Tahin Pekmez...

Şubat ayının ikinci haftasının ilk günlerinde Göcek'ten Şanlıurfa'ya gitmek, geriye dönmek epey maceralı geçti. 

Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, TÜLOV Mütevelli Heyet Üyesi Ramazan Tanal'ın ağabeyleri trafik kazası geçirmişti. Ağır yaralandı. Uzun bir süre Eğitim Araştırma Hastanesinde yoğun bakımda izlendi. İyileştikten sonra taburcu edilip Ankara'ya getirildiği günün ertesi günü rahmetli olmuş. 

Haberim olduğunda akşam epey geçti. Uçakları tek tek araştırdım. Milas Bodrum'dan İstanbul üzerinden THY uçuşu ile yetişeceğim tek seçenekti. Benim emektar Duster ile Fethiye Göcek’ten hızlı bir yolculukla uçağa ucu ucuna yetiştim. İstanbul üzerinden Şanlıurfa (Güneydoğu) havaalanına indim. Dostumuz Dr İbrahim İpek beni karşıladı. 

Havaalanı Karaköprü arasına kar yağmıştı. Son gördüğümden bu yana göbeği de biraz daha büyümüş gibi gelen dostuma "Kar fıstıklara iyi gelir değil mi İbrahim?" diye sohbet ederken "Çoğu çiçekte olduğu için yarardan çok zararı olur" dedi. "Son 20 yılda Urfa Nüfusu en az 3-4 kat arttı. Apartman sayısı artmasın da fıstık tarlası mı artsın!" deyiverdi. "Hocam, Harran ovasını görme! o verimli araziler betonarme evlerle doldu taştı.  Nerde kaldı tarım ülkesi? Mercimeği bile Kanada'dan ithal ediyoruz" diye serzenişte bulundu. Azalan fıstık tarlaları yanında mantar misali artan apartmanları seyrederken yıllar öncesine gittim. 

2004 yılında Şanlıurfa Emniyet Amirinin eşinin gebeliğini takip ediyordum. Riskli bir gebelikti. İzinli olarak İzmir'e gitmiştim. Bir sabah erkenden telefon çaldı. Doğum sancıları biraz erken başlamıştı. Amir, benim İzmirde olduğumu öğrenince telaşlanmıştı. Doğumda bulunurum sözüm üzerine bulduğum ilk uçakla gitmeye karar verdim. Telefonda "Merak etme ben yetişirim" deyip hemen yola çıktım. İzmir Gaziantep uçuşu yeni başlamıştı. 2-3 saat sonra Gaziantep havaalanındaydım. Urfa'ya taksi ile gittim ve doğuma yetişmiştim. İzmir'den Şanlıurfa'ya öğle sıraları varıp güzel bir kız bebeği dünyaya getirmiştim. Dünya işte! birileri gelir birileri gider. Ama burada ölüm trafik kazasından. Hani b*k yoluna gitmek gibi birşey. Türkiye gibi ülkelerde yaşamak bir şans. Ruhu şad olsun. Tanal ailesinin başı sağolsun. 

Şanlıurfa Bediüzzaman Aile Mezarlığında ikindi namazından sonra yağmur altında defnedildi. Kalabalığın arasında Tokat Milletvekili Kadim Durmaz'da vardı. 

Dönüş yine Sayın İpek eskortluğunda Gaziantep havaalanından olacaktı. Bilet alıp saat 23.55 uçuşunu beklerken gece yarısı uçağının kalkışı kötü hava koşulları nedeniyle iptal edilmişti. Diğer gece uçuşları da iptal edilince havaalanında büyük bir kaos yaşanmaya başladı. İtirazlar, bağırış ve çığırışlar saatlerce sürdü. Ben VIP yolcusu olduğumdan mı bilmiyorum, otelde yer ayrıldığı söylediler. Teşekkür edip İzmir’e gideceğimi söyledim. Havaalanının dışına çıktığımda kargaşa ve kaos devam ediyordu. Sorumlu yöneticiler ve diğer çalışanlar ortalıkta pek görünmüyordu. Bağrışlar çığrışlar. Ciddi bir kıriz ortamı vardı. Havalanı gibi kalabalık yerler, deprem hatta yangın gibi toplumsal krizlerin nasıl yönetileceği konusunda insanlarımız iyi yetiştirilmiyor. İlkokuldan itibaren müfredata kriz yönetimi dersleri konsa; tüm toplum ve geleceğin yöneticilerine temel bir eğitim verilse olmazmı? Günübirlik yaşamaktan bir türlü kurtulamadık. 

Epey zaman geçtikten sonra soğuk ta olsa Adana Çukurova'ya yolcu otobüsü bulunabildi. Saat 02.00 dolaylarında hareket ettik. Soğuk araçta ne yapılır? Paçalarımı bile çoraplarımın içine sokmuştum. 4 saatlik yolculuktan sonra Çukurova Havaalanına geldik. Sabah İzmir'e Sunexpress uçağına yetiştim. 

Adnan Menderes Havaalanından İZBAN'a Halkapınar'dan da otobüs ile Otogara geldim. İzmir Bodum dönüşünde Milas'ın zeytinlikleri zeytin toplayanlarla doluydu. Ramazan öncesi zeytini bitirme çabasında olan köylüleri açıktan olmasada yürekten kutlayarak Milas Bodrum havaalanı kavşağında indim. Epey yürüdükten sonra bir gün önce bıraktığım aracım ile Göcek'e doğru yola çıktım. 

Akşam Göcek Zeynebim Kafe Restoranda çorba ve tahinli piyazlı yemeğimi yerken İbrahim İpek telefonda "Vardınız mı? Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir!" diye sorunca, gece, uçak ve uzun yolculuğumu bir çıpıda anlatıverdim. İbrahim"...geçmiş olsun" dilekleri yanında, Berat Kandilimi kutladı. Ramazan ayı geliyor aman dikkatli ol, kendini koru uyarısıyla "afiyet olsun" dedi. Sağlığına dikkat etme dileklerimi bende ilettim. 

Tahinli piyaz güzel olmuştu. Sağlık dilekleri kuru kuruya olmasın diye sohbeti uzattım. "Tahinli piyaz, Antalya ve Teke yarımadasının yöresel yemeğidir. İbrahim Ramazanda, hatta hergün sofrandan tahini eksik etme" diye öneride bulundum. "Neden?" diye sorunca çokta uzatmadan devam ettim. "Tahin susamdan yapılır. Tahinde bol glutatyon (gluten değil) bulunur. Glutatyon güçlü bir antioksidandır. Vücutta oksitlenen, vücut için zararlı toksinleri karaciğere taşıyarak atılmasını sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sindirim sistemi başta olmak üzere bir çok sistemin rahatsızlıklarını önler. Yaşlanmayı geciktirir. İnsülin direncini azaltır. Şeker hastalığı yada göbek varsa üç kaşık tahine yarım yemek kaşığı pekmez ekle. Şekere meyilli değilsen üç kaşık tahine iki kaşık pekmez karıştırabilirsin. Üçte bir yada dörtte bir oranda tahin pekmezi hazırla. Hele dut pekmezi olursa günlük enerjine daha fazla katkı sağlar. Yorgunluk, günlük streslerin üstesinden daha kolay gelirsin. Son diyeceğim hem erkeklerde hemde kadınlarda cinsel güçlenmeye destek olur" diye ekleyiverdim. 

Kusura bakmayın. Yolculuk kısa yazım uzun oldu. Bazen ipin ucunu kaçırıveriyorum. Okuyanlara da sabırlar diliyorum. Herşeyin başı sağlık... 

Aman trafik canavarlarına dikkat!...

Prof. Dr. Nurettin DEMİR