Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.471

Eros’un oku bizi de vurur mu?

Türkiye geçtiğimiz gün, uzun zamandır adliyede görmediği bir kalabalığa şahit oldu… 

Kedi Eros, 1 Ocak 2024 tarihinde oturduğu apartmanın asansöründe İbrahim Keloğlan ile karşılaştı. Keloğlan kediyi tekmelemeye başladı, asansörün başka bir katta açılmasıyla Eros kaçmaya çalıştı, ancak Keloğlan onu arkasından takip ederek sıkıştırdı. Ardından yaklaşık altı dakika boyunca işkence ederek Eros'un ölümüne sebep oldu. 

8 Şubat 2024 tarihinde, Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada bir yıl üç aylık hapis cezasına çarptırılan Keloğlan; yine aynı oturumda, iyi hal indiriminden yararlanarak üç ay ceza indirimi aldı ve ardından mahkeme heyeti hükmün açıklamasını geri bıraktı. 

Elbette bu durum, hele de iyi hal indirimi yaşam hakkını savunanların büyük tepkisine yol açtı. 

İbrahim Keloğlan hakkında geçen gün ikinci kez karar verildi. Keloğlan’a, yine yeniden 'iyi hal' indirimi uygulanarak 'Kasten hayvan öldürme' suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ve yurt dışı çıkış yasağı getirildi… 

Yaşam hakkını savunanlar, adalete susayanlar, yani içinde vicdan olan herkes Eros’un hakkı için oradaydı. Gidemeyenler, sosyal medyada destek verdi. 

Bir canın vahşice katledilmesinden dolayı oldu bütün bu tepkiler… 

Peki, ‘Adalet! Adalet’ diye bağıranlar, gözyaşı dökenler sadece küçük dostumuz Eros için mi çırpınıyordu? 

Görünenin bir de arka yüzü, bilinçaltı ve susamışlığı vardı bence… 

Uzun zamandır bu ülke topraklarında adaletin kantarının tartmadığı, tartamadığı herkes ve her şey içindi bu çırpınış… 

Artık, hakkın yerini bulmayacağına dair inanış ve tabii ki yaşananlar öyle bir boyutta ki, haklıyken, haksız duruma düşme hali o kadar çok ki…

Adaletin, yargının, sadece bir kesim için işlediği, gerçek mağdurun değil, siyaseten güçlü olanın yanında olma, görünme halinin örnekleri ciğere ciğere işliyor. 

Kadınlar ölüyor, katlediliyor. Çocuklar mağdur ediliyor, masumiyetleri çalınıyor.

Kaza adı altında cinayetlere kurban gidiyor insanlar… Aileler dağılıyor. 

Soru sormak isteyen gazeteciler, katillerden daha uzun süre hapis yatıyor. 

Adliyelerin önünde adaletin simgesi olan Themis heykelinin gözündeki bant yok artık. Elindeki kılıç haklının değil, güçlünün elinde… 

Biliyorsunuz Eros aşk tanrısı olarak bilinir mitolojide… 

Okunu atar ve aşk başlar… 

Geçtiğimiz gün, Eros için bir araya gelen kalabalık, sadece o küçük can için toplanmamıştı sadece… 

Uzun zamandır adalete susayan, içine çığlık atmak zorunda kalan, hakkın yerini bulacağına inancı kalmamış herkes içindi… 

Hepimiz içindi… 

Eros’un oku bizi de vurur mu? 

Canımıza can katar mı? 

Tekrar bir umut yeşertir mi içimizde? 

Uzun zamandır sevmeye, gülmeye bile bazen utandığımız anları da vurur  mu? 

Nazım’ın dizeleri geldi şimdi aklıma;

‘Alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz... Vicdansızların, sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük!"

İşimiz Eros’un okuna kaldı!