Adi hırsız, sülük, dolandırıcı ve profesyonel bir yalancı…

Size, “Nagehan Alçı kimdir?” diye sorsam, çoğunuz “Soracak başka birini mi bulamadın?” diye terslersiniz beni…

Bir kısmınız da böyle başlayan bir yazıyı okumadan geçersiniz!

Belki şimdi siz de okumakla okumamak arasında gidip geliyorsunuz.

Çünkü bu isme çok kızıyorsunuz.

Sadece ona değil; eski eşi Rasim Ozan Kütahyalı’ya da…

***

Türkiye’nin bu hale gelmesinde…

Medya etiğinin yerlerde sürünmesinde…

Gazetecilik mesleğinin itibar kaybetmesinde bir çok isimle birlikte bu ikiliyi de suçluyorsunuz.

Atatürkçü kesime yönelttikleri sert eleştiriler...

Önce Fethullah Gülen’e...

Sonra Fethullah Gülen’le birlikte AKP iktidarına ve Recep Tayyip Erdoğan’a…

En sonunda da sadece Recep Tayyip Erdoğan’a tapınmaları midenizi bulandırıyor.

***

Aranızda belki de bunlar yüzünden televizyon kıranlarınız bile vardır.

İddia ediyorum; medyada son 22 yılın (AKP dönemi) en sevilmeyen on kişisi araştırması yapılsa bu ikili ilk iki sırayı paylaşır...

Hem de açık arayla!

Birilerine yaranmak için cumhuriyetin kazanımlarına, kurumlarına, Atatürk ilke ve devrimlerine her türlü hakareti etmişlikleri vardır çünkü…

Kim güçlüyse onun değirmenine su taşırlar; güçsüze selam bile vermezler.

Hele hele düşene hiç acımazlar; bir tekme de onlar atar.

Düne kadar gazetelerinde çalıştıkları, bol sıfırlı rakamlarla maaşa bağlandıkları Fethullah Gülen’i bile bir anda nasıl sattılarsa; herkesi satarlar.

***

İktidarı pohpohlamayı, Recep Tayyip Erdoğan’a (şimdilik) övgüler yağdırmayı sürdürdükleri için asla işsiz kalmazlar.

Hep ama hep; yandaş medya patronlarıyla bol sıfırlı maaş ilişkisi içinde olurlar.

Kamu bankalarından düşük faizli kredi alıp yalılarda yaşarlar.

O kadar zengin olurlar ki boşanmaları bile farklıdır:

Sanki iki gazeteci değildir de ayrılan; milyarder bir işadamı ve eşidir. Çünkü ayrılma koşulu olan nafaka bile bol sıfırlıdır:

2021’in parasıyla 40 milyon lira tazminat, oturulan yalı ve ayda 60 bin lira nafaka…

***

Biliyorum; siz de bu eski çifte kızanlardansınız ancak hala yazıyı okumaya devam ediyorsunuz.

O zaman konuya geleyim:

Bu sevimsiz eski çift, iddialara göre nafaka meselesi yüzünden iyice birbirine girmiş…

Başta her ne kadar, “Anlaşmalı, medenice, dostça, güzel bir şekilde bitiriyoruz” deseler de Nagehan Hanım dün öyle bir sosyal medya paylaşımı yaptı ki herkes bu sözleri eski kocası Rasim Ozan Kütahyalı için söylediğini hemen anladı:

“Bir kriminel kafa, bir adi hırsız bazen öyle yakınınıza girer ki kör olursunuz…

Öyle bir körlük ki hem de!

Yıllarca en yakınınızdakinin nasıl bir sülük, ne şeytani bir dolandırıcı, ne profesyonel bir yalancı olduğunu görmemişsiniz…

Ama adalet var. Suç cezasız kalmaz…”

***

Önce bir yazım hatasını düzelteyim… İnsan çok dil bilince (özgeçmişine göre dört dil) kafası karışıyor demek ki…

Hanımefendinin “kriminel” olarak kullandığı sözcüğün dilimizdeki yazılışı, “kriminal…”

Sıraladığı “adi hırsız”, “sülük”, “şeytani bir dolandırıcı”, “profesyonel bir yalancı” ifadeleri ise kesinlikle izaha muhtaç değil!

Yorumu ise son derece basit:

“Tam on yıl boyunca etrafımıza birlikte pislik saçtık, kol kola girip cezaevlerinde haksız yere yatan askerlere, gazetecilere, hukukçulara, akademisyenlere iftiralar sıraladık, onur ihtiharlarına neden olduk; şimdi öküz öldü ortaklık bozuldu.”

***

Kötü, kötüdür dostlar.

Kötünün bir başka kötüye de “iyiliği” dokunmaz…

Önce çevrelerine zarar verirler ama sonra birbirlerini yer bitirirler!

Bana göre bu iş burada bitmez!

Nagehan’ın yazdıkları, savaş ilanı…

Ortaya daha ne pislikler dökülecek, hep birlikte göreceğiz!