Mandolin ve dostluk...

Göcek’te Zeynebim Kafe Restoranda sabah çorbamı içerken Baran Üstüntaş geldi. Müzik öğretmeni. Kendi çapında güzel saz çalar, türküler söyler. 

Soframıza buyur ettim. 

"Çorba güzel.." 

"Afiyet olsun. Tarhana çorbasından ben de alayım" dedi.

"Tarhana çorbası çok yararlıdır, Baran Bey. Çocukluğumuzda un çorbasından sonra en çok tarhanaya kaşık salladık. O yıllar kaşıklarımız tahtadan yapılırdı. Üçüncü sırayı bulgur çorbası alırdı. Onlarla büyüdük"  

"Aslında ben pek kahvaltı yapmam ama bugün size eşlik edeyim" dedi. 

"Tarhana Orta Asya'dan, bugüne bizleri ayakta tutan önemli bir gıdadır. Annem yaylada tarhanayı yaz aylarında, yumruk büyüklüğünde topan topan yapardı." 

"Baran Bey, tarhana çorbası içerdiği antioksidan , vitamin, mineral gibi besin öğeleriyle bazı hastalıklara karşı iyi gelir." "Tarhana özellikle de bağışıklığa iyi geldiği için soğuk algınlığı, grip gibi rahatsızlıklar için etkilidir. Ayrıca vücuttan fazla tuzun atılmasına yardımcı olur ve kan basıncını da düzenler." 

"Ben İzmir'e gidiyorum. Randevulaştığım hastalarım var. Akşama döneceğim. 

"Aaa ne güzel! Bende gelebilirmiyim? Epeydir gitmedim. İzmir'i özledim" 

"Göcek İzmir arası üç - üç buçuk saat. Akşama döneriz." dedim. Ben hastanedeki işlerimi, Baran Karşıyaka gezilerini tamamladıktan sonra dönüş yolunda Eskiçine'de kısa bir mola verdik. Aracımızla tekrar yola çıkarken, Baran "İyi uyumuşum. Biraz da ben direksiyona geçeyim... "dedi

"Zamanımız varsa Nuri Hocamıza uğrayabilirmiyiz?" diye sordu Baran, 

Cep telefonumdan arayıverdim. "Alo! Nuri Hocam evdeysen 45 dakikaya geliriz. 5-10 dakika uğrarız." "Özledik sizi, görmek istiyoruz." 

Emektar Nuri Çelik "Dolmuştayım, eve dönüyorum. Memnun olurum. Senin sevdiğin tarhana çorbasını da yaparım" 

"Zahmet erme Hocam. Ama biz iki kişiyiz." "Zahmet olur mu? Ben de çok memnun olurum. Yanındaki kim?" 

"Adını söylemem sürpriz"

Akşam karanlığı yeni başlamıştı. Evin önüne, bahçeye girdiğimizde, çisil çisil yağmur yağıyordu, Şubatın sonunda, iliklerimize kadar işleyen soğukta Nuri Hocanın evine girdik. Şömineyi yakmış. Bir yandan klima bir yandan şömine ancak ısınmış oda. Hele Nuri Hocamızın sıcak karşılayışı, iyice ısıttı içimizi. 

"Baran Hocam ne güzel sürpriz. Ah ah şu Fransızca'dan bize katılan 'sürpriz' kelimesinin bir öz türkçesini bulamadık." 

"Türkiye'de edebiyatçılar çok ürün verdi ama bu konuda ben bir şey söylemiyeceğim. Siz de edebiyat öğretmenisiniz Nuri Hocam. Dersinize daha çok çalışmalısınız" deyiverdim. 

"Hahhaaa diye bir kısa gülüş ile 'sürpriz' kelime konusunu geçiştirdi" 

"Ben müzik öğretmeniyim. Üstüme alınmam" dedi Baran. 

"Tarhanalar hazır. Sofraya geçelim. Müzik deyince yatılı öğretmen okul yılları usuma takıldı. Ben Köy enstitülerinin son demleri olan öğretmen okulunda yatılı okudum. Mandolin yada herhangi bir müzik aleti çalmasını öğrenmeden bir üst sınıfa geçemezdik. O nedenle mandolin çalabilirim." 

"Sazda çalarmısınız?" diye sordu Baran. 

"Olsa çalardım. Nurettin Hoca bir bağlama bile hediye etmedi" 

Gülüştük. 

Bende araya girdim. "Ben ilk okulu iki sınıflı okulda tamamladım. 5. sınıfı tek olarak okuduk. Ayşen (Bayındır) Gürbüz öğretmenim 'Eğer bir türkü, şarkı öğrenip sınıfta söylemezseniz müzik dersinden geçemezsiniz' demişti. Bende evde günlerce 'Tren gelir hoş gelir'i çalışmıştım. Zar zor da olsa türküyü sonuna kadar söyleyip dersten geçmiştim. Başka da bir türkü de bilmem." 

"Tren gelir hoş gelir 

Ley, Ley, limi limi ley 

Tren gelir hoş gelir 

Ley ley, limi limi ley 

Odaları boş gelir 

Lim, lim güzel gel bize 

Odaları boş gelir 

Lim, lim güzel gel bize 

.... 

"Bugün okulların herbirine birer imam atadılar. Bir çok okulda müzik öğretmeni yok. Eğitimin içine ettiler" dedi Emektar Nuri Öğretmen... 

.... 

Üç gün geçtikten sonra, oruçlar başlamadan bir gün önce Baran öğretmen Zeynebim Göcekiçi Restorantın kapısından içeri girdi. Elinde siyah kılıfıyla bir müzik aleti vardı. Ben de akşam yemeğimin sonuna doğru cevizli tahinli kabak tatlısı yiyiyordum. 

"Gel hocam akşam yemeği yiyelim. Tahinli kabak çok güzel. Çok hafif ve çok da sağlıklı. Özellikle tahin önemli" 

"Sağol. Evde kızlarım bekliyor. Size zahmet olacak, üç telli şu bağlamayı, İzmir'e giderken, Nuri Öğretmenime bırakırsan memnun olurum. Bunu tıngırtatırken bizi ve Köy Enstitülerini anar" dedi. 

Dostlukları ve dostlarınızı unutmayın. Hele yaşlılarımızı atlamayalım. Arada bir de olsa hal hatırlarını soralım. 

Barışın kapısının aralandığı bugünlerde, Ramazan Ayı tüm insanlığa huzur ve mutluluklar getirmesini dilerim. 

Dostlarınız ve dostluklarınız bol olsun!

Prof. Dr. Nurettin DEMİR