Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5012
Dolar
Arrow
34,1719
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8371
Altın
Arrow
2889,0000
BIST
Arrow
8.964

Şekib Bey’e acil bir ‘Isaura’ arıyoruz!

Şekib Avdagiç diye bir arkadaş var. Kendisi İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Başkanı…

İsminden de anlayacağınız gibi aslen Boşnak. Bosna Hersek’in Zenica şehrinde 1959 yılında doğdu.

Ailesi önce Almanya’ya göç etti, sonra Türkiye’ye…

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden makine mühendisi olarak mezun oldu.

1990 yılında İslamcı işadamlarının kurduğu Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) kurucuları arasında yer aldı. 2000 yılına kadar Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.

İTO’da ise 2009-2013 tarihleri arasında Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, 2013-2018 tarihleri arasında Meclis Başkanlığı yaptı.

AKP’yle her zaman iyi ilişkiler içinde oldu.

Bu ilişkileri sayesinde Türk Hava Yolları’nda Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi üyeliğine getirildi.

Halen bu görevlerini de sürdürüyor.

***

Hani; ülkede herkes Suriyeliler başta olmak üzere göçmenlerden yakınır hale geldi ya…

Bu arkadaş hariç!

O, bulduğu her fırsatta, “Türkiye bundan sonra göçmensiz yapamaz” deyip duruyor.

Neden?

Çünkü Türkiye’ye gelen 10 milyonun üzerindeki göçmen ve sığınmacı, bu arkadaşın başkanlık yaptığı tüccarlar ve işadamları için “ucuz ve kayıtdışı iş gücü” anlamına geliyor.

Ülkemizdeki milyonlarca işsiz gence asgari ücret vermektense, sığınmacıları en fazla 10 bin liraya köle gibi çalıştırıyorlar.

Ne kayıtları var, ne SSK’ları…

Ülkemizdeki işsizler öyle mi?

En azından asgari ücret vermek, kadroya almak zorundasın…

***

Şekib Bey, sığınmacıların “ucuz iş gücü” olmalarından son derece memnun…

Bu düzenin sürmesini canı gönülden istiyor.

Kendisini eleştirenlere ise “doğurganlık hızımızdaki azalmayı” gerekçe olarak gösteriyor.

Kocaman bir palavra…

Çünkü halen 3 milyondan fazla insanımızın işi yok…

Elin Nijerlisi, Çadlısı, Somalilisi, Suriyelisi, Afganı üç kuruşa çalıştığı için, bizimkilerin iş bulma şansı da yok…

Fındığı, çayı Afganlar topluyor, pamuk tarlalarında Somalililer çalışıyor, inşaatlarda Nijeryalılar ter döküyor.

İnanması zor ama belediyeler bile taşeronlar aracılığıyla kaçak işçi çalıştırıyor!

Ülkelerindeki iç savaşlardan ya da yoksulluktan kaçan bu insanlar, kendilerine sunulan insanlık dışı şartlara “Hayır” diyemiyor.

***

Para, tıpkı kölelik düzenindeki gibi yeni “tanrı” oldu…

Patronlar da onun vekili…

Herkes paraya tapıyor.

Kimse hak, hukuk, adalet gözetmiyor!

Yasa tanımıyor, kural umursamıyor.

En acısı ne biliyor musunuz?

Kendisi de göçmen olan birinin, köşeyi dönünce yukarıda saydığım tüm kutsal kavramları unutması ve sığınmacıların, göçmenlerin daha fazla sömürülmesi için böylesine gaddarlaşabilmesi…

***

Gençler Köle İsaura’yı bilmez.

1985’te TRT’de yayınlanan ilk Brezilya dizisi… ABD’deki kölelik düzenini anlatan bu son derece başarılı dizinin ana karakteriydi Köle İsaura.

Görünen o ki para hırsı ülkemizdeki servet sahiplerinin gözünü fena halde karartmış; her biri kendine birer Köle İsaura aramaya başlamış…

Peki; ya yerli yoksullar ne olacak?

Ölsünler canım… Ne de olsa doğurganlık oranları düşük!

Öyle değil mi Şekib Bey?