Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5316
Dolar
Arrow
34,2832
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8125
Altın
Arrow
2928,0000
BIST
Arrow
8.738

Bora Kaplan davası: 'Burada Kahramanlar Yargılanıyor'

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 18’i tutuklu 61 sanıklı Bora Kaplan suç örgütü davasının bugünkü celsesinde sanıklar ile avukatlarının savunmaları ve taleplerinin alınmasına devam edildi.

Örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen sanıklardan Fethi Koyuncu’nun avukatı Uğur Ulutaş, soruşturma sürecindeki hukuksuzluklara dikkat çekip, “Olmayan şeyi ispatlamaya, savunmaya çalışıyoruz.” dedi.

Soruşturmayı yapan polisler hakkında açılan davayla bu dosyadaki hukuksuzlukların sabit hale geldiğini vurgulayan Av. Ulutaş, Fethi Koyuncu’ya yöneltilen suçlamaların gizli tanık beyanlarında bile olmadığını, ona bile söylettirilemediğini kaydetti.

Duruşmanın devamında sanıklardan AKP eski Ankara İl Başkan Yardımcısı Barış Kurt’un avukatlarının duruşma salonu dışında hazır ettiği tanıklar dinlendi. Kaçırılıp Akman Plaza’da kerpetenle dişlerinin söküldüğünü öne süren müşteki Erkan Doğan’ı olay gecesi Akman Plaza’da gören AKP Samsun milletvekili adayı Sultan Seyhan şunları anlattı:

Erkan Doğan Madde Bağımlısıydı

“Ben uzun yıllar Samsun’da Ruh Sağlığı Hastanesi’nde müdürlük yaptım, daha sonra Gençlik Spor İl Müdürlüğüne geçtim. Erkan Doğan da Samsunlu, maçlarda ve Spor Müdürlüğü Özel Kalem’de görüyordum. Özel Kalem’de, onun yetiştirme yurdundan gelen bir çalışan olduğu belirtilip yardımcı olmam istenince Numune Hastanesi Başhekimini aradım, ama gitmemiş. Olay günü Taurus’un yanındaki binada bir arkadaşın ofisinde misafirdim. Kaçıncı kattı, hatırlamıyorum. Ben AK Parti Samsun milletvekili adayıydım. Bir İzmir milletvekili aday adayı daha vardı. Onlar toplantıdayken bazı sesler duyduk. Önce önemsemedik, sonra baktık. Olay son aşamaya gelmisti. 2 polis vardı. Erkan Doğan’ı çekiyorlar, o da, ‘Beni bırakın’ diye bağırıyordu. Tedirgin bir hali vardı.”

Tanık Sultan Seyhan, avukatlar ve sanıkların soruları üzerine de şunları söyledi:

“Polisler asansöre mi bindirmeye, aşağıya mı indirmeye çalışıyordu bilmiyorum; ama bağırıyordu. Beni gördüğünde, ‘Başkanım’ dedi, ben ‘Buyur’ cevabını verdim, ama sonra polis arkadaşlar var diyerek içeri girdim. Yüzünde dişleri sökülmüş gibi kan, man yoktu. Erkan Doğan madde bağımlısı olduğundan tedavisi için Numune Başhekimini aramıştım.”

Sultan Seyhan, “O sırada davranışları nasıldı?” sorusuna şu karşılığı verdi:

“Doktor değilim, ama Ruh Sağlığı Merkezi’nde çalıştığım için anlıyordum; Erkan Doğan’ın da zaten bakınca anlaşılan, madde bağımlısı olan bir gôrüntüsü vardı. Erkan buydu.”

Av. Nazmi Kobal, Erkan Doğan’ın duruşmadaki beyanında, olaya bir bürokratın da şahit olduğunu söyleyip, “Bu bürokrat siz misiniz?” sorusunu yöneltti. Tanık Sultan Seyhan, “Olabilir. Erkan’a, ‘Sultan başkanı gördünüz mü?’ diye sorabilirsiniz. Yalan söylemeyeceğine göre…” dedi.

Avukatların talebi üzerine Sultan Seyhan o döneme ait HTS kayıtlarının dosyaya getirtilmesini kabul etti. 

Barış Kurt’tn avukatlarından Doç. Dr. Sinan Kocaoğlu, “Erkan Doğan’ın müfteri olduğunu ortaya koyduk.” dedikten sonra savcı ve heyetin tanığa hiçbir soru sormamasına tepki gösterince Kocaoğlu’nun mikrofonunu kapattıran Mahkeme Başkanı, “Yorumda bulunamazsınız. Bırakın hakimliği biz yapalım.” uyarısında bulundu.

Barış Kurt’un ikinci tanığı olarak HTS kayıtları hakkında uzman raporu hazırlayan bilirkişi Sinan Yakut dinlendi.  Mahkemenin belirledîği bilirkişinin sunduğu rapordaki çelişkileri anlatan Yakut’a Bora Kaplan, “Onlar hata yapmıyor, bilinçli yapıyor.” dedi.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümü Barış Kurt’un avukatlarından Nazmi Kobal’ın savunmasıyla başladı. Müşteki Erkan Doğan’ın Barış Kurt’an alacaklarını alamadığı iddiasına karşılık Erkan Doğan’ın 2011 tarihli, “Bu şirketten hiçbir hak ve alacağim yoktur.” şeklindeki ıslak imzalı belgeyi mahkemeye sunan Av. Kobal, Erkan Doğan’ı “yalan makinası” olarak nitelendirdi.

Sanıklardan Tansel Aktan’ın avukatı İbrahim Kama, iddianamenin hukuka aykırı delillerle hazırlandığını belirtirken, “Yani balık baştan kokmuştur.” dedi.

Mahfuz Tatar cinayetini işleyen Semih Arslan’ı daha sonra örgütün talimatıyla yüksekten atmak suretiyle öldürmekle suçlanan Mahmut Gökhan Çanga’nın avukatı Ela Leyla Umur, bu ölümle ilgili olarak 2016’da KYOK verildiğini, ailesinin de buna itiraz etmediğini belirterek 7 yıl sonra savcınin üç kişiyi biraraya getirip bilirkişiler üzerinde baskı kurarak, olaya “cinayet” dedirtmeye çalıştığını, bunun da savcı ile KOM komiserinin yaptığı WhatsApp yazışmalarında ortaya çıktığını söyledi.

Allah Korkusu Olan İntihar Etmez mi?

Olay tarihinde hazırlanan olay yeri inceleme ve adli tıp raporlarına göre, Mahfuz Tatar cinayetinden dolayı ruh sağlığı bozulan Semih Arslan’ın intihar ettiğini savunan Av. Umur şöyle devam etti:

“Bu kişi iki gün önce düğün yapmamış, bir başarıya imza atmamıs ki, ‘İntihar etmez.’ densin. Ailesi, ‘Allah korkusu vardı, inthar etmez.’ dedi. 14 kurşunla bir kişiyi öldürürken Allah korkusu yok muydu? Kolunda akrep dövmesi vardı. Dövme, dinimize göre günah değil mi?”

Av. Umur, beyanının sonunda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan aldıkları, Semih Arslan’ın intihar ettiğine dair raporu sundu.

Soruların Cevabı 15 Temmuz’da

Semih Arslan cinayetinin azmettiricisi olmakla suçlanan Deniz Urcan’ın avukatı Sidar Yurtçiçek de soruşturmayı yapan savcı ve polislerin yanı sıra Mahkeme Başkanı’nı ağır ifadelerle eleştirirken sanıklar için, “Burada kahramanlar yargılanıyor.” dedi. Av. Yurtçiçek özetle şunları söyledi:

“Burada kumpas var. Yaşananlar normal değil. Böyle operasyon olmaz. Buradan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sesleniyorum. Bu dosyada çok büyük usulsüzlükler yapılmaktadır. Bu olay yarın öbür gün tüm devlet görevlilerinin yargılanmasına yol açabilir. Bu dosya büyük bir olayın başlangıcıydı. Bu dosya için müfettiş görevlendirilmelidir. Bu operasyonu yapanlar bir kliğin parçası. Bunların gözü kararmış. Bunların motivasyonu nedir; bulmamız lazım. Bunun için 15 Temmuz’a gitmeliyiz. Bu soruların cevabı 15 Temmuz’da. Bora Kaplan’a sılahları nereden bulduğunu sordunuz. ‘MİT’ten, Emniyetten aldım.’ dese ne diyecektiniz? Burada kahramanlar yargılanıyor.”

“KOM Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan sizin adınıza gizli tanıkla görüşüp vereceğıniz cezaları anlatıyor, Bekir Bozdağ ismini söylemesine onay verdiğinizi bildiriyor. Soruyorum, Şevket Demircan hakkında suç duyurusunda bulundunuz mu? Yine Şevket Demircan, ifadesinde sizi sıralı amirleri arasında sayıp, ‘Her şeyi sıralı amirlerimin emriyle yaptım.’ diyor. Bir emniyet müdürünün, mahkeme başkanının sıralı amiri olamayacağını bilmemesi imkanı var mı?”

“Sayın Başkan, Şevket Demircan sizi tehdit mi ediyor? Bunun cevabını bilmemiz gerekir. Ben söyleyeyim, sizi de Murat Çelik’i de tehdit ediyor. Evet, Şevket Demircan sizin talimatınızla mı hareket etti, ettiyse niye? Sizin adaletinize inancımız kalmadı. Kendi isteğinizle çekilmeniz gerekir. Bu ağır bir yüktür.”

Av. Sidar Yurtçiçek’ten sonra iki sanık avukatının daha beyanda bulunmasının ardından yarın devam etmek üzere bugünkü celse sonlandırıldı.