Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

CHP’nin 52 yıllık kavgası!

Hafta sonunu Edirne’de geçirdim. Edirne Belediyesi tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen İkinci Kitap Fuarı kapsamında söyleşi ve imza programlarına katıldım.

Edirneli okurlara ve vatanseverlere gösterdikleri ilgi için teşekkür ederim.

Öncelikle de Edirne’ye bu muhteşem kültür merkezini kazandıran Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı yürekten kutluyorum. 

Gitmişken yine AKM’de Edirneli  tarihçi yazar Şevket Süreyya Aydemir anısına açılan sergiyi de gezdim…

Bu değerli tarihçiyi Atatürk ve İnönü dönemlerini incelediği üçer ciltlik “Tek Adam” ve “İkinci Adam” adlı kitaplarından hatırlarsınız…

Kendisi farklı dönemlerde farklı ideolojileri savunmasıyla dikkat çekti. Gençliğinde Turancı, 1920-1927 yılları arasında Türkiye Komünist Partisi yöneticisi, 1927 sonrasında ise Kemalist rejimin savunucusu ve kuramcısı olarak öne çıktı.

*

Gençliğinde bir süre askeri liseye de gitti ama sonunda öğretmenlikte karar kıldı.

Edirne’nin Yunanistan tarafından işgali sırasında yerel direniş hareketlerine katıldı.

Azerbaycan’da kurulan hükümetin İstanbul Hükümeti’nden öğretmen istemesi üzerinde Nuha kentine öğretmen olarak atandı ve 1919-1920 yılları arasında Azerbaycan’a geçti. Ermenilere karşı kurulan gönüllü birliğin kumandanı oldu ve bir halk kahramanı haline geldi. 

Ancak Kafkasya’nın çok etnik kimlikli yapısını görünce eski Turancı fikirlerinin doğruluğunu sorgulamaya başladı. Bakü’de toplanan Doğu Halkları Kurultayı’na Nuha Delegesi olarak katıldı. Bu kongreye katılması onun komünizme merakını artırdı. 

Şevket Süreyya, Türkiye’ye döndükten sonra 1925’te Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP)  üçüncü kongresinde yedi kişilik Merkez Komite'ye seçildi. 

1 Mayıs’ta “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşiniz” yazılı broşür dağıtılmasından sonra gerçekleşen “1925 Tevkifatı” sonucu tutuklandı. Ankara İstiklal Mahkemesi’nde devrin birçok ünlü komünistiyle beraber yargılanarak 10 yıl hapse mahkûm oldu.

Afyon Cezaevi’nde geçirdiği bir buçuk yıldan sonra 29 Ekim 1927’de ilan edilen genel aftan yararlanarak hapisten çıktı.  

Bundan sonra komünizm çizgisinden ayrılıp bir nevi milliyetçi komünizm anlayışını savunmaya başladıysa da Türkiye için geçerli düşüncenin Kemalizm olduğu görüşüne döndü. 

Vedat Nedim Tör’le birlikte TKP’den ayrıldı. Hatta, partiyi polise ihbar etmekle bile suçlandı.

1928’de bürokrat olarak Ankara’da çalışmaya başladı. 

1951 yılına kadar eğitimci ve iktisatçı olarak çeşitli devlet görevlerinde bulundu. 

Yüksek Teknik Öğretim Umûm Müdür Yardımcılığı, Ankara Belediyesi İktisat Müdürlüğü, Ankara Ticaret Mektebi Kurucu Müdürlüğü, İktisat Vekaleti Sanayi Tetkik Heyeti Reisliği, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Üyeliği yaptı.

1930 ve 1931 yıllarında Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’nde yazıları yayımlandı. 

1932 yılında Atatürk’ün isteği üzerine Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile birlikte Kadro dergisini çıkardı.

1951'de emekli olduktan sonra kendisini yazarlığa verdi. 

27 Mayıs’tan sonra oluşan yeni düşünce ortamında kurulan sosyalist eğilimli Devrim ve Yön gibi dergilerde yazıları yayımlandı. 12 Mart Muhtırası sonrası Yön Dergisi kapatılınca yazılarına Cumhuriyet Gazetesi’nde devam etti. 

25 Mart 1976’da Ankara’daki evinde öldü.

*

Diyeceksiniz ki şimdi neden durup dururken Şevket Süreyya’yı anlatıyorsun bize?

Sebebi, yazıda gördüğünüz gazete kupürü…

Bu kupür, Edirne AKM’de düzenlenen sergide çerçeveli halde sergileniyor.

Şevket Süreyya Aydemir’in bu kupürde görülen makalesi bundan 52 yıl önce, yani 13 Eylül 1971’de Cumhuriyet Gazetesi’ndeki “Olaylar ve Görüşler” isimli köşesinde yayınlanmış…