Erdoğan’ın koltuğu için öne çıkarılan isim

Yıllardır hep konuşuluyor; “Erdoğan’dan sonra AKP’nin başına kim geçecek?” diye…

Bir zamanlar bu sorunun yanıtı genellikle “Elbette Damat Berat” oluyordu.

En yakın rakibi ise dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ydu.

AKP’liler Berat Albayrak’ı, görünmeyen koalisyonun ortağı MHP’liler ise Süleyman Soylu’yu istiyordu. 

Aralarındaki rekabet o kadar belirginleşmişti ki ikili olur olmaz yerlerde birbirlerine omuz bile atıyordu.

Sonra ikisi de gözden düştü.

Biri ekonomiyi batırdı; diğeri asayişi… Ülke mafya babalarıyla doldu taştı.

*

Hulusi Akar öne çıktı bu kez… Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yapmıştı. 

Ciddiydi.

Ama sinirliydi. 

Olur olmaz tepkiler veriyordu. 

Üstelik hitabeti de güçlü değildi.

O da kenara itildi.

*

O gözden düşünce yeni damatın ismi piyasaya sürüldü: 

Selçuk Bayraktar. 

“İHA ve SİHA dahisi” deniliyor kendisine… 

Muhafazakar dünyada bilinen ve sevilen sanayici bir aileden geliyor. Teknolojiden anlıyor, uçaklardan anlıyor, yeni yeni vakıfçılığı da öğrenmeye başladı eşinin sayesinde… 

İyi çocuk, hoş çocuk, akıllı çocuk ama o kadar.

Bunlar devlet başkanı olmaya yetseydi; bu ülkeden on binlerce cumhurbaşkanı adayı çıkardı.

*

Bir de “Oğlum Bilal” var elbette…

Hani abisi Burak İsrail’e mal satıyor, kendisi ise Galata Köprüsü’nde İsrail’e Lanet Mitingi düzenliyor ya; o Bilal işte… 

O da istiyor Cumhurbaşkanı olmayı.  Aslında belki de en çok onun hakkı. Babasının malı değil mi o koltuk; ister elbette… 

Ama karizması yok, liyakatı yok, belagatı yok, hitabeti yok; okçuluk mokçuluk yapmakla da olmuyor bu işler. 

Yine de ne olur ne olmaz diye hep “rezerv”de bekletiliyor. 

*

Ve… Başlıkta da belirttiğim gibi bugün itibarıyla Erdoğan’ın yerine aday gösterilen isme geldi sıra:

Son günlerde özellikle aktroller sosyal medyada hep onu pompalıyor.

Eski MİT Müsteşarı, şimdiki Dışişleri Bakanı Hakan Fidan…

Eminim siz de görüyorsunuzdur o paylaşımları…

Meğer ne kahramanmış bu arkadaş… Ne büyük milliyetçiymiş, ne kadar asil Turancıymış… 

Dün PKK’yı bitirmiş, yönettiği operasyonlarla vatanın bölünmezliğini sağlamış; bugün de Dışişleri Bakanlığı’nda destan yazıyormuş… 

ABD’yle İsrail’i kafa kafaya tokuşturuyor, Rusya’yı parmağında oynatıyormuş.

Bütün dünyaya “nasıl milliyetçi bir devlet adamı olunur”un dersini veriyormuş.

Kabul; bütün ismi geçenlerden daha “gizemli” bu arkadaş… Kara kutu… 

Yani sadece Erdoğan’ın ve devletin değil, kendisinin de kara kutusu…

Hakkında pek fazla bir şey bilinmiyor.

Çünkü gerekmedikçe konuşmuyor.

Konuştuğu zaman detaylara girmiyor.

Hamaset yapmıyor.

Nutuk atmıyor.

Kötü söz söylemiyor, bağırıp çağırmıyor.

Ama bana göre gerek ülkücüler, gerekse aktroller ne kadar bir yerlerini yırtarlarsa yırtsınlar; o da olmaz!

Fazla ciddi ve fazla dürüst bir imajı var.

Oysa Erdoğan’ın koltuğu başka “hasletler” gerektiriyor.

*

Dün söylediğini bugün unutturacaksın… “Nas” deyip ülkeyi batıracaksın ama sonra 180 derece dönebileceksin… Bu büyük dönüşü yaparken de her fırsatta olduğu gibi “CEHAPE”yi suçlayacaksın! 

Kolay adam harcayacaksın. Senin için cefa çekenlere vefasızlık yapabileceksin. 

Yukarıdan bakacaksın. Kibirli olacaksın. 

Dünyayı sen yaratmışsın havalarına gireceksin… Yapmadığın havaalanlarını yapmış, açmadığın üniversiteleri açmış gibi göstereceksin.

Kolay çamur atacaksın bir de… Bunun için fotomontajdan iyi anlayacaksın!

Hikaye anlatmayı iyi bileceksin. Milletin gözünün içine baka baka gerçekleri gizleyebileceksin… 

Yeri geldiğinde dinci, yeri geldiğinde milliyetçi, yeri geldiğinde liberal olacaksın… Ama aynı zamanda hem her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına alabileceksin hem de ayrılıkçı terör örgütüyle ortak miting düzenleyeceksin. Sonra yine CEHAPE’yi suçlayacaksın… Yani biraz Ali Cengiz olacaksın… 

Cengiz İnşaat olacaksın aynı zamanda, Kalyon olacaksın; işini bileceksin yani… 

Milleti “yoksulluktan sürünecek ama süründüğünün farkında olmayacak” hale getireceksin…

*

Hem canım, bu aktrollerin başka işi mi kalmadı; Erdoğan hayattayken niye yerine ille de birini arıyorlar ki?

Neymiş, Anayasa’ya göre yeniden aday olamazmış…

Olur olur, merak etmeyin.

Son seçimde nasıl olduysa; yine olur!

Hatta gerekirse üç-beş kez daha olur!

*

Mazallah bu alternatif arayışlarınız Reis’inizin kulağına gider; karışmam bak… 

Oyar hepinizi!