Erdoğan’dan günde bir buçuk simit parası…

Devlete emekliliğimde beni rahat ettirsin, dosta düşmana muhtaç bırakmasın diye yıllarca sosyal güvenlik primi ödedim.

Karşılığında 2023 Aralık ayı itibarıyla aldığım emekli maaşı 11 bin 800 liraydı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın “şahsım hükümeti” enflasyon farkı olarak önce yüzde 37’lik bir zam yapacağını açıkladı; sonra da dünkü kabine toplantısından yüzde 5’lik bir zam daha çıktı.

Yani Recep Bey bana, size, 10 küsur milyon emekliye ortalama 550 lira daha vermeyi kararlaştırdı.

*

Simit bile en ucuza satıldığı yerde 10 lira… Yanına krem peynir aldığınız zaman 20 lira veriyorsunuz!

Dünkü zamla bir emekliye günde iki yavan simit parasını bile verememiş oluyorlar!

*

Baylar, bayanlar… 

O lanet olası merdivenden bir türlü kayamayanlar… 

Kayıp da yok olamayanlar!

Bilin ki bize sadaka falan vermiyorsunuz! 

Sadece devlete yıllarca ödediğimiz paraların karşılığında hey “geri ödeme” yapıyorsunuz!

Siz bizim paralarımızı otuz yıla yakın bir süre kullandınız… Bizim ödediğimiz primlerle o günkü emeklilerin maaşını verdiniz… 

Şimdi neden bize babanızın kesesinden para veriyormuş gibi davranıyorsunuz?

Bu ne afradır, bu ne çalımdır, bu ne fiyakadır!

Dün verdiğiniz yüzde 5’lik ek zam, bu halka hakaret etmektir.

Aşağılamaktır.

Bizim paramızla bizimle dalga geçmektir.

* 

Diyelim ki biz o paraları 25-30 yıl boyunca SSK’ya ya da Bağ-Kur’a değil de özel bir sigorta şirketine ödedik… 

Belli şartları yerine getirdiğimiz zaman da emekli olduk…

O şirketin bize her ay yapacağı geri ödeme, sizinki kadar keyfi olabilir mi?

O sigorta şirketlerinin yönetim kurulu başkanları çıkıp da kafalarına göre zam oranı açıklayabilir mi?

Bunun bir hesabı kitabı olmaz mı?

Bu hesap kitap, hak sahibine açıklanmaz mı? 

Ve… O şirketler, yaptıkları “geri ödeme”yi, sadaka gibi gösterip kibirlenme hakkını kendilerinde bulabilirler mi?

Elbette hayır!

*

Kısacası dünkü yüzde 5’lik ek zam, Recep Tayyip Erdoğan’ın halka dağıttığı ulufe değildir.

Onun has adamlarının Türk emeklisine lütfu ise hiç değildir. 

Bu hesaplar, “aktüeryal denge” hesaplarına göre yapılır.

Gerçek yıllık enflasyon ve faiz hesapları kullanılır.

Sosyal devletler de ortaya çıkan “aylık geri ödeme” miktarlarına “devlet payı”nı ekleyip, emeklisini rahat ettirir…

Ama bizde bütün sosyal güvenlik fonları “lüpletildiği”; yani gerek SSK’da ve Bağ-Kur’da, gerekse bunları bünyesinde toplayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nda beş kuruş bırakılmadığı için, artık her ay emekli maaşları için Hazine devreye giriyor.

Böyle olunca da beyefendilerin eli bir türlü hak ettiğimiz paraları vermeye gitmiyor!

Doğal olarak da kendilerini bizim “efendimiz” ya da “efendilerimiz” olarak görüyorlar!

* 

Ne yalan söyleyeyim; özel sigorta şirketinin yöneticileri olsanız, hepinizi dava ederim!

Sürüm sürüm süründürürüm.

Ama siz, “devlet”siniz ya… 

Yetki sizde ya… 

Güçlü sizsiniz ya… 

Vurun vurabildiğiniz kadar!

Dün açıkladığınız o “günde iki simit” bile etmeyen “ek zam”mınızı da…

Alın…

Saraylarınızda  keyifle yiyin!