Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerindeki hedeflerine varmak için sürdürdükleri plân ve uygulamaları tarihsel arka plânıyla anlatmak, hafızaları tazelemek için hatırlatmak… Bugün yaşananlar, yaşatılmak istenenler yeni değil…
ABD emperyalizmi hemen her dönem ‘demokrasi’, ‘özgürlük’, ‘barış’, ‘insan hakları’ söylemlerini güncelleyerek piyasaya sürüyor. ‘Wilson Prensipleri, emperyalizm muhipleri, Sevr sevdalıları’ başlıklı yazımızda Wilson Prensipleri’ne, ‘aydınımız’ üzerinde ABD’ye ve mandaya karşı sevinç ve umut doğuran 107 yıl önceki bu sözde ‘barış’ ilkelerine değineceğimizi belirtmiştik…
‘KUZU POSTUNDA KURT’
Dönemin ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson’ın ‘Wilson Prensipleri’ adıyla tarihe geçen, 8 Ocak 1918’de ABD Kongresi’ndeki konuşmasında dile getirdiği ilkeler toplam 14 madde. ABD’nin Birinci Dünya Savaşı’nın ardından düşlediği dünya düzeniyle ilgili görüşlerini kapsıyor.
Özetle; ABD’nin savaş amaçları bildirisi!
Genel itibarıyla bakıldığında çok hoş görünüyor. Silahsızlanma, sömürge halkları, devletlerin sınırları, self determinasyon (ulusların kendi kaderini tayin), barışı koruma gibi birçok ilke ve konu bulunuyor! ‘Kuzu postunda kurt’ misali…
Kimi aydınlar, yazarlar bu ‘liberal emperyal’ ilkelerini sömürünün son bulduğu, adaletin ve eşitliğin hâkim olduğu ABD’nin tasarladığı yepyeni bir yeryüzü düşü(!) olarak can-ı gönülden desteklemiştir. Bu aydınların, emperyalizmin bölüp parçalamayı hedeflediği topraklarda olması tesadüf olmasa gerek. Bunlardan birinin de toprakları parça parça bölüşülmek istenen Osmanlı olması rastlantı mıdır?
Wilson Prensipleri’nin Maddeleri…
14 maddelik bildiri şöyle:
1. Madde: Barış görüşmeleri kamuoyuna açık olarak yapılmalı ve görüşmeler sonunda varılacak antlaşmanın hükümleri de yine açık olmalıdır. Gizli antlaşmalara son verilmelidir.
2. Madde: Denizlerin, karasuları dışında kalan bölümleri, uluslararası antlaşmaların gerektirdiği özel durumlar dışında savaşta ve barışta herkesin özgür ve serbest kullanımına açık olmalıdır.
3. Madde: Ekonomik engeller olabildiğince kaldırılmalı, ticaret serbestisi ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
4. Madde: Ulusların silahlanması, iç güvenliğin gerektirdiği en alt düzeylerde olmalı, bu konuda yeterli garantilerin verilmesi sağlanmalıdır.
5. Madde: Tüm sömürgecilik savları, ilgili halkların çıkarlarını ve egemenlik istemlerini dikkate alacak biçimde eşitlikçi ve hakkaniyete uygun düzenlemelere tabi tutulmalıdır.
6. Madde: İşgal altındaki Rus toprakları boşaltılarak, Ruslara kendi kuramlarını seçme hakkının tanınması sağlanmalı ve onlara istedikleri/gereksinim duydukları her türlü yardım yapılmalıdır.
7. Madde: Belçika toprakları boşaltılmalı ve bu devletin ulusal egemenliği yeniden kurulmalıdır.
8. Madde: 1871’de Almanya’ya geçen Alsace-Lorainne, Fransa’ya iade edilmelidir.
9. Madde: İtalya’nın sınırları ulusal esaslara göre yeniden çizilmelidir.
10. Madde: Avusturya-Macaristan İmparatorluğu içindeki halkların özerk gelişmeleri sağlanmalıdır.
11. Madde: Romanya, Sırbistan ve Karadağ toprakları boşaltılmalı, Sırbistan’ın denize çıkışı sağlanmalıdır. Tarihsel savları ve ulusal bağları dikkate alınarak çizilecek sınırları içinde Balkan devletlerinin dostça ilişkiler kurmaları sağlanmalı, siyasi ve ekonomik bağımsızlıkları ile toprak bütünlükleri uluslararası güvence altına alınmalıdır.
12. Madde: Osmanlı İmparatorluğu’nun, nüfusunun çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bölümlerinde Türk egemenliği güvence altına alınmalı; İmparatorluk sınırları içindeki diğer ulusların yaşam güvenlikleri ve özerk gelişimleri sağlanmalıdır. Çanakkale Boğazı, uluslararası güvenceler altında tüm gemilere ve ticarete sürekli olarak açık hale getirilmelidir.
13. Madde: Polonyalıların yaşadığı topraklarda, denize açılımı olan, siyasal ve ekonomik bağımsızlığı ile toprak bütünlüğü uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınmış bir Polonya Devleti kurulmalıdır.
14. Madde: Özel antlaşmalarla, küçük, büyük tüm devletlerin siyasi bağımsızlıklarını ve toprak bütünlüklerini karşılıklı olarak güvence altına alacak bir uluslar birliği kurulmalıdır.
ABD’NİN ASIL AMACI…
Bu prensipler, ABD’nin 19. yüzyılda gelişmekte olan ve Wilson’un da önde gelen temsilcilerinden olduğu ‘Progressivism’ (İlerlemecilik) hareketinin ilkelerinin dış politikaya yansıtılmış hali olarak değerlendirilebilir.
ABD, içinde yer aldığı coğrafyanın dışına çıkma ve girdiği bir Dünya Savaşı nedeniyle güçsüzleşen Avrupa’nın büyük devletlerinin halinden yararlanma siyaseti yürütmeyi amaçlamıştır. İşin özü emperyal/yayılmacı bir siyaset yürütmek istemiştir. Haritanın doğusunda ise ‘kendi kaderini tayin hakkı’ ve ‘barış’ gibi söylemlerle toplumları bünyesinde yer aldıkları imparatorluklardan koparma isteğini güdüyordu.
Sovyetlerin Doğu toplumlarına yönelik politikalarına karşı bir hamleyi de içeriyordu bu bildiri…
CANKURTARAN BİR EL Mİ?
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nu doğrudan ilgilendiren 12. Maddeye bakacak olursak, ‘ulusların kendi kaderini tayin hakkı’nı içeren 5. Maddeyle beraber ele alındığında Ortadoğu’daki tüm ulusların bağımsızlıklarına imkân sağlanacağı hissi oluşturmakta. Böl, parçala, yönet… Bugünkü Ortadoğu’yu ve emperyalizmin arzuladığı BOP haritasını gözünüzün önüne getirin…
Öte yandan ulusal sınırlar dahilinde bağımsız bir Türk devleti kurmak isteyen kimi Osmanlı aydınları; ‘nüfusunun çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu bölümlerinde Türk egemenliği güvence altına alınmalı’ söyleminin yer aldığı 12. Maddeyi ve ‘ulusların kendi kaderini tayin hakkı’nın bulunduğu 5. Maddeyi ‘cankurtaran bir el’ gibi görüyorlardı… Amerikan mandası ipine sarılıyorlardı bir nevi… ‘Wilson Prensipleri Cemiyeti’ni bile kurmuşlardı 4 Aralık 1918’de…
Kuvvacılar ise ‘Manda ve Himaye kabul edilemez’ şiarıyla tam bağımsızlık hedefiyle kurtuluşa yürümüştür.
Gazi Mustafa Kemal Paşa “Wilson Prensipleri: Bu prensiplerin 14 maddesinden Türkiye’ye taallûk edenleri vardı. Zaten mağlup olan ve akdi mütareke eden Osmanlı Devleti, bu prensiplerin gönül okşayıcı manzara-i serabı ile bir zaman oyalandı” demiştir.
Wilson Prensipleri de, Paris Barış Konferansı da, Mondros Mütarekesi de, Sevr de bütün dayatmalar tarihin çöplüğüne atıldı… Geçerli olan Lozan’dır!
EMPERYALİZM ve BİTMEYEN OYUNLARI...
Emperyalizm her dönem başka bir kılık ve kimlikte, ayrı ayrı söylem ve oyunlarla plânlarını hayata geçirme peşinde… Dönemin ABD Başkanı Wilson da 107 yıl önce liberal soslu emperyal program önermişti… Serbest ekonomi ve ticaret söylemiyle birlikte…
ABD’nin bugüne kadar Ortadoğu, Orta ve Güney Amerika başta olmak üzere ezilen coğrafyadaki uygulamalarının rengi değişse de içeriği ve hedefi hep aynı…
Üzerinde plân yapılan ve emperyalizm eliyle güya özgürlüğüne kavuşacak, ilerleyip uygarlaşacak ülkelerde ulusal birliğine, bağımsızlığına sahip çıkanlar ‘geri’, ‘ırkçı’, ‘uygarlığa ve yeniliğe düşman’ olarak görülmekte. İktisadi, sosyal ve kültürel olarak ulusunu ve toprağını sömüren emperyalizm ve işbirlikçileri ise ‘özgürlükçü’, ‘barışsever’, ‘uygar’ olarak değerlendirilmekte. Zaman değişse de aynı…
Kaynakça:
- İhsan Şerif Kaymaz, ‘Wilson Prensipleri ve Liberal Emperyalizm’, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Kasım 2007, Cilt XXIII, Sayı 67-68-69, s. 145-174.
- Mine Erol, ‘Türkiye’de Amerikan Mandası Meselesi 1919-1920’, İleri Basımevi, Giresun, 1972, s. 6-7.
- Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk/Söylev, C. I, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1981.
- Vahdet Keleşyılmaz-Mehmet Şahingöz, Milli Mücadele Dönemi Türk Basınında Wilson Prensipleri, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi 12, sy. 35 (Temmuz 1996), 357-78.
- Erdal Ertaş - Kenan Kırkpınar, Amerikan Emperyalizminin Ayak Sesleri: Wilson Prensipleri ve Osmanlı Kamuoyu, Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, XXII/45 (2022 Güz), ss. 519-565.
Çok Okunanlar

Gelinim Mutfakta 12 Haziran Perşembe puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

BEDAŞ İstanbul'da bugün elektrik kesintisi yaşanacak ilçeleri sıraladı

Zeyrek ailesine anlamlı destek

İran-İsrail gerilimi tırmanıyor: Hava sahaları kapatıldı, alarm verildi

'Kurucu Önder' neyi kuruyor?!

Gaziosmanpaşa’da skandal: Başkanvekili bankamatik memuru çıktı

BİM 12 Haziran 2025 Aktüel kataloğu yayımlandı! hangi ürünler geliyor?

Sağlık Bakanı duyurdu: HPV aşısı 2025’te ulusal programa giriyor

Yeni teşvik sistemi kimin için? Türkiye Yüzyılı, Sermaye Yüzyılı mı olacak?

Orta Doğu kızıştı: İsrail'den İran'a 250 saldırı! Hamaney'den açıklama geldi