Likya ve Sumud

Anadolum, kadim anadolum." Zaman zaman kullanılırız. Kadim, kelime olarak eskise de kulağımıza hoş gelir. Kadim, başlangıcı geçmişin derinliklerinde bulunan, pek çok eskiye uzanan, öncesi olmayan anlamında kullanılır. Anadoluyu kazdıkça geçmiş derinleşiyor. Şanlıurfa Göbeklitepe insanlık tarihinin oniki bin yılın ötesine götürdü.

Anadolu nice topluluklara anavatan olmuş nice devletler kurulmuş, kadim topraklardır. 

Dünyanın ilk özgürlük ve demokrasi mücadelesinin verildiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Bugün de daha ileri demokrasi için, özgür bir ülke olması için durmadan çalışıyoruz. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve örgütü, hafta da iki kez demokrasi için miting, eylem yapıyor. Neden, niçin? Daha özgür ve bağımsız bir ülke yaratma çabası için değil mi?

Beni bu yazıyı yazmama neden olan iki yaşanan olay oldu. Birincisi, SUMUD (sürekli saldırılara rağmen yerinde kalanlar) için yola çıkan kahramanları, Gazze'ye ulaşıp, barışı ve vatanı için ölmeyi göze alan Filistin halkının özgürlük mücadelesine destek vermek için yola çıkanlar, SUMUD Filo  yolcularıdır. Her birini içtenlikle kutluyorum. 

İkincisi ise benim de üyesi olduğum, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 1976 mezunlarının, Köyceğiz buluşmasıdır. Bu anlamlı özgürlük mücadelesini desteklemek için Likya'nın önemli şehirlerinden komşu iki antik şehri ziyaretimizdir. Antalya, Kaş ilçesi sınırları içindeki Ksanthos (Xanthos) ve Patara'ya  seyehatimizdir.

Patara tarihte ilk özgürlük mücadelesinin yapıldığı, bağımsızları için topluca intiharı göze alan bir topluluktur. Xantos ve Patara buna iki kez şahit olmuştur. 

Perslere karşı savaşan,Ksanthos Likya'nın belirli dönemlerde idari ve dini başkentliğini yapmış bir Antik Likya kentidir. Savaştığı düşmanlarına karşı son ana kadar mücadele eden halk, kadınları ve çocuklarını düşmanlarına köle etmemek için son çare olarak yakmışlar, daha sonra son demlerine kadar savaşarak, bu şekilde bir refleks geliştirmişler ve topluca intihar etmişlerdir. 

Likyalılar M.Ö. 545 yılında Perslere, M.Ö. 44 yılında da Romalılara karşı iki kez özgürlükleri için topluca intihar etmişlerdir.

Nazım Hikmet'in dediği gibi; "Mesele esir düşmek değil, teslim olmamak asıl mesele"

Likya aynı zamanda millet iradesine dayanan dünyanın ilk modern demokrasisini geliştiren, yaşatan bir ülke ve topluluktur. Antalya'dan Köyceğize dek bir coğrafyada yaşayan Antik Likya birlikleri, ilk seçim sandıklarını önlerine koyan, seçtikleri delege ve temsilcilerini, yine Dünyanın ilk parlemento binasında bir araya gelerek yönetsel kararlar alan bir topluluktur.

Işıklar ülkesi Likya topraklarında doğmuş büyümüş biri olarak, 50 Tıp Doktoru sınıf arkadaşımızı bir araya getiren değerli hemşerim Op Dr İbrahim Uysal'a  teşekkür ederim. dDemokrasi ve özgürlük sevdalı hekim arkadaşlarımızı da katıldıkları ve bu anlamlı ziyarete destek verdikleri için içtenlikle kutlarım.

Özgür Özel ne diyor " Adayım yanımda" " Sandığı önümde istiyorum..." derken Antik Likya'dan bu yana sürdürülen "Özgürlük ve demokrasi" mücadelesini sürdürmektir. Başarıyla sürdürüyor da... 

Özgürlük ve Demokrasi mücadelesi er-geç kazanacaktır. Tam bağımsız Türkiye şiarının en büyük dayanağı "Millet İradesi" ile tüm engelleri aşacağız. 

Özgürlük ve demokrasi bu toprakların genine işlenmiştir. Değiştirilemez, engellenemez.