Tamı tamına 3 aydır tutuklu olan gazeteci Fatih Altaylı ile başlayalım.
YouTube yayınında; “Halk Erdoğan’ın ömür boyu görevde kalmasına yüzde 70 oranında hayır diyor” şeklindeki bir anket sonucunu değerlendirirken önce şunları söyledi:
“Bu oran, çok da beklediğim bir oran. Şu anda AKP seçmeninin önemli bir bölümü ve MHP seçmeninin bir bölümü dışında hiç kimse böyle bir şeye onay vermez... Türk halkı sandığı sever. Gücün kendisinde olmasını ister. Babasını koysa oraya babasını değiştirme ihtimalini elinde tutmaktan hoşlanır.”
Ardından Osmanlı tarihine işaretle şöyle konuştu:
“Geçmişine bak bu milletin, yakın geçmişinden söz etmiyorum, uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir, hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman. Az uz değildir öldürülen, suikasta giden Osmanlı padişahı veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilen.”
İşte Altaylı’nın sözlerinin bu ikinci bölümü ön plana çıkarıldı. Tepelerden birileri, “suyun ısındı” dedi. Peşinden Altaylı, Erdoğan’a “tehdit”ten gözaltına alınıp tutuklandı.
En az 5 yıl hapsi istenen Altaylı, 3 Ekim’de ilk kez hakim karşısına çıkmak için bekliyor.
BAHÇELİ'NİN TEPEDENLİ TAVSİYESİ
Bilindiği gibi, geçtiğimiz günlerde açılım karşıtı açıklamalar yapan Bordo Bereli emekli Albay Orkun Özeller, MHP’lilerin tehdit ve hakaretlerine maruz kaldı. 6 gün önce de MHP Lideri Bahçeli’nin suç duyurusu üzerine “hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla tutuklandı.
Özeller’in açılım karşıtı olmakla nasıl bir “suç” işlemiş olabileceğini araştırırken, bakın ne buldum.
MHP Lideri Bahçeli, önceki açılım sürecinde dönemin Başbakanı Erdoğan’ın, “Osmanlı’da Lazistan, Kürdistan vardı” hatırlatmasına kelimesi kelimesine şu karşılığı vermiş:
“Başbakan Erdoğan kendisine ille de tarihten bir örnek alacaksa; ona tavsiyemiz, hamam tellalı Patrona Halil’i öğrenmesi, yenilik düşmanı Kabakçı Mustafa’yı okuması ve gövdesiyle başı başka başka yerlerde bulunan Tepedelenli Ali Paşa’yı anlamasıdır. Daha da yetmezse, kendisinin ve müzakereci dostlarının izinden gittiği; Balkan Dağları’nda silahlarından Türk kanı damlayan çetelerin, Osmanlı’nın başını ezdiği ve hayatlarını zindan ettiği isyan elebaşlarının; emperyalistlerle emel birliği yapan, değişik kisve ve hedeflerle başkaldıran suçluların; devlet ebet müddet, millet ebet müddet anlayışını çiğnemeye kalkışan bedbahtların ibretlik sonunu incelemeli ve gerekli dersleri çıkarmalıdır. Türk tarihinin hiçbir sahifesinde ihanete cevaz ve rıza yoktur... Aziz milletimiz sadakatsizlerin, vefasızların ve hıyanete bulaşanların her daim tepesine binmiş, gırtlağına çökmüş ve kahrıyla da helak etmiştir.”
HAKARETLERDEN HAKARET BEĞEN
Bu nottan sonra, yine önceki açılım sürecinde Bahçeli’nin, Erdoğan ve AKP hakkında kullandığı ifadelerden bir demet sunalım. Dedi ki;
“Başbakan Erdoğan İmralı canisine iyilik perisi kesilmiştir... Başbakan Erdoğan ile terörist Öcalan, aynı kundakta pışpışlanan kanlı ve bölücü felaket elçileri haline gelmişlerdir... Türk milleti federasyoncu, bölücü, terörist meraklısı, terör himayecisi bir Başbakan’a daha ne kadar tahammül edecektir?.. Erdoğan’a önerimiz kendisinin de teröristlerin arasına karışması ve sınırlarımızdan dönmemek üzere çıkıp gitmesidir... Müebbet terör suçlusunu siyasal aktör haline getiren sensin. Canibaşının mesajlarına ve mektuplarına dağıtım hizmeti veren sensin. Militanlarına talimat vermesi için ortam hazırlayan sensin. Anayasa yazımı konusunda görüş bildirmesine imkan sağlayan sensin... Bölücü fikirlerini kamuoyuna yansıtan sensin... Pazarlıklarla yakanı kaptıran, siyasi şerefini hiçleştiren ve milli gururunu zelil eden de sensin... Bize göre yapacağın tek şey kalmıştır: O da, Başbakanlık makamından kalkman ve yerine canibaşıyı oturtmandır... PKK sözcüsü gibi konuşan AKP’li yöneticiler, çirkinliklerinin, iğrenç benzetme ve müfteriliklerinin bedeline er yada geç katlanacaklardır... 90 yıl önce büyük milletimizin kahramanca mağlup ettiği sömürgeci güçler; hemen yanıbaşımızdan yeni bir Damat Ferit simasını araya araya bulmuşlar ve emellerine memur etmişlerdir... [BOP’u kastederek] Bu kanlı ve insanlık dışı yeni sömürgeciliğin senaristi ABD, eşbaşkanı Erdoğan, paralı lejyonerleri de AKP, PKK, BDP ve teröristbaşıdır... Milliyetçi Hareket olduğu sürece, hain gözünü açamayacak, eşbaşkanlar soluk alamayacak, kanlı emeller Türk milletine zarar veremeyecektir... AKP, Gazi Meclis’i PKK’ya muhatap kılmak için adeta çırpınmakta ve her şeyi çarpıtmaktadır... Başbakan ve hükümeti; bölünmeden fayda ummaktadır. Parçalanmada, etnik temelli çatlamada çözüm aramaktadır. Terörist Öcalan’dan hikmet beklemektedir. Kandil’deki canilerden lütuf dilenmektedir... Bölücü terör örgütü silahla yapamadığı ne varsa AKP marifetiyle, AKP hıyanetiyle ulaşmaktadır... İmralı canisiyle Başbakan Erdoğan tencere kapak misali birbirlerini bulmuşlar ve hedefler konusunda üst üste çakışmışlardır... Başbakan Erdoğan’ın uzun zaman öncesinden kaportası delinmiş, şanzımanı dağılmış, vidaları gevşemiş, aküsü bitmiş ve dümeni parçalanmıştır... Elbette biz, Başbakan’ın anladığı dilden konuşacağız. Elbette biz, Başbakan’a hak ettiği gibi mukabele edeceğiz, layık olduğu şekliyle cevap vereceğiz... Nedir senin gözünü kapatan, kararlarına hakim olan? Bir açığın var da tehdit altında mısın? Veremeyeceğin, açıklamayacağın ve telafi edemeyeceğin bir yanlışın var da her zillete boyun mu büküyorsun? Başbakan bu gidişle eninde sonunda Yüce Divan önüne gelecek ve kalan ömrünü pişmanlıklar içerisinde geçirmek zorunda kalarak Türk milletinin vicdanında ebediyete kadar mahkûm olacaktır... Esad’a bebek katili, cani ve katil diyerek yüklenen, ama bir adım ötesinde bu sıfatların Türk milleti tarafından verildiği teröstbaşıyla pazarlıklar yapan Başbakan Erdoğan yaptıklarının bedelini bir bir ödeyecektir... Böylesi bir ihaneti AKP’den başkasının yapması asla mümkün değildir... AKP hükümeti tüm güvenlik kurumlarını kirlendirmiş ve bölücü politikaların ilerletilmesi amacıyla görevlendirmiştir... Sayın Başbakan, Milliyetçi Hareket henüz son sözünü söylemedi derken şaka yapmadık. Henüz her şey bitmedi derken de laf olsun diye konuşmadık. Akıllı ol, yoksa Türk milleti ve Türk milliyetçileri senin aklını başından almasını çok iyi bilecektir.”
Demek ki, açılım süreçleri eleştirilebiliyor, hatta böylesi çok ağır sözler edilebiliyormuş. Yoksa bu hak da mı sadece belli kişilere tahsisli ki, Orkun Özeller hem “hakaret” hem de “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”ten tutuklandı?!
'BENİ ZEKAİ PAŞA'YA SORSUNLAR'
Şimdi de Orkun Özeller’den haberlere geçelim.
Tutuklanmasına sadece MHP’liler ve PKK’lılar sevindi. Öyle ki, 15 Temmuz darbe teşebbüsünde ne yaptığı soruldu... Irak kuzeyindeki peşmerge kıyafetli fotoğrafı üzerinden “Kürtleri” öldürmekle suçlandı.
Yakınları aracılığıyla ulaştığımız Özeller, 15 Temmuz imalarına, “Ne yaptığımı Zekai (Aksakallı) Paşa’ya sorsunlar.” karşılığını vermekle yetinirken, diğer suçlamaya ilişkin şunları söyledi:
“Bazı terörist sevicilerin, Irak kuzeyindeki peşmerge unsurlarıyla birlikte PKK’yla mücadele ettiğimiz dönemdeki fotoğrafımı kullanarak kara propaganda yapmaya çalıştığını görüyorum. Bunu fırsat bilen PKK uzantıları da TSK’ya yönelik karalama kampanyasına girişmiş. Cevap verecek değerde olmayan bu kişilere şunu soruyorum: PKK terör örgütünün katlettiği bebekler, kadınlar, öldürdüğü binlerce Kürt kökenli vatandaşımızın hakkını savunmak için söyleyecek sözünüz var mı? Bu katliamlardan mutlu musunuz?”
Biz de şunu kaydedelim. PKK komisyonunun geçen haftaki toplantısında dinlenen, Hizbullahçılara yakın bir isim, polis ve askerleri “katliam yapmakla” suçlayınca MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, “Sizi buraya davet ettik de askere, polise, devlete hakaret edin diye çağırmadık.” sözleriyle tepki gösterdi.
Ama günlerdir Orkun Özeller’in bir fotoğrafı üzerinden askerlerimize atılan iftiralara tepki gösteren çıkmadı!..
''ÖNCEKİ AÇILIMDA HANGİ SİYASİ BEDEL ÖDEDİ?'
Özeller’den son haber; dün bana yazdığı 2 sayfalık mektubu ulaştı.
“Apocu olmayan tüm Türk Milleti’ni hasretle kucaklarım.” diye başlayan mektubun devamı şöyle:
“Cezaevine girdiğimden beri hava kapalı ve çoğunlukla yağmurlu. Avlumuz 4x5 metre. Spor yapmak için yeterli. Bana Irak kuzeyinde görev yaptığım dönemlerde spor yapmak zorunda kaldığım yerleri hatırlatıyor. Odamızın yaşam şartları da yine görev yaptığım dönemlere göre daha iyi. Hatırlıyorum, o dönemlerde ailelerimizle haftada bir gün telefonla görüşmek nimet sayılıyordu. Burada telefon imkânı bile daha iyi. En azından bana zorlayıcı gelmiyor. Bir de terörist tehdidi yok. En son terörist sevicilerden tehdit aldım. Bunları da tüm Türkiye tanıdı. Normalde tek başlarına karşıma çıkmaya yürekleri olmayan bu zavallılar, ne üzücüdür ki, evladım yaşındalar. Ben yine de hukuki zeminde terbiyesizliklerinin bedelini onlara ödeteceğim.”
Özeller, cezaevinde hangi TV kanallarını izleyip hangi gazeteleri aldıklarını anlattıktan sonra da özetle şu siyasi değerlendirmeleri yapıyor:
“Cezaevine girişimden dolayı en çok mutlu olduğum husus, muhalif partilerin teşkilâtlarında olanlar ve seçmenlerin bir araya gelebildiğini görmek. Bu birleşmenin Genel Başkanlar seviyesinde olması ülkemizin sürüklenmekte olduğu felaketin önüne geçecek tek seçenektir. Geçen gün Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını dinledim. Başlatılan bu sürecin yeni bir başarıya imza atacağı minvalinde konuştu. Aklıma 2013-2015 arası yürüttükleri süreç geldi. Barış gelecek diye başlattıkları o sürecin sonunda güvenlik birimlerimiz bedel ödedi. Hiçbir siyasetçi bedel ödemediği gibi, hiçbiri koltuklarından da olmadı. Sanırım başarı diye nitelenen husus bu olmalı. Bakalım bu sefer kimler canlarıyla bedel ödeyecek? Sıvasız evlerin evlatlarının siyasilerin yanlış politikaları yüzünden bedel ödememesi için bu süreci durduracağız. Durdurmak zorundayız. CHP belediyelerine yine operasyonlar devam ediyor. Sayın Özgür Özel yaptığı açıklamalarda adaletsizlikten, hak ihlallerinden bahsediyor. Ben de aynı düşüncedeyim. Madem güvenilmeyecek bir iktidar var ortada, neden komisyonda durmaya devam ediyor?”
Özeller mektubunun son bölümünde ise ailesini arayarak, “Bir ihtiyacınız var mı?” diye soranlara, bürokraside olmasına rağmen korkusuzca kendisine destek verenlere ve sesinin duyulmasını sağlayan basın mensuplarına teşekkürlerini iletiyor.
Bu arada Orkun Albay’ın 83 yaşındaki annesi Olcay Özeller’le görüştüm. Oğlunun kendisine iyi bakmasını isteyip bir an önce cezaevinden çıkmasını beklediğini belirten anne Özeller şunu da ekledi:
“Oğlum sadece vatan ve millet için çalıştı, çalışıyor. Takdir edilmesi gerekirken, bu muameleye maruz kalmasına üzülüyorum.”
Nasıl üzülmesin ki?!
Müyesser YILDIZ
22 Eylül 2025
Çok Okunanlar

Seçmen, CHP'ye yönelik yargı sürecine nasıl bakıyor?

Balıkesir'deki deprem sonrası uzmanlardan ilk değerlendirme!

Orkun Özeller’in suçu!..

İktidar tarafından kendisine yapılan teklifi açıkladı

Özgür Özel geçerli tüm oyları aldı

Mourinho'dan Benfica'daki ilk maçında ilginç hareket

ROK ikinci kez dünyaevine girdi

Özgür Özel'in PM ve YDK listesi belli oldu

Bayrampaşa Belediyesi CHP’de kaldı

Üç ülke daha Filistin'i tanıdı