Türkiye’yi dünyanın ‘bir numarası’ yapmanın yolu!

Televizyonlardaki ekonomiye ilişkin yorumlarıyla tanıdığım ekonomist Selçuk Geçer, “Türk Lirası’nın ABD Doları karşısındaki değer kaybı Eylül ayından itibaren daha da artacak. Piyasalar da halen yaklaşık 34 liradan işlem gören doların şu anda olması gereken gerçek kur aslında 60 lira” demiş…

Çok da tın!

Bu vahim yorum halen bu ülkede yaşayan 60 milyon kişiyi hiç mi hiç ilgilendirmiyor!

Paran yoksa, gırtlağa kadar kredi kartı ya da kredi borcuna battıysan…

Evinin kirasını ödeyemiyorsan, sattığın malın yerine yenisini koyamıyorsan…

Çarşıda vitrinleri, pazarda tezgahları gezip yutkunmakla yetiniyorsan…

“Bir simit 20 lira olmuş arkadaş”diye dövünüyorsan…

Dolar 6 lira olmuş, 60 lira olmuş; senin için fark etmez…

Çünkü “sıfır”ın milyonla bile çarpımı…

Sıfırdır.

Paran yoksa yoktur.

Çoksa çoktur!

Asıl sorun hiç parası olmayanla çok parası olanın birlikte yaşaması, aradaki uçurumun da her geçen gün büyümesidir.

***

Çözüm belli:

AKP’li kardeşler…

Türkiye’yi gerçekten kişi başına milli geliri en yüksek “gelişmiş ülkeler” listesinin en tepesine oturtmak istiyorsanız…

Yıllar önce nasıl TL’den altı sıfır attıysanız…

Bu kez de açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan 60 milyonu vatandaşlıktan atın!

Bir hamleyle kişi başına düşen milli geliri 70 bin doların üzerine çıkarın!

TL’yi tedavülden kaldırıp nasıl YTL dediyseniz, ülkenin adını da YTC olarak değiştirin!

***

Peki; diğer 60 milyon ne mi olacak?

Size ne canım; ne olursa olsun…

Bugün onlar bu ülkenin vatandaşı da sanki çok mu düşünüyorsunuz?

Onların gelirini artırmak, rahat yaşamalarını sağlamak için çözüm mü üretiyorsunuz?

Asgari ücretin, emekli maaşlarının enflasyon karşısında kuşa dönmesine çare mi buluyorsunuz?

Hayır!

O zaman gerçekten size ne?

***

Bu ülkede 24.5 milyon hane var…

Bunların yaklaşık 4 milyonu elektrik borcunu ödeyemiyor.

Bu hanelerin (bir hanenin dört kişiden oluştuğu var sayılıyor) aylık geliri, asgari ücretin üçte biri kadar; yani sadece 5 bin 600 lira!

Ne yapıyorsunuz bu insanlar için?

Hiç…

Sakın beni “bölücülük yapmakla”, “ülkeyi bölmeye ve ayrıştırmaya çalışmakla” suçlamaya kalkmayın.

Ben sadece ironi yapıyorum!

Türkiye Cumhuriyeti elbette bölünmez bir bütündür; bölmeye de kimsenin gücü yetmez!

Ama…

Siz gerçekten böldünüz bu ülkeyi…

İktidarda olduğunuz 22 yılda yaptınız bunu…

Bugün nüfusun yüzde 5’i dünyanın en zengin ülkesi olan İrlanda’yla yarışıyor; bir diğer yüzde 5’i en fakir Burundi’nin bile altında bir gelirle yaşamak zorunda kalıyorsa...

Biri özel jetlerle dünyayı dolaşıyor, kahvaltıyı Roma’da, öğleyemeğini Paris’te, akşam yemeğini Londra’da yiyor; diğeri belediye otobüsüne bile binemiyorsa…

Biri çocuğunu özel okula göndermek için yılda 1 milyon lira harcarken, diğeri yoksulluktan imam hatiplere mecbur bırakılıyorsa…

Bu bölünmüşlüğün, bu ayrışmanın suçlusu ben değilim…

Bölen de ayrıştıran da sizsiniz!

***

Öyleyse ne yapacağız?

Zenginden biraz alıp, yoksula vereceğiz…

Birlikte yaşamaya devam etmemizin, kederde ve neşede bir olabilmemizin tekyolu bu…

Formül bu kadar basit!

Ama bu basit formülü uygulayacak partinin kesinlikle AKP olmadığı da iktidarda geçirdikleri 22 yılda net bir şekilde görüldü.

***

Dönelim başa:

Ünlü ekonomist Selçuk Geçer, “Doların şu anda olması gereken gerçek kur aslında 60 lira” demiş…