Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
45,5680
Dolar
Arrow
39,4143
İngiliz Sterlini
Arrow
53,5826
Altın
Arrow
4349,0000
BIST
Arrow
9.357

Resmî Gazete / 11-15 Haziran 2025

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Yapı Denetim Kuruluşlarının Faaliyetlerinin Denetlenmesi, İdari Müeyyide Uygulanması ve İdari Para Cezalarının Tahsil Edilmesinin Usul Ve Esaslarına Dair Tebliğde Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ ve Yapı Sahipleri İle Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmesi İmzalayacak Yapı Denetim Kuruluşlarının Elektronik Ortamda Belirlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Tebliğde Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ yayımlandı. Yönetmelik ve iki tebliğ değişikliği ile; yapı denetim kuruluşlarından alınan teminatlar 2026 itibariyle ÜFE yerine TÜFE’ye göre belirlenecek. Yapı inşaat alanı 500 m2 altında olan yapıların Elektronik Dağıtım Sistemi zorunluluğu kaldırıldı ve mülk sahiplerine Bakanlıkça atanacak zorunlu yapı denetim kuruluşu yerine dilediği yapı denetim kuruluşuyla çalışma ve %1,75 ila %3,50 arasında hizmet bedeliyle hizmet sözleşmesi imzalayabilme imkânı tanındı. Yine yapı denetim kuruluşlarının görevi olan kalıp ve donatı imalatını teslim alma, betona nezaret etme gibi yasal görevlerini ihmal etmesi halinde sözleşmenin feshedilebileceği düzenlemesi eklendi. Yapı denetim firmalarının sorumluluk alanları genişletilerek yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra 15 yıl içerisinde binanın yıkılması ya da inşa aşamasında çevresindeki yapılara zarar verilmesi halinde yapı denetim firmasının izninin iptali ile teminatına el konulması düzenlemesi yapıldı. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği’nde (Sıra No: 19)’Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 28) yayımlandı. Söz konusu değişiklik kripto varlık hizmet sağlayıcılarının müşterileriyle uzaktan kimlik tespiti süreçlerinde daha güçlü ve doğrulanabilir bir kontrol mekanizması kapsamında gerçekleştirmesini kolaylaştırdı.

Anayasa Mahkemesi 2020/17953 Başvuru numaralı ve 09.01.2025 tarihli kararı ile yetkili sendika üyesi olmayan memurların sosyal denge sözleşmesinden belirli bir aidat farkı ödeyerek (toplu sözleşmede iki katına kadar aidat talep edilebileceği yazılıydı) yararlanabileceklerini düzenleyen toplu sözleşme hükmünün hukuka uygun olduğu, aksi yöndeki Danıştay kararının sendikal haklar yönünden ayrımcılık yasağını ihlal ettiği sonucuna vardı. Kararda toplu sözleşmenin getirdiği mali ve sosyal haklardan faydalanmanın bu sözleşmenin yapılmasına katlı sağlayan yetkili sendika üyelerinin ayrıcalığı olduğu ve sendika üyesi olmayanların belirli bir aidat farkı ödeyerek toplu sözleşmeden faydalanmanın örgütlenme özgürlüğünü zedelemediği, aksine sosyal adaleti gözettiği gerekçesine yer verildi.

Anayasa Mahkemesi 2023/33667 Başvuru numaralı ve 09.01.2025 tarihli kararı ile ceza hukuku yönünden istinafta kesinleşen ve temyiz edilemeyen bazı dosyaların temyiz edilebileceği yönünde emsal oluşturacak bir ihlal kararı verdi. İlk derece mahkemesince verilen beraat kararını, bazı suçlar yönünden sanıklara mahkumiyet verilmesi ve bazı suç ithamlarının ve delillerin araştırılması yönünde beraat kararını kaldıran istinaf mahkemesi kararı sonrasında ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının ikinci istinaf incelemesi sonrası dosya üzerinden kesinleşmesinin zımni şekilde bölge adliye mahkemesi önünde sözlü savunma yapma ve buna bağlı usuli haklardan faydalanma hakkının önüne geçerek mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği sonuna varılmıştır. Olayda istinaf mahkemesinin kanunda açıkça tanınan haller dışında bir nedenle bozma kararı verdiği, bu yolla başvurucunun temyiz yoluna başvurma hakkının elinden alınmasına yol açıldığı açıklanmıştır. Yargıtay’ın da benzer başvurularda ilk derece mahkemesi tarafından verilen beraat kararının, mahkumiyet kararı verilmesi yönündeki istinaf mahkemesince bozulmasından sonra bu karar direnme yetkisi olmayan(uyma zorunluluğu bulunan) ilk derece mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararının esasında Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) tarafından verilmiş bir mahkumiyet kararı olarak kabul edilmesi gerektiği, bu durumda tarafların temyiz haklarının ellerinden alındığı, bu durumda tarafların CMK md 308/A yoluyla olağanüstü kanun yollarından itiraz kanun yoluna başvurabileceği belirtildi.

Danıştay’ın en yüksek karar verici organı olan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. ve 7. Vergi Dava Daireleri arasında, emlak vergisine esas asgari arsa m2 birim değerlerine ilişkin verilen çelişkili kararlar sonrasında kalıcı, kesin ve nihai karar verdi. 2024/6 Esas,2025/1 Karar sayılı ve 26.02.2025 tarihli karar ile; Vergi Usul Kanunu’nun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonunda Emlak Vergisi Kanunu uyarınca arsalar için her mahalle bazında cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler itibarıyla değer takdiri yapılması mümkün olduğundan ada, parsel, site ve alışveriş merkezi gibi alanların değer bakımından farklı bölge kabul edilerek farklı değer takdirinin yapılmasının mümkün olduğuna (mahalle bazında tek ve değişmez bir değer tespiti olmasının gerekmediğine) hükmetti.

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından verilen 10.06.2025 tarihli karar ile genel denetim kriterleri eşik değerler aktif toplam için 300 milyon lira, yıllık net satış hasılatı için ise 600 milyon lira olarak tespit edildi. 2024 hesap dönemi için denetime tabi olma / denetim kapsamından çıkma konularında ilgili hesap dönemindeki eşik değerler baz alınacak. Söz konusu mevzuat değişikliği 1 Ocak 2025 ile başlayan hesap dönemlerinde uygulanacak.

Anayasa Mahkemesi 2024/169 Esas, 2025/72 Karar sayılı ve 06.03.2025 tarihli kararı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3. Maddesinin 2. fıkrasını 9 ay sonra (13.03.2026 itibariyle) geçerli olmak üzere iptal etti. İptal edilen madde döviz, kıymetli maden ve değerli taşların ülkeye izinsiz giriş/çıkışında söz konusu emtianın rayiç bedeline kadar idari para cezası verilmesine hükmediyordu. AYM iptal kararını ihlali yapan kişinin kusur derecesi, değerli eşyanın kaynağı, korunmak istenen yasal amacın ne ölçüde zarar gördüğü gibi konuların incelemesine imkân vermenin yani olayın şartlarına göre müdahalesine olanak tanımanın farklı sonuçlara ulaşabileceği ve güncel mevzuatın doğrudan cezaya verilmesi yoluyla bunu engellediği açıklanarak kişilere aşırı külfet yüklediği gerekçesine dayandırdı. 

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu; 2025/1 Esas ve 2025/13 Karar sayılı ve 09.04.2025 tarihli kararıyla özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınma işlemlerinin bu işlemin tesis edildiği tarihte mükellefiyeti bulunmayan gerçek ve tüzel kişilerin menfaatini ihlal edebilecek nitelikte bulunduğundan anılan kişilerin bu işlemlere karşı dava açma ehliyeti bulunduğu hakkında emsal bir karar verdi.