Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

İktidarın AYM planı: Avrupa Konseyi ile ilişkileri etkileyecek sonuçlar doğabilir

Yargıtay ve AYM arasında çıkan krizde iktidar, AYM'ye bireysel başvuru sistemine sınırlama getirilmesini tartışmaya başladı. Tartışmaları değerlendiren hukukçular, Avrupa Konseyi ile ilişkileri etkileyecek ciddi sonuçlar ortaya çıkarabileceği uyarısında bulundu.

İktidarın AYM planı: Avrupa Konseyi ile ilişkileri etkileyecek sonuçlar doğabilir

Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmasına olanak tanıyan yasal düzenleme, Can Atalay kararının ardından Yargıtay'ın kararda imzası bulunan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla tartışmaların odağına yükseldi. AYM'nin yetkilerini kısıtlamak isteyen iktidar, krize neden olan bireysel başvuru hakkında düzenleme için adım atmaya hazırlanıyor.

Tartışmaları DW'den Alican Uludağ'a değerlendiren hukukçular, bireysel başvuru yetkilerinin daraltılması halinde AİHM'in AYM'yi etkili iç hukuk yolu kabul etmeyebileceği uyarısında bulunuyor. Bu da AİHM'ye giden dosyaların yeniden artabileceği anlamına geliyor.

Alican Uludağ'ın haberinin ilgili kısmı şu şekilde:

Bireysel başvurunun o dönemde AİHM'e gidişin önünün kesilmesi amacıyla çıkarıldığını anımsatan insan hakları hukuku uzmanı Avukat Kerem Altıparmak DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, yapılmak istenen değişikliklerin sonuçları konusunda uyarılarda bulundu.

AİHM'nin "hak ihlali yaşadığını iddia eden kişi hakkında olumlu karar verilmesi, onun mağdur sıfatının kaldırılması için tek başına yeterli değil. Eski hale getirme şeklinde karar uygulanmalı" şeklinde içtihadı olduğuna dikkat çeken Altıparmak, bu durumu "müebbet hapis cezası almış birine hak ihlaliyle birlikte 5 milyon TL tazminat verilmesinin yetmeyeceği" şeklinde anlattı.

Türkiye'de yaklaşık 11 yıldır bireysel başvuru sisteminin uygulandığına işaret eden Altıparmak'a göre, bu içtihat göz önünde bulundurulduğunda etkileri kısıtlanırsa AİHM için AYM etkili bir iç hukuk yolu olmaktan çıkacak.  

Yaşanmakta olan krizde iktidarın uzun vadede bir Avrupa Konseyi niyeti olabileceğini düşünen Altıparmak, ikili bir krizin yaklaştığını belirterek şunları söyledi:

"Osman Kavala'yı halen tahliye etmiyorlar. İhlal kararı çıkalı 16 ay oldu. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi; AYM'den, Yargıtay'dan bir karar çıkar mı diye oyalandı. Şimdi bir şey çıkmayacaksa Avrupa Konseyi bir şey yapacak. Diğer yandan  AİHM'nin Yalçınkaya kararı var. Orada da 8 bin 500 dosya bekliyor. Yalçınkaya kararı uygulanmayacaksa dosya sayısı 20 bini aşar. Bu nedenle büyük bir kriz geliyor. Belki iktidar, AYM'nin önünü alarak AİHM'yi kilitlemeyi bir strateji olarak hesaplıyor olabilir."

AİHM'de zaten Türkiye aleyhinde 25 bin dosya bulunduğunu kaydeden Altıparmak, "AYM'nin barajı işe yaramazsa AİHM, Türkiye'den gelen 50-60 bin dosya ile baş edemez. Bu dosyalar direk AİHM'ye gider. Bu durum, Türkiye'nin Avrupa Konseyi ilişkilerini etkileyecek ciddi sonuçlar ortaya çıkaracak" dedi.

AYM'NİN KARARI BAĞLAYICIDIR

AYM'nin yeniden yargılama yetkisinin kısıtlanıp hak ihlali kararlarının yalnızca tazminatla sınırlı tutulmasının, bireysel başvuruyu tamamen işlevsiz hale getireceği görüşünde olan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Devrim Güngör de AİHM'nin yalnızca tazminat vermediğini, yerine göre yeniden yargılama kararı verdiğine işaret etti. 

Uygulamada AYM'ye yönelik "Süper temyiz mahkemesi" eleştirilerine hak verecek kararlar çıktığını anlatan Güngör, bu konuda Yargıtay'ı da eleştirdi. Güngör, "Sonuçta Yargıtay da pek çok dosyayı gereği gibi titiz bir şekilde incelemeden onandığı için ortaya çıkan bu boşluğu AYM bireysel başvuru yoluyla gidermeye çalıştı" dedi.

"Mahkemeler arasına astlık-üstlük ilişkisi olamaz" sözünü yanlış bulan Prof. Dr. Güngör, aksine mahkemeler arasında hiyerarşi olduğunu, AYM'nin bireysel başvuruda verdiği ihlal kararlarına Yargıtay'ın direnmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Güngör, "Bireysel başvuru sonucunda verilen kararlar da adli yargıyı da bağlar. Buna direnmek mümkün değil. Mahkeme kararları doğru olduğu için değil bağlayıcı olduğu için uygulanır. Buna uyulmaması, anayasaya aykırı hareket etmekten başka bir anlam ifade etmez" şeklinde konuştu.


Haber Kaynağı : 12punto

Anayasa Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru Can Atalay