Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.367

“Paralı Olmasın Demiyoruz” Sayın Bakanım “Pahalı Olmasın” Diyoruz

Bu yazıyı yazarken bir haber düşüyor ekranlara,

Koskoca İstanbul Üniversitesi Rektörünü otele almamışlar.

Üniversite de, kurumsal web sayfasından rektörünün hakkını savunmaya çalışıyormuş.

Bu rektör başka bir üniversiteden, yani dışardan atanmış bir rektör değil, bizzat üniversitesinin kendi öz çocuğu.

Yıllarını ve tüm akademik kariyerini İstanbul Üniversitesi'nde yapmış.

Köklü Üniversitede dediklerimizden.

Nazi zulmünden kaçıp gelen hocaların kurduğu üniversiteden.

Nobel Bilim Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar hocamızı yetiştiren üniversite.

Yeni kurulan üniversiteleri sürekli aşağıladığımız son dönemde, kadim dediğimiz üniversite.

İnsanın aklı almıyor.

Abdülhamit tarafından 1900’de Darülfünün-ı Şahane ismiyle kurulun bir üniversite.

1933’de İstanbul Üniversitesi adını almış bir kurum.

Neyse konumuz bu değil,

Biz konumuza gelelim de şu köprü zamlarını hiç olmazsa bir yıl daha erteleyelim diye çırpınıyoruz.

Çırpınırken de aklıma son yıllarda izlediğim çok acayip bir film geldi.

Das Experiment.

2001 Alman yapımı

26 kişi psikolojik bir deney için tutuklu ve gardiyan rolüne bürünüyor.

Deneyin devamında olaylar karmaşıklaşıyor ve kontrolden çıkıyor.

Gardiyanı oynayan oyuncu, mahkumlara akıl almaz baskılar uyguluyor. 

Sıradan hapishane gardiyanlarının asla yapmayacağı işkenceleri yapıyor, deneydeki gardiyan rolündeki denek.

“Ne gardiyanmış” dedirtiyor.

Filmi izleyince de 1776'da Amerika’da ki kölelik dönemi filmleri de geldi hatırıma.

Kölelere en büyük eziyeti beyaz efendileri değil de, bir miktar imtiyaz sahibi köle arkadaşları yapardı.

Sayın Bakanının daha önce yazdığımız köprü ve yol ücretlerinin zam konusuna cevabını duyunca bu film aklıma geldi.

“Parası olan geçsin” demiş Sayın Bakan.

Biz o yolları zenginler için yaptık.

“Parası olmayan başının çaresine baksın” mış.

Sayın Bakan ile aynı okullarda okumuşuz.

Kendisi benden 7-8 yıl önce mezun olmuş KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünden.

Yakından tanıyan abilerimiz var. 

Çok sevildiğini söylediler.

Duyduğum methiyeler karşısında Sayın Bakanın beyanatlarının yanlış aktarıldığı hissine kapılmadım da değil.

Herkes gibi Sayın Bakan da bizim gibi Trabzon merkeze uzak bir köyde, Sipsin’de dünyaya gelmiş.

Babasının da düzenli bir geliri yokmuş.

“Fındıktan fındığa, Çaydan Çaya” Allah ne verdiyse.

Yüz hatlarından ve vücut topolojisinden de anladığım kadarıyla öyle pek bir zenginlik içinde büyümediği gibi bir görüntü var.

Talebe iken bursu yattığında, 

(Allah Devletimize zeval vermesin, kısıtlı harçlığımızın yanında devletin verdiği burs ilaç gibi gelirdi)

bol ekmekli 150 gram Akçaabat köftesinden fazlasını yediği de şüpheli.

Biz de 100 gram söylerdik, ortaya söylediğimiz piyazı da 3-4 kişi paylaşırdık.

O dönem öyleydi, 

Etrafımızda parası olan arkadaşlar bile, diğerlerinin canı çekmesin, üzülmesin diye herkes 100 gram yerken onlar 200 gram köfte yemezdi.

Piyazın parasını da zengin olan öderdi çoğu zaman.

Neyse konumuzu dağıtmayalım

Sayın Bakanım

Son 2 hafta 

Anlaşılan zamları durdurmak mümkün değil.

Postmodernist ekonomik faaliyetler zammı durdurmak bir yana ertelemeye bile izin vermiyor.

Osmanlı’yı batıran “Düyun-u Umumiye” gibi bir şey.

Ahali verginin altında ezilirken, tek malı, geçim kaynağı, çoluk çocuğunun rızkı, ahırdaki ineğinin bile arpasını vergi olarak alan saray, keyif içinde yermiş, içermiş.

Onlar yerken,

Ahali de;

Şalvarı Şaltak Osmanlı,

Eyeri Kaltak Osmanlı,

Ekende Yok, Biçende Yok,

Yiyende Ortak Osmanlı.

dermiş.

Görünen o ki, 

Yeni nesil “kendi akıllı fakat zihni otistik” hesap modelleri vatandaşın isteklerini dikkate almıyor, alamıyor.

Bize de parayı ödemek düşüyor.