Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

“Milli Savunma Bakanı hiç askerlik yapmamış gibi”!..

Tuzla Piyade Okulu'nda 10 Kasım Atatürk'ü Anma Töreni'nde bir teğmenin Atatürk'ün fotoğrafını takmaması üzerine yaşanan olaylar idari açıdan şimdilik “4 oradan 3 buradan” şeklinde, 7 teğmenin de TSK'dan ihracıyla sonuçlandı.

Ancak bu konudaki tartışmalar daha da süreceğe benziyor.

Son bir gelişmeyle başlayalım.

Yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmen ile onun yanında yer alan iki teğmen, disiplin soruşturmasını yürüten Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) Korgeneral Zorlu Topaloğlu ve soruşturma heyeti hakkında, “görevi kötüye kullanma, suçu bildirmeme, suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme; suçluyu kayırma” iddialarıyla suç duyurusunda bulundu.

“Atatürk İlkeleri ve Cumhuriyet’e bağlılıkları şüpheli bulunduğu” için TSK'dan ihracına karar verilen teğmenler A.A., M.F.Ş. ve F.A.'nın avukatının, ihraç kararının Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından onaylandığı gün yaptığı suç duyurusunda; “üç teğmenin ifadelerinin yasak sorgu yöntemleriyle alındığı, Atatürk fotoğrafı takmayan A.A'nın 6 saat sorgulanıp Atatürk sevgisi konusunda düşüncesini açıklaması için zorlandığı” öne sürüldü, bu yaşananlar hakkında bilgi ve görgüsü olan Tuzla Piyade Okulu'ndaki 6 komutanın tanık olarak dinlenmesi istendi.

Suç duyurusunda ayrıca şu iddialara yer verildi:

- Milli Savunma Bakanlığı'nı ve kamuoyunu yanıltıcı, gerçeğe aykırı rapor hazırlandı.

- Piyade Teğmen A.A.'ya verilen darp raporu yok sayılarak delil gizlenmeye çalışıldı.

- Şüpheli Zorlu Topaloğlu, 13 Kasım'da üç teğmenin koğuşunda yaşanan saldırı/darp eylemini bizzat gerçekleştiren Piyade Teğmen S.Ç. isimli kursiyeri soruşturma dosyasından çıkararak suçluyu kayırdı ve görevini kötüye kullandı.

- Şüpheli soruşturma heyeti, olayları tümüyle saldırgan grubun beyan ve anlatımlarıyla tanımlayıp kabul ederek, Atatürkçülüğü öteden beri istismar eden saldırgan grupla fikir birliği içinde olduğunu gösterdi.

Üç teğmenin avukatı, Savcılıktan gelen belgeler ışığında Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın derinleştirilmesini kararlaştırdığı idari soruşturmanın selameti açısından EDOK Komutanı Zorlu Topaloğlu'nun derhal görevden alınması gerektiğini de bildirdi.

KOMUTANLARIN DİNİ HASSASİYETLERİ İSTEDİKLERİ KADAR DEĞİLMİŞ

Tuzla Piyade Okulu'nda yaşanan olaylarla ilgili soruşturmanın daha başlangıcında SADAT (Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi), ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve ASDER’in (Adaleti Savunanlar Derneği) kurucusu, Erdoğan'ın eski güvenlik başdanışmanı emekli general Adnan Tanrıverdi ekibinin, Zorlu Topaloğlu başta olmak üzere Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Erhan Afyoncu'yu suçladığına dikkat çekmiştik.

O ekipten bir isim, 7 teğmenin ihraç kararından sonra ASDER'in internet sitesinde kaleme aldığı yazıda da Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e, komutanlara ve MİT'e tepki gösterdi.

1996'da TSK'dan ihraç edilmiş olan bu isim, “Ordunun başında bulunan komutanlar ne kadar istediğimiz dini hassasiyetlerde olmasa bile ordumuzu korumak en önemli vazifelerimizden biridir” dedikten sonra Tuzla Piyade Okulu'ndaki olaylarda özellikle dindar subaylara karşı ağza alınmayacak galiz küfürlerle hakaret edilmesinin, kendisi gibi milyonlarca insanı derinden yaraladığını vurguladı.

“FETÖ EYLEMİ” DEYİP TUTUKLANMALARINI İSTEDİ

Ardından, “Bu çirkin disiplinsizlik olayları sadece 4 tane subayın yaptığı bir eylem değildir. Namaz kılan subaylara karşı yapılan darp ve hakaretler, başta Fetö örgütü olmak üzere Amerika'nın ve Siyonist teşkilatlarının son dönemde ortaya çıkan eylemlerinden sadece biridir” iddiasında bulunup şöyle devam etti:

“Disiplin kurallarına aykırı hareket eden, hele hele sınıf arkadaşlarına galiz küfürler ederek darp eden hiçbir subay bu ocağa lâyık bir asker değildir. Bu kişiler en ağır şekilde cezalandırılmalı ve ibret için askeri cezaevlerinde ıslah edilmelidirler... Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu, Tuzla Piyade Okulu’nda gerçekleşen ağır disiplinsizlik olayları sonucunda suçun failleri olan onlarca subaydan sadece dört kişiyi cezalandırmış, bunlara karşılık mağdur olmuş üç teğmeni de ordudan uzaklaştırmak sureti ile hatalı bir yönetim sergilemiştir. Milli Savunma Bakanı sanki hiç askerlik görevi yapmamış gibi olayın gerçek faillerinin yani disiplinsizlik olaylarını kışkırtan ve azmettiren kişilerin üzerine yeterince gitmeyerek facianın daha da büyümesine neden olmuştur.”

Sözkonusu isim, “böylesi büyük eylemlerin, dört tane genç teğmenin başının altından kalkacak nitelikte olamayacağını” öne sürerken de şu ifadelerle adeta MİT'i göreve çağırdı:

“Milli İstihbarat Teşkilâtı bunun için vardır. Ordu içinde darbeci cuntaları ve komitacı çetelerin üzerine hiçbir dönemde gitmeyen, bunların yasadışı faaliyetlerini görmezlikten gelen bir istihbarat örgütü olamaz... Tuzla Piyade Okulu’nda yaşanan vahim ve üzücü gelişmeleri basit bir disiplinsizlik olayı olarak görmemek gerekiyor. Bu gibi kalkışma olayları; derinlerde yatan darbe teşebbüslerinin gün yüzüne çıkan uzantıları olarak kabul edilmeli ve gereken tedbirler acilen alınmalıdır.”

Ezcümle; Tuzla Piyade Okulu olayı nerelere varabilir veya vardırılmak isteniyor, ortada. Zaten Yeni Şafak Gazetesi de daha soruşturmanın ilk haftalarında “Teğmen cuntası” manşeti atmamış mıydı?!