CHP’nin düşmana ihtiyacı yok… Düşman kendi içinde!

Düne kadar adını bile duymamıştım; meğer meslektaşımızmış…

1974 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş… 

Newport Üniversitesi Davranış Bilimleri-Psikoloji bölümünü bitirmiş…

Araştırdım; bu isimde ABD’de faaliyet gösteren ve internet üzerinden eğitim veren iki ayrı üniversite var:

İlki Newport International University… Uluslararası kataloglarda yer almıyor ve bu yüzden ülkemizde “denklik belgesi” veren YÖK tarafından tanınmıyor.

Diğeri yine ABD merkezli Newport University. (Christopher Newport University.) YÖK, bu üniversiteyi tanıyor ve ondan mezun olanlara denklik belgesi veriyor.

Ebru Küçükaydın’ın bunların hangisinden mezun olduğu belli değil.

Bu arkadaş bugüne kadar İstanbul, Kocaeli, İzmir ve Antalya’da gazetecilik yapmış... 

Yüzde 54 ortopedik ve işitme engelliymiş…

Halen Antalya merkezli bir internet haber sitesi olan “haberimizvar”ın imtiyaz sahibiymiş…

CHP’ye üyeymiş…

Hatta geçmişte CHP’den Kocaeli Milletvekili Adayı bile olmuş…

Kimden mi söz ediyorum?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın yasak aşk yaşadığını iddia eden büyük sansasyon yaratan Ebru Küçükaydın’dan…

Gülşah Durbay’ın hastaneye yatarak kürtaj olduğunu ve çocuğunu aldırdığını iddia etti.

Özgür Özel’in ayağının burkulması olayını da bu yasak aşka bağlayarak, Gülşah Durbay’ın babasının Özel’i dövdüğünü de söyledi.

Özgür Özel’in hükümetle normalleşme adımlarının altında da bu olayın olduğunu ima etti.

***

Olay büyüdü. Hem Özel, hem de Gülşah Durbay iddiaları yalanladı. Durbay hakkındaki tüm iddiaların asılsız olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Kürtaj falan olmadım. 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde 

Doçent Doktor Tayfun Bişgin tarafından yapılan bir bağırsak operasyonu geçirdim. Operasyondan sonra yaşadığım sıkıntılardan kurtuldum. Görevimin başına eskisinden daha iyi bir şekilde döndüm. Fakat geçtiğimiz ay 4 Eylül günü gelen patoloji raporunda kolon kanseri olduğumu öğrendim. 

Dün İzmir Medicana Hastanesi’nde ilk kemoterapimi aldım.

Partimi ve beni, böyle çirkin iftiralarla karalamak isteyenler günün sonunda bunun hesabını yargı önünde ve daha da önemlisi milletin vicdanında en ağır şekilde verecek.”

***

Bu arada ne oldu biliyor musunuz?

Özgür Özel, Ebru Küçükaydın’ın iddialarını sanal ortamda yayan üç isimle ilgili olarak Kemel Kılıçdaroğlu’nu aradı ve “Sizin yakın çevrenizden üç kişi bu itibarsızlaştırma operasyonunda rol aldı. Bunlar sizin yanınızda gördüğümüz, iletişiminizi yapan, sizinle birlikte çalışan arkadaşlar. Benden duymanızı istedim, bunları mahkemeye vereceğim çünkü bu ahlaksızılığın içindeler” dedi.

Kemal Bey’in yanıtı ise, “Tabii, dava açmak en doğal hakkınız” oldu.

***

Gelelim benim bu olup bitenlerle ilgili neler düşündüğüme:

Bir: Gazetecilik mesleğini sürdüren hiç kimse bir siyasi partiye üye olmamalıdır. Çünkü gazetecilik bağımsız olmayı gerektirir. Bu arkadaş ise parti üyesi…

İki: Özel hayat haber konusu değildir. Halka mal olan kişiler hariç… Onların özel hayatları da haberleştirilebilir. Ama ortaya yazılı kanıt, fotoğraf veya video kaydı koymak şartıyla… Bu olayda tek bir kare bile görüntü kaydı ya da belge yok.

Üç: Bir kadının ve bir siyasetçinin iffetleriyle oynamanın bedeli son derece ağırdır. Bunu yaymak da en az yazmak kadar suçtur. Bu yüzden Özgür Özel’in Kemal Bey’in çevresinde olduğunu iddia ettiği üç kişinin kimliği hemen açıklanmalı ve bu isimler, bu konuda Kemal Kılıçdaroğlu’na bu konuda bilgi verip vermediklerini söylemelidir. 

Dört: Kemal Bey, “Dava açabilirsiniz” diyeceğine, bu dedikodunun yayılmasına, dolayısıyla CHP’nin yara almasına neden olan üç kişiyi hemen yakın çevresinden uzaklaştırmalı ve kendisinin bu çirkin olayla ilgisi olmadığı konusunda tüm CHP’lileri ikna edecek bir açıklama yapmalıdır.

***

Başlıkta yazdım ya… CHP’nin düşmana ihtiyacı yok!

Azıcık yükselen herkesi ayağından tutup dibe kadar çekecek bir ya da birkaç CHP’li her devirde ve her durumda mutlaka çıkıyor.

Tam “CHP oyları artmaya başladı” derken, önce Özgür Özel’in kendisine “çürük” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli karşısında ezilip büzülmesi, sonra da bu olayın patlak vermesi seçmenin kafasını fena halde karıştırdı.

***

Bu arada bu çirkin iddia nedeniyle hastalığını açıklamak zorunda kalan Gülşah Durbay’a acil şifalar diliyorum.

Gazeteci (!) Ebru Hanım’a ise bir tavsiyem var:

Hemen gazeteciliği bırak kardeş… 

Mesleğe büyük zarar verdin!