Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8510
Dolar
Arrow
34,2182
İngiliz Sterlini
Arrow
45,4500
Altın
Arrow
2925,0000
BIST
Arrow
9.012

Balatro siyasetçi

Daha çok “durum komedisi” yaparak; yani düşerek, kalkarak, taklalar atarak, dil çıkararak komiklik yapmaya ve halkı eğlendirmeye çalışan kişilere “soytarı” deniliyor.

Bir de saray soytarıları var:

Bu arkadaşların görevi halkı değil; kraliyet saraylarında konukları veya hükümdarı eğlendirmek!

Bunlar “saray üyesi”dir.

Sarayda para kazanır, orada yer içer, kral istediğinde koşup onu memnun eder!

Bunlara latincede “balatro” deniyor. Soytarılardan tek farkları bu işi profosyonelce yani maaş alarak yapıyor olmaları.

İngiltere Kralı VIII. Henry, Will Sommers adında bir soytarıyı işe almıştı. Kızı Mary’nin ise Jane Foole adında bir balatrosu vardı.

***

Soytarılar ve balatrolar, post-klasik dönemde genellikle parlak renkli kıyafetler, garip desenli ve biçimli şapkalar giyerdi.

Çok farklı yetenekleri vardı.

Şarkı söyler, dans eder, hikaye anlatır, akrobatik gösteriler yaparlardı.

Hatta bazıları bizdeki bazı siyasetçiler gibi şapkadan tavşan bile çıkarırdı.

Bugün gayet ciddi giyiniyor, hatta kravat bile akıyorlar!

Soytarılar halkın verdiği üç beş kuruşla geçinirken, balatrolar yüksek ücretlerle izleyicilerini eğlendirir, saraydan izin alarak katıldıkları zengin davetlerinde kese kese altın kazanırlardı…

***

Bizde, yani Osmanlı’da ise saray soytarılığı hiçbir zaman kurumsallaşmadı. 

Onun yerine “dalkavuk”luk gelişti.

Dalkavukluk resmi bir ünvandı Osmanlı’da

Padişah dahil her saray yöneticisinin mutlaka bir dalkavuğu olurdu.

Bunların tek görevi de hizmet ettiği kişi yanlış bile yapsa onu övmek, yerlere göklere sığdıramamaktı!

***

Bu ansiklopedik bilgileri uzun uzun sıralamamın nedenini tahmin etmişsinizdir:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin dünkü grup toplantısında Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soru sormayı sürdüren Halk TV programcıları Şule Aydın’ı, Timur Soykan’ı, Barış Pehlivan’ı ve Murat Ağırel’i kastederek, aynen şunları söyledi:

“Kapımızda baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolar koparırız. Buradan sesleniyorum Halk TV ve Cumhuriyet Halk Partisi: Ayağınızı denk alın. Dört soytarı muhabirle MHP'yi sorgulayamazsınız, sorgutlamayız.”

***

Bu çocukların hepsi aslan gibi yürekli, pırlanta kadar değerli, meslek onuruna sahip gazeteciler…

Soytarılar halkı güldürür, saray soytarıları yani balatrolar ise saraydakileri!

Bu çocuklar ise halkı güldürmüyor tam tersine yayınladıkları dosyalarla her salı akşamı içimiz kanatıyorlar.

Ayrıca Saray’la da hiçbir işleri ve ilişkileri yok!

Takla atmıyorlar, akrobatlık yapmıyorlar.

Bana göre bu sözcük en çok Devlet Bey’e yakışıyor.

Çünkü en zor anında Saray’a koşup Hızır gibi Erdoğan’ın imdadına yatışıyor, onu mutluluktan havalara uçuruyor.

Akrobatlık derseniz, herkese taş çıkartıyor…

Son sekiz senedir öyle taklalar atıyor ki, bizim jimnastik milli takımındaki çocuklar yanında stajyer kalır…

***

Bu yüzden Bahçeli’nin kullandığı “soytarı” sözcüğünün bizim gazeteci çocuklara çok da uymadığını düşünüyorum.

Ayrıca soytarılığı ya da balatroluğu da küçümsemeyelim; çok zor ve ağır bir iştir.

Bunu da en iyi Bahçeli bilir!