Biber, denetim, istifa…

Tülov Mütevelli Üyesi Ramazan Tanal "Şanlıurfa'dan arıyorum. Tülov üyesi Salih Açıkgözoğlu'nun düğününe bekliyoruz" telefonuna karşılık "Davetliyim, biletimi aldım geliyorum" dedim. Bir Fethiye'li olarak Doğu Anadolu'ya karşı özel bir ilgim ve sevgim vardır. İnsanlarının ve doğasının sıcaklığı batıya göre daha naif daha doğaldır. Ancak orada yaşayanlar bunu bilir, anlar. Okuma ve üretme aşkı yüksek olan Suruçlu Dr. İbrahim İpek ve Gaziantep'li Aziz Karadağ beni Antep havaalanından aldılar. Gecikmeden yola çıktık. 

Sağımız solumuz Antep fıstık tarlası. Fıstıkların arası sürülmüş havalandırılmış Yolda sohbet sohbeti açtı. İbrahim "Bu sene de havalar kurak gidiyor. Bakalım çiftçinin durumu ne olcak? Aziz, "Antep fıstığının %60 Şanlıurfa'da yetiştirilir. Ama Antepliler Antep fıstığı marka tescilleyerek işi götürdüler" diye bir öğünç gösterisi yaptı. 

İlk 1975 yılında Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi iken Rahmetli Dekanımız Prof Dr Yavuz Aksu Hocamızın katkılarıyla düzenlediğimiz Doğu Gezisi sırasında gördüm Şanlıurfa'yı. 2000-2004 yılları arasında, Harran Ünüversinde Öğretim Üyeliği görevinde bulundum. Üniversite de çeşitli görevlerim yanında Eğitim Araştırma Hastanesinde 3 yıl Başhekim olarak bulundum. Urfa'da pekçok dost edindim. Milletvekilliği yıllarımda da Şanlıurfanın sorumlu Milletvekili olarak sıkça gittiğim Urfa'ya son birkaç yıldır yolum düşmedi. Ama hep davet ederler. Sağolsunlar.. 

Düğün salonu epey kalabalıktı. Her kesimden Urfalı düğündeydi. İl başkanı Ferhat Karadağ başta olmak üzere, CHP Ş. Urfa il örgütü, İstanbul Kadıköy Meclis ve Tülov Üyesi Hüdai Demir olmak üzere kalabalık bir grup olarak katıldık. Nikahtan önce benim ilk kez izlediğim Semazen gösterisi yapıldı. İlginçti. Düğünde Semazen! Geniş bir şahit listesi tanıklığında nikah törenine geçildi. "Evet"lerden sonra sıra Evlilik cüzdanı vermek üzere Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'a verilince, "Urfa'da hem doktor, hem hoca ve Milletvekili olarak emeği olan Prof Dr Nurettin Demir'den rica ediyorum" diyerek evlilik cüzdanını bana uzattı. Beklemediğim bu kadirşinaslık karşısında "Şanlıurfalı'ya Mahmut Tanal gibi çalışkan ve tecrübeli bir milletvekili kazandığınız için Ş. Urfa Halıkını ve sizleri kutlarım" dedikten sonra "Evliliğin asıl sağlam temelini kadından yapar. Evlilik müessesinin içişleri bakanı olan kadının her konuda güçlü olması gerektiğini... " ifade ederek "...evlilik cüzdanın kadına yakışacağını, o kutsal emaneti de kadına teslim ediyorum" diyerek görevimi tamamladım. İmzalar, Kutlamalar ve fotoğraflardan sonra masalarımıza yöneldik. 

Masamıza otururken, servisler açılmış ve tamamlanmıştı. Tabaklar, çatal, kaşık, su bardağı ve peçete dışında tabaklarda sadece yeşil üç burun biberler vardı. Düğünde ne anlama geliyor bilmem. Ama Urfa'nın sofrası bibersiz patlıcansız olmaz. O ünlü İsot fıkrasını anımsadım. "Kahvede oyun oynayan Urfalılara 'Fransızlar geliyor... işgal için saldırıyorlar... Ey Halk hareketlenin! Silahları sırtlanın...’ söylemlerine, uyarılarına burun kıvırmışlar, kollarını bile oynatmamışlar. Ancak ‘Fransız askerleri isot tarlalarını çiğniyorlar, .talan edip bozuyorlar denince hemen ayağa kalmışlar ve silah başta olmak üzere ellerine ne geçirmişlerse işgale karşı durmuşlar’ derler. Urfa Halkının bibere verdikleri i önemi gösteren bu fıkrayı sizlerle paylaşmadan edemedim. Sinide gelen bademli pilavlı tandır sofranın tamamlayıcıydı. 

Urfa'da iki gün dostlarla sohbet yaparak, Balıklı Gölü ziyaret ederek geçti. Sömestir tatili olduğu için göl epey kalabalıktı. Son gün Ş. Urfa OSB'de önemli ve güzel işler üreten İzoKem Memran Fabrika yöneticilerini ve çalışanlarını ziyaret ettik. Son 10-15 yılda çok büyük yol kateden Urfayı ve Urfalıları içten kutlarım. 

Sağolsun Şirketin Genel Müdürü Dr İbrahim İpek, beni Diyarbakır Çermik üzerinden Tunceli'ye getirdi. Çermik ilçesinde yol kenarlarında buğdayın sulandığını gördüm. Kışın ortasında ne yağmur ne de kar. var. Yağmurlama ile buğday tarlaları sulanıyor. İnsanoğlu dünyayı ne hallere getirdiğini hayretler içinde gördükçe üzülüyorum. Buradan seslenmek istiyorum; Hey İnsanlık nereye gidiyoruz. Dur helebir düşün. Kirlenen atmosfer ve değişen iklimler... 

Yolda giderken Genel Başkanımız Özgür Özel'i Elâzığ havaalanında karşılarız diye düşünürken, gelen haberler hiç açıcı değildi. Özgür Özel Kartalkaya'da Otel Yangın Felaketinin beklenenden çok daha büyük olduğunu kamuoyu ile paylaşıyordu. AKP İktidarı 22 yıllık iktidarı döneminde onlarca büyük acılar yaşattı bu ülkeye. Yaşatmayada devam ediyor. Bolu'da "Turizm ve Kültür Bakanlığı kontrol ve Denetimi Altında" yazsada, hiç denetim görmemiş bir Grand Kartalkaya otelde 78 kişi cayır cayır yandılar. Turizm Bakanı ve Bakanlık yalanla dolanla suçu başkalarının üstüne atmaya çalışıyor. Hiç mi delikanlı yok içinizde, İstifa edecek. Bir aileden 14 kişi yandı. Hadi utanma sıkılmanız yok. İstifa etme aklınıza da mı gelmiyor. Bir baba, bir dede olarak isyan ediyorum. Bir kerede insan olun... Denetimin "D" si bile geçmemiş bir oteli 4 yıldızlı otel diye pazarlamak hangi liberal yada kapitalist sitemde var? Unutmayacağız, unutturmayacağız. Yok öyle yağma yalanla dolanla bu ülke yönetilemez. Yönettirmeyiz.  

22 Ocak Çarşamba sabah saat 11.00; Kamer Genç'in mezarı başındayız., özlemle andık. Tek başına muhalefet olan Munzur Kahramanı, Türkiye sevdalısı Kürsüye çıkar, size Meclisi dar ederdi. Kaçak delik arardınız. Türkiye Yalana dolana teslim olamaz, Bu millet sizin yalanlarınıza entrikalarınıza sahte raporlarınıza kanmayacak. Biz bu ülkeyi kul hakkı yiyenlere teslim etmeyeceğiz.  

Tunceli'de Kamer Genç Mezarı başında yüzlerce insan Genel Başkanımız Özgür Özel'in taziye dilekleriyle birlikte bir kez daha yad edildi. Türkiye'yi bu iktidardan kurtarmak için yasal yollardan elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Halk en büyük güçtür.