100 yaşındaki nenem bile 20 yıl önce rahmeti rahmana kavuşan, 1920 doğumlu icra müdürü dedemden kalma maaşının günü gelir gelmez; “Nizaaam mutfağa geeel, Nizaaam mutfağa geeel” diye heyecanlı heyecanlı bana sesleniyor. Adım aklına gelmediğinden, fizik öğretmeni rahmetli dayımın ismi ile çağırıyor beni.
“Hayırdır nenecim?” deyince, hemen “banka ne faiz veriyor” diye soruyor.
Enflasyon, KKM, ekonomik kriz, faiz, döviz, altın, borsa……
Bu aralar bu kelimeleri duymaktan üzerimize karabasan çöktü.
Ne uyuyabiliyoruz, ne de uyanabiliyoruz.
Tüm halkımız İktisadi jargona hakim oldu, maşşşallah.
Twiter'da 600 binden fazla takipçisiyle, Prof. Steve Hanke de aportta bekliyor.
“Bulgaristan’ı, Romanya’yı toparladım; bi sakal atarsanız sizi de toparlarım” diye akıl veriyor kurnaz iktisatçı.
Hadi Hanke’yi anladık, itibarlı adam. Peki bu her şeyi gerçekleştikten sonra söyleyen ve aslında herkesin bildiklerini tekrarlayan iktisatçılar, size ne oluyor yaw?
Kasap bıçağını elinize almış, durmadan salavat getiriyorsunuz.
Her bir iktisatçı bir Youtube kanalı kurmuş, sanki ana haber bülteni enkırmeni Reha Muhtar gibi sağlı sollu bindiriyor, akıl satıyor.
Sırtlan gibi dolanıyor ülkenin etrafında, acaba payımıza bir şey düşer mi diye.
Krizin sebeplerini sıralayıp, tedavi reçetesi yazıyorlar.
Değerli arkadaşlar,
İKT 101 İktisada Giriş dersi almış birisi olarak yazıyorum.
Bizi bu krizden Youtubeçu iktisatçılar kurtaramaz.
Youtubeçu iktisatçılar bu kadar akıllı olsalardı, önce kendilerini kurtarmazlar mıydı?
Bırakın onlar onlyfans kanallarında lakırdıya devam etsinler.
Bizi krizlerden ancak “Mühendislik Prensiplerinin” devreye sokulması kurtarır.
O da “temel malzemelerin” üretimi arttırarak birim maliyetleri düşürmek ve “giderleri” kontrol altına alarak tasarrufu sağlamaktır.
Ama bizim bazı yarım akıllı mühendisler de Youtubeçu iktisatçıları takip ettiklerinden, bu aralar zor durumda.
Bankalar tüm müşterilerine bir iktisatçı yönetmen atayınca, üretim temelli çalışan mühendis beyinleri de zehirlendi.
İktisatçı banka yönetmenleri tarafından, yattıkları yerden para kazanabileceklerine inandırıldılar.
Önceleri ben pek inanmamıştım.
Yattığım yerden nasıl para kazanacaktım?
30 yıldır çalışarak, alın teri dökerek, kıçımdan terleyerek para kazanmıştım.
Ancak bankaya gittiğimde gördüğüm ihtimam ve ikram benim de ahlakımı bozmadı değil.
Öyle bir karşılama, ilgi ve uğurlama vardı ki kendimi Rahmi Koç gibi hissediyor, sağda solda iş adamı raconu kesiyor, kendime gelene kadar da epeyce bahşiş dağıtıyordum.
Helali hoş olsun garson arkadaşlar, afiyetle yesinler.
Bu kadar ihtimam, ilgi ve alakanın bozmayacağı kimse yokken, bir ara “üniversitede dersim var” yalanıyla yarattığım boşluktan faydalanarak düşük faizli ve uzun vadeli kredi ile bir ev almıştım.
O arada iktisatçı banka yönetmeni, “heç fon meç fon, ev alma fiyatlar düşecek” diyor, fonların getirisinden bahsediyordu.
Neyse, aldığım iki katlı ev, çocuklar üniversite eğitimi için evi terk edince koca bir saraya döndü. Evimin büyük verandasını belediyeden izin almadan biraz büyüttüm. Komşu da büyüttüğü için kimse kimseden şikayetçi olmadı.
Verandama ve üst kata müstakil giriş kapısı yaptırdım.
Alt kat bize yetiyor.
Verandayı 8 bin, üst katı da 12 bin liradan kiraya verdim.
Neredeyse 3 emekli maaşı kira geliri oldu.
Şu anki ekonomik sıkıntıdan, kredi kilidinden, likidite probleminden dolayı evimi değerinde satıp yerine 2 küçük ev almam mümkün olmadığı için böl-parçala-kirala modelini tercih ettim.
Ben krizden çıktım arkadaşlar, darısı başınıza.
Krizden çıkmamdaki en önemli kriter, Amerika’da talebe iken sözü çok dinlenen Porter’ın kulağıma küpe olan beyanatı idi.
Porter dediğime bakmayın, Harvırd’da hoca bu adam.
Demişti ki, “Kar-Gelir başının çaresine bakar, siz giderlere odaklanın”.
Yani, giderlerimizi kontrol altına almadan gelirimiz ne olursa olsun krizler asla yakamızı bırakmaz.
Zor mu?
Değil.
Örneğin, okul servis ücretlerine gelen fahiş zamlar neticesinde komşular Whatsap üzerinden idare ettikleri bir grup ile çocukları sıra ile okula taşıyorlar. Toplam tasarruf edilen gider yıllık 33 bin çarpı 4 talebe eşittir 132 bin Türk Lirası.
Az mı?
Değil.
Çok değil daha 2 sene önce, ağustos böcekleri şakıyıp saz çalarken, 5 aile birden 5 tane dondurma makinesi aldık.
Gavur malı olmasına rağmen ucuzdu da.
Ya da biz ucuz sanıyorduk.
Ben sanmadığım için “5 tane değil 1 tane alalım, ortak alalım. Böylece maliyeti 5’e böleriz. Nasıl olsa evlerimiz yan yana, sıra ile üretir, bahçede yeriz” dediysem de kabul görmek bir yana, ne cimriliğim ne de görgüsüzlüğüm kaldı.
Geldiğimiz nokta da hiç de bizim sandığımız gibi ucuz olmadığını gördük vesselam.
Newton’un Enerji-İş ve İmpulse-Momentum eşitliklerine göre, bu dünyada bedeli ödenmeyen hiçbir hovardalık yoktur.
Hovardalığın bedelini muhakkak birisi ya da birileri öder.
Neyse ki kriz sayesinde çocuklar komşu-servis modeli ile bedava gidip geliyor okula.
Tekrar Harvırd’lı Porter Hoca’nın nasihatına dönersek, kimse bize ihtiyaçlarımız sınırsız diye sınırsız ücret vermez, veremez.
Çünkü kaynaklar son derece sınırlı.
Velev ki sınırsız olsun.
Bu vahşi kapitalistler çalışanların refaha ulaşmasını istemez.
İktisaden istemez.
Maraba bulamaz sonra.
Refahın, dört semavi dinin de Tanrısı tarafından sadece kendilerine bahşedildiğini düşünürler.
Tanrı’nın bu puştların düşündüğü gibi düşünmediğinden ben eminim de vatandaşa anlatamıyorum.
O da benim eksikliğim olsun.
Neyse,
Her ne kadar devlet-kamu özel sektöre göre daha sevecen olsa da artık ne devlet ne de özel sektör bize “yaşayacak kadar” ücret vermeyecek.
“Ölmeyecek kadar” ödeyecekler.
Gelirimizin reel olarak artmayacağına iman ettikten sonra yapacağımız tek şey, Dopamin hormonunu kontrol etmek.
Büyük ev, büyük araba, pahalı kıyafet yerine daha minimalist yaşayıp tasarrufumuzu arttırarak eğitime ve iktisadi karşılığı olan mallara yönelirsek krizlerin etki düzeyi “yıkıcı” değil “okşayıcı” olur.
Diğer türlü Youtube iktisatçılarından daha çok “Neo klasik ekonomi düşüncesinden ontolojik ve epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım” hikayeleri dinleriz, belediyenin ucuz ekmek kuyruğunda.
Not: Evim Şansölye Merkel’in evinden büyük.
Çok Okunanlar
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
21 Kasım 2024 burç yorumları
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
Onur ve Semih arasında MasterChef'te kavga! Yeni fragmanda olay anları
20 Kasım reyting sonuçları 2024: Annem Ankara, Kuruluş Osman, Leyla