Seni günde kaç kişi öpüyor Ayparçası?

Cumhurbaşkanı Edoğan dün partisinin İzmir’de düzenlediği mitingde konuştu.

Yer İzmir olunca, söyledikleri her seçim öncesinde sıraladığı sözlerdi.

Demokrasi…

Özgürlük…

Eşitlik…

Barış…

Adalet…

Yani; seçilene kadar bal kaymak, seçildikten sonra katran bulamacı!

*

Mekân İzmir’di ya o yüzden özgürlükçü yönünü yine daha fazla öne çıkarmaya çalıştı.

 “Kimsenin hayat biçimiyle derdimiz yok” falan dedi.

Bu sözlerin ne kadar doğru olup olmadığına son 21 buçuk yılın muhasebesini yapıp kendiniz karar verin.

Ben kalkıp da “Şunu yaptılar, bunu yapmadılar, etek giyen kızlara kezzap attılar, ‘Hamile hamile sokakta geziyor’ diye baskı yaptılar” falan demeyeceğim.

Gezi başta olmak üzere ifade özgürlüğü hakkını kullanan herkese “Çapulcu, anarşist” yaftasını astığını da söylemeyeceğim.

“Bunlar kızlı-erkekli bir arada kalıyor” dediğini falan hatırlatmayacağım.

*

Sadece Ordu’nun Çamaş ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı ve Adayı Mahmut Ayparçası’nın daha bir gün önce CHP’li aday Leyla Çıtır’a söylediği sözleri aktaracağım:

“Otuz bir senedir ortalıkta süs kabağı gibi gezdi durdu bu... Başka bir şey yok. Çok iyi bildiği bir şey var, iyi dedikodu yapmak. Kızım az kendine gel ya… Ya sonuçta bu bir seçim, ne oluyor ya? Önüne gelene sarılıyorsun. Bizim inancımızda var mı bu? Ahlâkımızda bu var mı? Sen Çamaş’a çok kötü örnek oldun. Kendine gel az!”

* 

Ayparçası bu sözleri nerede söylemiş biliyor musunuz?

Bir Kadın Kooperatifi’nin düzenlediği kahvaltıda…

Hem de Dünya Kadınlar Günü’nde.

Kimse de çıkıp, “Sen ne yapıyorsun Başkan? Gerçekten bu, alt tarafı bir seçim. Bir kadının namusuna söz söylemek sana yakışıyor mu?” dememiş!

İnsan biraz olsun utanır, sıkılır!

Tamam ülkemizde siyasetin seviyesi yerlerde sürünüyor ama hiç olmazsa kanalizasyona düşürmeseydin be ay parçası!

Bırak bir belediye başkanının diğer adaya söyleyip söylemeyeceğini…

Bir erkek, bir kadına böyle bir laf eder mi?

Ne demek, “Önüne gelene sarılıyorsun?”

Böyle bir cümle kurarak bir insanın onurunu, namusunu, ahlâkını tartıya koymaya ve “seçim malzemesi” haline getirmeye nasıl cesaret ediyorsun?

İnsanca tokalaşmaya, sarılmaya ille de cinsel bir anlam yüklemek zorunda mısın?

Eğer ille de iki insanın birbirine sarılmasını “ahlaki” olarak değerlendireceksen…

Yani bunu uygun bulmuyorsan…

O zaman ben de sana sorayım:

Şu seçim öncesi dönemde sen günde ortalama kaç erkekle sarılıp kucaklaşıyorsun?

Kaç sakallının yanağını öpüyorsun?

Kaç kişinin ellerini ellerinin arasına alıp uzun uzun sohbet eriyorsun?

Eğer iki insanın sarılmasına ille de bir anlam yüklüyorsan…

İki erkeğin kucaklaşmasına…

Sarılıp öpüşmesine nasıl bakıyorsun?

Çok mu normal buluyorsun bunu?

“Cinsellikten” korkuyorsun da “eşcinsellikten” korkmuyor musun?

*

Başa dönelim:

Erdoğan dün dedi ki, “Kimsenin hayat biçimiyle derdimiz yok…”

Ayparçası ise bir gün önce demişti ki, “Önüne gelene sarılıyorsun. Bizim inancımızda var mı bu? Ahlâkımızda bu var mı? Sen Çamaş’a çok kötü örnek oldun. Kendine gel az!”

Eğer ikisi de aynı partinin mensubuysa…

Birinden biri gerçek inancını ve düşüncesini söylemiyor.

Acaba hangisi?