Dinden imandan çıkarma başkanı!

Bugün ortalama 15 bin lira alan bir işçi emeklisinin kahvaltı sofrasında, üç yıl önce… 

Zeytin vardı; belki bugün de var ama “skimpflasyon”a uğramış, yani kalitesi düşmüş durumda…

Zeytinin üzerine mis gibi sızma zeytinyağı gezdirirdik o eski mutlu günlerimizde… Bu lezzet, artık çok eskilerde kaldı! 

Peynir vardı sofralarımızda; o da skimpflasyon kurbanı… Hayat pahalılığı kontrolden çıkınca mecburen kireç gibi peynirlere düştük!

Ekmeğin dilimi bir lirayı buluyor artık!

Yumurta derseniz, yakında kuyumcularda satılacak!

Domates, biber, salatalık… Tezgahta seyrediyoruz.

Birazcık börek mesela… Kahvaltıda nasıl da iyi gider değil mi? Gider de; gideri de büyük… 

Salamı, sucuğu unuttuk zaten…

Baldı, reçeldi, tahin pekmezdi derseniz… Hepsiyle vedalaştık!

Vatandaş açısından durum bu…

Bildiğiniz terane…

Peki neden yazdım bunları?

Şunun için:

* 

Bizim kahvaltı soframız ot bitmez kıraç tarlaya döndü ama; beyefendinin beş olan makam aracı sayısı altıya çıktı!

Sekiz uçaklı Cumhurbaşkanı’nın altı makam araçlı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’tan söz ediyorum.

“Araç” dediğime bakmayın, hepsi mücevher değerinde!

. Bir zırhlı Mercedes…

. İki adet binek Mercedes…

. Bir adet VIP Mercedes Vito…

. Bir adet kırmızı TOGG…

. Şimdi de bir adet Audi A6…

Dünkü BirGün’de Mustafa Bildircin yazmış; bu yeni arabanın, yani Audi A6’nın makam şoförlüğünü, abisinin oğlu yani öz yeğeni Muhammed Erbaş yapıyormuş…

İktidarın yayınladığı tasarruf genelgesi bozulmasın diye bu yeni araç Diyanet Vakfı iştirakleri üzerinden alınmış…

*

İsraf haram mı?

Haram…

Bunu en çok söyleyen kim?

“Arapçabilmez” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş…

Bu konuda onlarca kez fetva verdi mi?

Verdi…

Audi’nin resmi internet sitesinden edindiğim en yeni bilgilere göre Audi A6 sedan otomobillerin fiyatı donanımlarına ve teknik özelliklerine göre 5 milyon 104 bin 943 liradan başlıyor; 8 milyon 129 bin 750 liraya kadar çıkıyor.

*

Gerçekten artık isyan ediyorum:

Bu nasıl bir arsızlıktır?

Bu nasıl bir yüzsüzlüktür?

Bu nasıl bir utanmazlıktır?

Bu nasıl bir aymazlıktır?

Bu nasıl bir gaflet, delalet ve hıyanettir ki… Ayda 10 bin lirayla geçinmeye çalışan 9.5 milyon emeklinin yaşadığı bir ülkede…

Onlardan sabırlı davranmalarını isterken…

Saray gibi bir makam binasında çalışıp…

Saray yavrusu gibi bir lojmanda kalıp…

Aşçılarla, uşaklarla, garsonlarla, bahçıvanlarla, hizmetçilerle, şoförlerle dolu bir hayat sürüp…

Altı arabaya birden biniyorsun…

*

Ulan Sayın Bey Amca… 

Haydi birine ayağını koydun; diğerini de öbür ayağını…

Birine kolunu koydun; diğerine de öbür kolunu…

Birine başını koydun…

Peki altıncısına nereni koyacaksın?

Ya da diyelim ki birini sabah namazında kullandın, diğerini öğlen, üçüncüsünü ikindi, dördüncüsünü akşam, beşincisini de yatsı…

Altıncısını hangi namazda kullanacaksın?

Ne yapacaksın bu altı lüks arabayı? 

Israf bize haram da sana sevap mı?

*

“Plakalarını say” desem, iddiaya girerim ki bir tanesininkini  bile söyleyemezsin!

“Toplam değeri kaç lira? Sen bu kadar eder misin?” desem; aval aval bakarsın…

Özgeçmişin gerçeğe uygun değil. İyi derece Arapça bildiğini söylüyorsun; ama bilmiyorsun…

Peygamberimiz diyor ki “Mümin yalan söylemez!” 

Sen söylüyorsun.

Dinimiz diyor ki “Israf, haramdır…”

Sen o haramın içinde boğuluyorsun.

İstifa et Ulan Sayın Bey Amca…

Biliyoruz; küfür günahtır, hakaret haramdır.

Senin yüzünden günahkar olduk hepimiz…

İstifa et de bizi daha fazla dinden imandan çıkarma!