Konuşma… Artık sus!

Önceki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu tarafından düzenlenen Anadolu Sohbetleri’ne katılmış… Soru-cevap bölümünde bir gazeteci, “Kılıçdaroğlu bir ağabey olsun’diyenler de çıkıyor. ‘Manevi Genel Başkan olsun’ diyenler de, ‘Niye siz açıklama yapıyorsunuz’ diyenler de… Ne düşünüyorsunuz?”diye sormuş.

O da gülmüş ve aynen şu yanıtı vermis:

“Yani ben hiç konuşmayayım mı?”

***

O gazeteci arkadaşın ne cevap verdiğini bilmiyorum ama ben kendi düşüncemi söyleyeyim:

Evet, artık konuşmayın Kemal Bey…

Gerçekten, susun…

Genel başkanken yapamadığınız“ susup dinlemeye” artık önem verin!

13 yıla yakın bir süre hep sen konuştun…

Her salı günü grup toplantılarında konuştun, parti meclisinde konuştun, parti örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin organizasyonlarında konuştun…

Televizyonlara çıktın konuştun, mitinglere gittin konuştun, ziyaretçi kabul ettin konuştun.

Yüz yüze konuştun, kalabalıklara konuştun, telefonda konuştun, kameralara konuştun…

Bir tek kumpas davalarında konuşmadın; binlerce yurt severi FETÖ-AKP kumpasında yalnız bıraktın…

***

Günde 24 saatinin en az 8 saatini konuşarak geçirdin!

Bu hesaba göre yılda 2 bin 880, 13 yılda 37 bin 440 saat konuştun.

Böl bunu 24saate; 13 yıldaki 4 bin 745 günün tam bin 560 gününü… Yani 4yıl 2 ayı, bir dakika bile susmadan geçirdin.

***

İyi konuştun, kötü konuştun…

Doğru konuştun, yanlış konuştun…

Bazen çok uzun, bazen kısa konuştun…

Dolu konuştun, boş konuştun…

Sakin konuştun, sinirli konuştun…

Gülerek konuştun, öfkeden deliye dönerek konuştun…

Şiir gibi konuştun, sokak ağzıyla konuştun.

Yani konuşmanın romanını yazdın!

Kah metinden, kah doğaçlama konuştun.

Ama hep konuştun Kemal Bey…

Partinin iktidarında olduğun 13 yılda aralıksız 4 yıl 2 ay süreyle durmadan konuştun!

***

Verdiğim rakamlar doğru; istersen otur, bir de sen hesapla…

Günde sekiz saatten 13 yılın bir başka 4 yıl 2 ayını da uyuyarak…

Günde 2 saatten; bir yıldan fazlasını yemek yiyerek…

Çıktığın binlerce yurt gezisini düşünürsek günde ortalama 4 saatt en yine günde ortalama 2 yıldan fazlasını yollarda…

Günde bir saatten 6 buçuk ayını da tuvalet, banyo, traş gibi kişisel işlerde geçirmişsin!

Topla hepsini; yaklaşık 12 yıl eder…

Geriye bir yıl kalıyor…

Bu bir yılda da her halde eşinle, çocuklarınla, torunlarınla bir arada olmuşsundur.

***

Hesap ortada:

Tam 13 yıl boyunca sen hep konuştun, biz hep dinledik…

Arasıra bizi de dinliyormuş gibi yaptın ama asla dinlemedin.

Ağzına ne geliyorsa söyledin.

Bağdat Caddesi’ne geldin, Tunceli’ye Dersim dedin; yuhalandın! Atatürk döneminde konan yasal ismi reddettin.

Son seçimlerden önce Aleviliğini siyaset malzemesi yaptın.

Şeyh dedenle övündün…

Yani AKP’nin ve Erdoğan’ın kurduğu her tuzağa düştün!

Girdiğin 12 seçimin hepsini kaybettin; bunun üzerine CHP tarihinde Kurultay kararı ile “gönderilen ilk Genel Başkan” oldun, hiçbiri seni kesmedi…

Horoz olsaydın çoktan ölmüştün ama; senin gözün hala çöplükte!

***

Şimdi çıkmışsın gazeteci arkadaşa soruyorsun:

“Konuşmayayım mı?”

Evet…

Kesinlikle konuşma!

Sadece sen değil; yıllardır hep konuşan, hiç susmayan ama halkı anasından doğduğuna pişman eden Recep Tayyip Erdoğan da, Devlet Bahçeli de, Meral Akşener de Ali Babacan da, Ahmet Davutoğlu da konuşmasın!

Sizi dinleye dinleye ömrümüz geçti…

Sizi dinleye dinleye sararıp solduk.

Hiçbirinizi istemiyoruz artık…

Ne siz bulunmaz Hint kumaşısınız, ne de biz salhaneye(kesimevi)gönderilen koyun!

***

Bu yazıyı okurken sizin tansiyonunuz yükseldi mi bilme mdostlar; ama yazarken benimki 17’yi buldu…

Sonuçta ölümümüz bu adamların yüzünden olacak ama onlar hala bıyık altından gülerek bize soruyor:

“Konuşmayayım mı?”

Eveeeeeeeeeeeeeeeet, eveeeeeeeeet… 

Sonsuza kadar susun!