Çocuğun eline kalem yerine bıçak verdiler!

Çocuğunuzun eline bıçak verip bir hayvanı kesmesini ister misiniz?

Ya da elinden tutup, Şehit Kubilay’ın katillerinden birinin Menemen’deki türbesine götürür müsünüz?

Sınıfa bir mezar maketi getirilip “annesi ölmüş gibi” ağıt yaktırılmasını kabul eder misiniz?

Okula gönderdiğiniz çocuğunuzun Regaip Kandili nedeniyle camiden çıkmasını nasıl karşılarsınız?

Boynuna Filistin bayraklı atkı takıp, elleri arkadan kelepçeli poz vermesine ve bunun da sosyal medyada “Onurlu Filistin Duruşu” etiketiyle paylaşılmasına sıcak bakar mısınız?

Maketten yapılmış Kabe’nin etrafında tavaf etmesine izin verir misiniz?

Ve daha önemli bir soru:

Hanginiz okul yıllarında yukarıda saydıklarımdan herhangi birini yaptınız?

Ben söyleyeyim; hiç biriniz…

*

Hiçbirimiz bu saçmalıklardan birine muhatap olmadık!

Ama üzerlerine titrediğimiz, gözümüzden esirgediğimiz çocuklarımız oluyor.

Kız çocuklarımıza ağıt yaktırılıyor. O ufacık beyinlere yaşama sevinci yerine “anne acısı” işleniyor.

Erkek çocukların ellerine bıçak verilip kurban keser gibi yapması isteniyor.

Müftülük görevlileri, ilkokul öğrencilerini gerici Menemen ayaklanmasından yargılanıp müebbet hapis cezasına çarptırılan Esad Erbili’nin mezarına götürüp dua ettiriyor. 

*

Dünkü Sözcü Gazetesi’ndeki habere göre okullardaki bu irticacı kuşatma bu kadarla da sınırlı kalmıyor. 

Memleketin dört bir yanından neredeyse her gün akıl almaz bir haber geliyor.

Hani; bizim zamanımızda laboratuvarlarda deney yapardık ya… Şimdiki çocuklar, bizzat il ve ilçe müftülerinin nezaret ettiği gezilerde türbelere götürülüyor.

Çorum’un Mecitözü ilçesindeki Elvan Çelebi türbesi, Adana’daki Çobandede, Bursa’daki Hz. Üftade türbeleri her gün ilköğretim öğrencileriyle dolup taşıyor…

*

Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokolle ilk kez bu yıl tüm yurtta uygulanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesinin eseri tüm bunlar!

Projenin isminde “çevre duyarlılığı” var ama uygulayıcılar imam, muezzin, vaiz, hacı, hoca olunca uygulama da “dini duyguların istismarı”na dönüşmüş durumda…

*

Sevgili anneler, babalar…

Kısacası, çağdaş eğitim almaları için çocuklarınızı gönderdiğiniz okullar, “bubi tuzağı”na dönüştü.

“Mevcut iktidarın bir numaralı kişisi”nin “buyruğu” ve isteği doğrultusunda, okullarımızda artık vatanına, milletine, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı nesiller yerine “kindar” nesiller yetiştiriliyor.

Fen, biyoloji, matematik, coğrafya, Türkçe, İngilizce önemli değil artık…

Önemli olan Arapça ve dini eğitim!

Böyle olunca da soru soran, dünyaya açık, edebiyata, sanata meraklı, kültürlü nesil yerine, garip bir nesil yetiştiriliyor…

Emin olun; beş yüz yıl önce bile bu ülkede eğitim bu kadar gerici değildi!

*

Çocuklarımız büyük tehlike altında…

Hurafelerle beyinleri yıkanıyor, humanizm yerine “kan dökme” öğretiliyor.

Ellerine kalem yerine bıçak veriliyor.

Yüreklerine yaşama sevinci ve umut yerine keder ve umutsuzluk kazınıyor!

Emin olun bunu yapanların asıl dertleri sizin çocuklarınızın dindar olması falan değil…

Onların tek derdi; laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak…

En korkuncu da bu amaçlarına, bizim ödediğimiz vergilerden aldıkları maaşlar seyinde yürüyorlar!

*

Lütfen çocuklarınıza sahip çıkın…

Lütfen ülkemizin geleceğine sahip çıkın!