Stres ve Aşk...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları nedeniyle CHP'nin Ankara'da düzenlediği 1. Meclisten Atatürk'e Anıtkabir'e yürüyüşü önceki yıllarda da düzenlenen rutin bir yürüyüştür. Ankara Valiliği'in eften püften bir sebeple yasakladığını duyunca Ankara'ya gitmeye karar verdim.

Yola çıkmadan, bir gün önce, Postacı kabiyle bilinen Recep Özgen'e telefon ettim. Seydikemer Seki'deki elma bahçemi görmek istediğimi, oradan da Ankara'ya geçeceğimi ilettim. "Yürüyüşe bende katılmak istiyorum" dedi. "Nerede eylem orada Recep" diyerek katılmayı sloganlaştırdı. Bizim Recep başka bir Recep, altını çizeyim.

Sabah erkenden arabamla yola çıktım. Seki'ye vardığımda aydınlık oturmuştu. Güneş dağın arkasında saklandığı yerden çıkmak üzereydi. Elma bahçesi gelinler gibi süslenmişti. Yeni doğmuş bebek misali. Mis gibi!.. Baharın coşkusu elmaların dallarındaydı. Seki'de her taraf çiçek, geleceğe doğru hazırlıklar hızla devam ediyor. Yaşanan olumsuzluklar, doğadaki don olayları, ister istemez tarımın toplumun stres yaşamasına yol açıyor. Hele geçtiğimiz haftalarda Türkiye genelinde 31 ilimizde yaşanan don olayından sonra Türkiye çiftçisi büyük bir stres yaşadı.

Elma bahçesinin sigortası yapılıp yapılmadığını sordum. Doluya karşı yapıldığını ilettiler. Yılların tecrübeli çiftçisi Veli Avşar, benim elma bahçeme bakıyor, telefonda "Gerçekten elmalar bu sene çok güzel, geleceğe hazırlanıyoruz." dedi.

Bahçenin içinde dolaştıktan sonra Recep Bey'le arabaya bindik Ankara'ya doğru yola çıktık.

Sohbetler arasında bir yandan müzik de dinliyoruz. Müzik gerçekten uzun yolculuklarda çok önemlidir. İnsanın modunu yani morallerini yüksek tutar. Oradan buradan derken, sohbetin bir arasında, radyo kanalında Gülşen'in şarkısı geliverdi. "Her yerde aşk". Yol arkadaşıma sus hele şu şarkıyı dinleyelim deyiverdim.

Kıymete binmek ne hoş

Ayrıldıktan sonra var mı önemi?

Devir tersine döndü

E ben de az ölüp bitmedim mi?

...

Elimi de kolumu da bağla hadi

Bir odaya bir ömür hapset hadi

Becerebilirsen zapt et hadi

Yangınım çok büyük, of

...

Şimdi gel de gör beni

Duruyor muyum yerimde hâlâ?

Yurtta aşk cihanda aşk

Her yerde aşk bundan sonra...

...

Ülkenin her yerinde aşk mı? yoksa stres mi var?

Hani aşkta başlı başına bir stres değil mi? diye geçti içimden.

Tarlada, okulda, evde, bahçede her yerde stres. Ülkenin her yerinde stres almış başını gidiyor. Stres, gerilim demek.

Gerilim günlük yaşamımızda duygusal, ruhsal ve fiziksel yaşamımızı etkiler. Kortizon (kortizol) ve adrenalin gibi hormonların artmasına yol açar. Kanda stres hormonlarının artması tansiyonu yükseltir. Tansiyonun aşırı yükselmesiyle vücudun en zayıf yerinden "çat" diye damarları çatlatır. Yeni istemsiz olaylara neden olur. En yakın örneği; İstanbul Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder'in başına gelenler. Barış sürecinde yaşadığı stresler ve başına gelenler haberlerin ilk sıralarında yer aldı. Vücudumuzun en kalın ve en önemli damarı olan aorttaki en zayıf ve en ince yerinden patlayıverdi. Büyük ve çok uzun bir ameliyattan sonra hala yoğun bakımdadır. Sadece ailesi değil bütün Türkiye sağlığına kavuşması için dua ediyor.

Türkiye'nin bugünlerde iyice artan ve günbe gün yaşadığı tablo buna benzerdir. Her yerde stres, gerilim ha patladı ha patlayacak. Siyaset bir çıkış yolu bulmazsa yaşanan gerilimler demokrasimizi bir yerde zora sokabilir.

Ankara'da yürüyüş yasaklandı da ne oldu? Muhteşem bir katılım ile Anıtkabir'de akşam karanlığında Atatürk'e saygımızı, sevgimizi sunduk. "İşte! O kadar". Ne yollar tıkandı ne de itişme kakışma oldu.

Bugün Mersin'de büyük bir miting var.! Genel Başkan Özgür Özel'in söylemi ile "tutukluğa, hukuksuzluğu karşı itiraz eylemi..."

Ataturk'ten aldığımız güç ve enerji ile Ülkemizde yaşanan stres elbette bir gün bitecek. Gülşen'in söylediği gibi "heryerde aşk" ile özgürlüğü, barışı ve mutluluğu hep beraber yaşayacağız. Zaman, bir heykeltraşın taşı tek tek sabırla işlemesi, gibi geleceği işliyor. Evet "Her şey güzel olacak".

Prof. Dr. Nurettin DEMİR