip ediyormuş görsün” diyerek ormanı tahrip eden diğer unsurlara vurgu yapmakta.