Selvi Hanım eşinizin yaptıkları hoş muydu?

Tarihi önemdeki 38. Olağan CHP Kurultayı olaysız sona erdi. Kılıçdaroğlu, seçmenin sesine kulak veren delegelerin oylarıyla gitti; yerine yine yıllardır en yakınında bulunan, hatta Meclis Grubu’nu teslim ettiği Özgür Özel geldi.

Kurultay’dan geriye kalan ise…

Bugüne kadar siyaset sahnesinde görünmemesiyle, “İkinci Rahşan Hanım olmamaya özen göstermesiyle” bilinen Selvi Hanım’ın giderayak verdiği sert tepki oldu!

Konuşmasını tamamlayan Özgür Özel’i elinden tutup “Bağırman hoş değil!” diye fırçalaması, kendisi açısından çok “hoş” olmadı.

***

Peki; neydi bu “sert tavrın” nedeni?

Hatırlayın; Özgür Özel konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun ittifak ortaklarına 39 milletvekili vermesini eleştirmişti. 

Sonra da eklemişti:

“Sayın Genel Başkanım; saygısızlık için değil ama sırtımıza da bu yükü vurmayın, 39 milletvekili verilirken hem vallahi hem billahi biz yoktuk. Oğuz Kaan Salıcı vardı yine yanınızda. Gizli protokol yapılırken vallahi biz yoktuk. Danışmanınız vardı yine yanınızda.”

Bu sözler Kurultay salonuna bomba gibi düştü. 

Bombadan en çok etkilenen ise yıllardır aktif politikaya girmeyen, en önemli konularda bile sessizliğini koruyan Selvi Hanım oldu…

Özgür Özel, konuşmasını tamamladıktan sonra Kemal ve Selvi Kılıçdaroğlu’nun yanına gitti, tokalaştı. O sırada Özel’in elini tutup kendisine çeken Selvi Hanım, kulağına eğilerek “Bağırman hoş değil” dedi.

Bu sözler kendilerine yönelen kameralar tarafından kaydedildi.

***

Selvi Hanım’ın üzülmesini anlarım.

Ne de olsa hayat arkadaşı, yaşamının anlamı olan bir koltuğu kaybetmek üzere…

Salondaki manzara, bunun habercisi…

Hem o, hem de sevgili eşi gergin…

Yıllardır çevrelerini kuşatan “büyülü ilgi halkası” yok olmak üzere!

Ama ne kadar kızgın ve kırgın olsa; hatta eşinin “ihanete” uğradığını düşünse de…

Yine de sinirlerine hakim olmalıydı.

Çünkü “fırçalarken” kameralara yakalandığı kişi, kocasından sonra CHP’nin en değerli koltuğuna oturacak kişiydi.

Tepki gösterilmesi gerektiğini düşünse bile bunu eşine bırakmalıydı.

Bırakmadı.

Dayanamadı.

Giderayak “Rahşanlaştı…”

Eşine kalkan olmaya çalışırken, kendisini bitirdi.

***

Şimdi sormak hepimizin hakkı değil mi Selvi Hanım?

Muhterem eşiniz, koskoca bir kitleyi Ekmeleddin’e mahkûm ederken, tepki gösterenlere “Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” dediğinde ona da aynı şeyi söylediniz mi? Yani, “Hoş olmadı Kemal” dediniz mi?

Atatürk’e hakaret eden isimleri partiye alıp yönetici yaparken de… Atatürkçü Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum, Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz gibi isimleri partiden gönderip yerlerine FETÖ’cü ve Saadet Partili isimleri doldururken de “Hoş olmadı” dediniz mi?

Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığını açıklarken “Gel bakalım buraya” demesini çok mu “hoş” bulmuştunuz örneğin?

Tunceliliği ile değil, Dersimliliği ile övünmesini, Alevi kimliği üzerinden dinci siyaset yapmasını, aynı zamanda CIA temsilcisi olan ABD Büyükelçisi ile defalarca kapalı kapılar ardında buluşup ne konuştuklarını açıklamamasını ya da…

Çok mu hoş bulmuştunuz?

Daha birkaç hafta önce Ali Babacan’ın partisinin yerel yöneticileriyle pazarlık yapması çok mu hoşunuza gitmişti?

Hangisinde devreye girdiniz?

Hangisinde muhterem eşinizi eleştirdiniz?

Hangisinde tavır aldınız da bugün böyle bir çıkışla kendinizi Türk siyaset tarihine yazdırdınız?

***

Kısacası “hoş olmadı” Rahşan, pardon Selvi Hanım…

Keşke giderken bu gereksiz sözlerle zihinlerimize işlemeseydiniz!